Welcome, visitor! [ Register | Login

İlan Vermek İçin Tıklayın

Seksin Hazlarını Hisset

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 20 Haziran 2020

Selam; adım Selcan, 23 yaşındayım, bekar bir bayanım. Kumral, 1.65 boylarında, normal kiloda biriyim. Öyküm, kuzenimin kocası Kenan’la yaşadıklarımızla ilgili. Kenan 34 yaşında, esmer, tam bir Türk erkeği. Aslında ilk zamanlar onunla ilgili hiç bu tip
düşüncelerim yoktu.

Bir gün Mardin’e geldiklerinde, kuzenimin kocası akşam benden
bilgisayarımı istedi. Ben de verdim bilgisayarımı. Kenan
yaklaşık 1 saat kadar bilgisayarda takıldı. Fakat nereden
bilebilirdim geçmiş kayıtlarına girip, benim bu sitede seks
hikayeleri okuduğumu görebileceğini. Bir süre bana hiç birşey
söylemedi Kenan. Fakat bir gün akşam avluda oturup, büyüklerden gizli sigara
içerken (avlulu klasik Mardin evimiz var) bana, “Selcan’cığım
yanlış anlama ama, internete girdiğinde geçmişi silersen
senin için iyi olur. Hadi ben neyse de, bir başkası gördüğünde
senin için iyi şeyler düşünmeyebilir. Belli bir yaşa gelmiş
birisin, bu yüzden girdiğin siteler normal, ama yine de dikkat et!”
dediği anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Çünkü mutaasıp bir aileyiz (türbanlı olmasak ta). Her an yanlış anlaşılabilirdim.
Fakat Kenan o kadar sıcak konuştu ki, ben biraz buna güvenerek
rahattım. Biz hiç bir şey olmamış gibi konuşurken, bir
erkeğin benim yaptığım şeyleri biliyor olması
beni sulandırmaya başlamıştı. Kenan hakikaten çok
yakışıklı ve atletik yapılı bir erkekti,
bunları düşünürken beynim dönüyor, Kenan’ın gözlerinin içine
bakarak oturduğum yerde bacaklarımı sıka sıka
boşalıyordum. Arkaık zamanımın her anı
Kenan’ı düşünmekle geçiyordu. Biliyorum yaptığım
yanlıştı, ama yine de içimden bir ses onunda bana
karşı boş olmadığını söylüyordu. Üstelik
eşiyle yaşadıkları sorunları da bildiğimden, daha bir istekle onu düşünüyordum.

Yine bir gün onlara kahvaltıya gittik. Sabahları kalkınca ben
sütyen giymem ve o gün de beyaz tişörtüm vardı yine üzerimde ve
mümkün olduğunca saklayarak oturdum masada. Fakat sanırım Kenan
bunu farketmiş olacak ki, sürekli göğüslerime doğru
bakıyordu. Bunu düşündükçe göğüs uçlarım daha da
sertleşiyor ve yeni uyanmış olmanın etkisiyle amım
sulandıkça sulanıyordu. Yerimde duramıyordum. Annemler
birşeyler konuşuyor, Kenan konuşmalara katılıyor,
arada bana da laf çarptırıyordu. Fakat benim hiç bir şey
konuşacak, ya da bir şey yiyecek halim kalmamıştı.
Nihayetra Kenan sigara içmeye kalktı. Tam karşımda oturuyordu,
ayağa kalkmasıyla şortunun önündeki
kabarıklığı gördüm. Öyle bir kabarıklıktı
ki, utanmasam uzanıp ellerimle sıkacaktım. Sanırım o
da bakışlarımı farketti. Fakat yapacak bir şeyim yoktu,
çok kötü olmuştum. O gece yatağıma girdiğimde Kenan’ı
düşünerek defalarca amımı okşadım ve bacaklarım
titreye titreye, sular seller gibi boşaldım.

Bir gün yine evde tek başıma otururken pencereden Kenan seslendi,
“Selcan evde kimse yok ve benimde canım acayip kahve çekti, bana
yapabilirmisin zahmet olmazsa? Hem de beraber sigara içeriz!” dedi. Bu benim
için bulunmaz bir fırsattı. Hemen yan tarafa halamların evine
geçtim, mutfağa girdim, kahveyi yapmaya başladım. Bu arada Kenan
da içeri geldi. Üzerinde dar bir şort ve tişört, vücudunun tüm
hatlarını belli ediyordu. Hele ki şortun altından belli
olan o koca yarağı beni yine ateşlemişti. Ordan burdan
sohbet ederken kahvelerimiz de olmuştu, hemen fincanlara doldurdum ve
mutfakta oturup, yaktık sigaralarımızı.

Konular açıldıkça açılıyor, Kenan’ın kuzenimle yaşadığı
sorunlara kadar inmiştik. Kenan, eşinin cinsel anlamda çok isteksiz
ve 4 ayda bir ancak birlikte olabildiklerini falan anlatıyordu. Ben de,
“Sen fazla istekli olmayasın? Belki de sorun sendedir!” falan dedim. Fakat o
da bana, “Konutet çok istekliyim belki ama, hem sanırım bundan, hem de
sanırım ölçüler biraz fazla, ondan dolayı olabilir!” dedi. Ben
de, “Ölçü derken?” dedim. “Boşver, geçelim bu kısmını!”
dedi. Fakat ben anlamıştım neyi kastettiğini. Israrla
sorunca, “Selcan bunları konuşmam bile yanlış, ama anla
işte, şeyimin ölçüsü biraz büyük!” dedi utana sıkıla. Ben
de, “Ne kadar ki, büyük dediğine göre?” diye sordum. Bana dolaylı
yollardan, “İşte normalinden 5-6 santim kadar büyük!” dedi. Ben de
hemen, “Normali ne kadar? Seninki ne kadar?” diyerek soruyu yapıştırdım. “Offf Selcan ya, 23 santim işte!” dedi ve kıpkırmızı oldu.

O an benimde içim bir tuhaf oldu. İneternette dolaştığımda görüyordum erkeklerin
yarraklarını, ama bu sanırım bambaşka bir şeydi. Ve
içimde bir an önce onu görme isteği doğdu. Ben bunları
düşünürken, yazık Kenan konuyu değiştirmeye
çalışıyor, havanın sıcaklıklarından tutun da
başka her türlü konuya atlıyordu. Ben niyetimi bozmuştum bir
kere. Bu yaşıma kadar sakladığım bekaretimi bir
süredir ilgi duyduğum ve hayallerimin erkeği Kenan’a vermek
istiyordum. Kahvelerimiz de bitmek üzereydi bu arada. O an aklıma bir
fikir geldi, fincanlarımızı alırken başım
dönmüş gibi yapıp, kollarına bıraktım kendimi…

Kenan neye uğradığını
şaşırdı önce, “Selcan iyimisin? Dur sana su vereyim?”
derken, ben onun bütün vücut hatlarını hissetmeye
başlamıştım bile. Hatta elim boşta olduğu için
Kenan’ın karnına koydum elimi. Fakat o bunlardan habersiz, benimle
ilgilenmeye çalışıyordu. Elim artık Kenan’ın
kasıklarındaydı, ben de Kenan’ın kucağında. Ne
olduysa o an oldu ve gözlerimi açıp baktığımda
Kenan’ın da surat ifadesinin değiştiğini gördüm ve birden
dudaklarımız birleşti. Sanki öpüşmüyor birbirimizin
dudaklarını yiyorduk. Konutdekilerin akşama kadar
gelmeyeceğini bildiğimizden, herşey istediğim gibi
gidiyordu. Kenan bir yandan dudaklarımı yerken, bir yandan
elleri göğüslerimde geziyordu. Delirmeye başlamıştım,
ilk defa bir erkek tarafından elleniyor ve öpülüyordum. Hareketlerim
acemiyceydi, ama beni o kadar güzel yönlendiriyordu ki, çıldırmak işten bile değildi.

Arkaık ne olursa olsun diye düşünerek, “Kenan, senin olmak istiyorum!” dedim. Beni hemen ayağa
kaldırdı, masaya oturttu, üzerimdekileri yavaş yavaş
çıkartıyor, bir yandan dudaklarını tenimde gezdiriyor, bir
yandan da parmakları tüm mahremimi keşfediyordu. Ben hiç birşey
yapmıyordum ama, amım sırılsıklam olmuş ve kasıklarımdan
sızmaya başlamıştı. Resmen Kenan’ın
dudaklarının altında inliyordum. “Harikasın birtanem, seni
herşeyinle içimde hissetmek istiyorum!” diye yalvarıyordum adeta. Fakat
o, “Sakin ol güzelim, yavaş yavaş, acelemiz yok!” diyerek bir yandan
dilini kasıklarımda dolaştırıyor, bir yandan da
bacaklarımı okşuyordu. Ve işte internette
amlarını yalatan kadınları gördüğümde, keşke beni
de böyle yalayan bir erkek olsa dediğim, dileğim
gerçekleşiyordu. Kenan’ın parmakları göğüs
uçlarımı ezerken, dili de sırılsıklam olmuş
amımdaydı. Tertemizdim ve Kenan amımı deli gibi
yalıyordu. Kasıldığımı içimden bişeyler
aktığını hissedebiliyordum. Lisanini içime doğru ittikçe
sarsılıyordum ve deli gibi inliyordum. Yalvarıyordum artık,
“Hadi ne olur, o koca yarağını istiyorum!” diye.

Kenan ayağa kalkıp üzerindekileri bir çırpıda çıkardı. İlk defa bir
erkeğin cinsel organını canlı canlı görüyordum. O ne
muhteşem birşeydi, kocaman damarlı ve kafası mantar gibiydi.
“Yalamak istermisin?” diye sordu ve hiç düşünmeden ellerime aldım,
önce inceledim o sertliği, ellerimde hissettim ve dudaklarımın
arasına aldım. İzlediğim porno filmlerdeki gibi
yapıyordum. Yavaş yavaş ağzıma kaydırmaya
başladım o koca yarağı. O ise ellerini saçlarımda
gezdiriyor, herşeyi bana bırakmış gibi görünüyordu. Bütün sertliğiyle
biraz da olsa ağzımın içine alabilmiştim.
Karnının inip kalktığığını ve nefesinin
sıklaştığı hırıltılarını
duyabiliyordum. Beni kaldırıp masaya uzattı, yine
dudaklarını ve ellerini konuşturuyordu. Lisaninin tenimde
ıslatmadığı yer kalmamıştı neredeyse.
“Yeter, ne olur sik, delirdim hadi artık!” diyerek onu iyice kıvama
getiriyordum. Bana, “Bakiresin değil mi?” dediğinde, “Ne olursa
olsun, seninim, al beni!” diye yalvarmaya başladım.

İşte o an gelmişti. Kenan üzerimdeydi. Bir yandan göğüs
uçlarımı dişleriyle ezerken, bir yandan da iyice
sertleşmiş o koca yarağı amımın girişinde
daireler çiziyordu. Sırılsıklamdım ve yalvarıyordum
ona sokması için. Önce yarağını tuttu, amımın
girişinde daireler çizerek, “Hazırmısın sevgilim?” dedi.
Bense inlemekten, sadece, “Hadi!” diyebildim. O koca yarrağın
kafasını amımda hissetmeye başlamıştım.
Birazı girdiğinde dünyam başıma
yıkılmıştı sanki. Ağzımdan, “Ufff!” diye bir
ses çıktı. Fakat çektiğim acıya rağmen daha
fazlasını istiyordum. Kenan her hareketini beni incitmeden, büyük bir
titizlikle yapıyordu. Yavaş yavaş amımın
derinliklerine doğru girmeye başlamıştı. Ben
kasıklarımı kaldırıp daha da sokması için ona yol
açıyordum. Arkaık tamamiyle içimdeydi ve bekliyordu. Gözlerine
baktığımda aldığı zevki görebiliyordum. Bekaretim
gitmişti ve kanadığımı hissediyordum…

Kenan hareketlerini hızlandırmaya başladığında, ben de inlemeye
başlamıştım. Rüyalerimdeki gibi sikiyordu beni,
incitmeden, yavaş yavaş. Hızlandıkça acının
yerini müthiş bir zevk duygusu sarmaya başladı. Bedenim küçük
bir serçe gibi titriyordu. Kenan’ın altında inliyordum deliler gibi.
O amıma girip çıktıkça zevk sularımın
çıkardığı sesler mutfakta yankılanıyordu.
Bedenlarımız birleşmiş, tüm
ağırlığını hissedebiliyordum.
Bacaklarımı beline doladım ve o da cevap olarak daha da
hızlanmaya başlamıştı. Arkaık hareketleri
sertleşmeye başlamış içimde gidip geldikçe koca
yarrağının tüm damarlarını ve tüm
sıcaklığını amımın en derinliklerinde
hissediyordum. Çıldırmış gibiydik ve ben o ana kadar kaç kez
boşaldığımı hatırlamıyorum.

Masturbasyon yapmaktan bambaşka bir şeydi bu. Amım sırılsıklam
olmuş, zevk sularım kanla karışık
kasıklarımdan sızıyordu. Onu da rahatlatmak istiyordum,
yaklaştığını görebiliyordum, hızlandıkça
hızlanıyor, ben de zevkin doruklarına inleye inleye tekrardan
ulaşıyordum. “Sevgilim geliyorum, ama içine
boşalmayacağım!” dedi hırıltı ses tonuyla. Ben
de, “Hadi erkeğim, boşal, akıt bütün döllerini nereme istersen!”
diye bir kez daha orgazm oluyordum. “Aynı anda sevgilim, haydi!” diye
inlerken, sert hamlelerle resmen amımın duvarlarını
parçalıyordu. Ve ben son kez titreyerek boşaldım.
Kasıklarımın ağrıdığını,
bacaklarımın tir tir titrediğini hissederken, o da
yarrağını birden içimden çıkardı ve bütün döllerini
göbeğime doğru akıtmaya başladı. Muhteşem bir
şeydi bu, hem öpüşüyorduk, hem de o halen boşalıyordu. Onun
rahatladığını görmüştüm artık ve ben halen
inliyordum. Kaç kez boşalmıştım sayamadım bile. Harika bir duyguydu bu.

Bu yazdıklarımı 3 gün önce yaşamıştım ve yazarken bile halen amımın sırılsıklam olduğunu hissediyorum. Arkaık ona karşı acayip şekilde
bağlanmıştım, o harika bir erkekti. Kuzenim nasıl kıymetini bilemiyordu anlamamıştım. Herşeyiyle muhteşemdi. O günden sonra hiç bir şey olmamış gibi
davrandık, ama bakışlarımız her şeyi anlatıyordu. İlk erkeğim Kenan’dı ve ben halen onu istiyorum. Umarım tekrar yaşayabiliriz bunları!

728 total views, 3 today

Grup Yapma Fantezileri

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 19 Haziran 2020

Merhaba arkadaşlar. Adım Sevim. 39 yaşındayım, 1.65 boy, 73 kilo, beyaz tenli, balık etli birisiyim. Konutli ve bir çocuk sahibiyim. İlköğretimde sınıf öğretmeniyim. Eşime bağlı, mutevazi hayatı olan birisiyim. Fakat oğlum zamanlarda erkeklerin bakışları beni tahrik etmeye başlamıştı. Kocamın artık bana yetmediğini düşünüyordum.

Açıköğretim sınavı için görevli olduğum okula geldim. Gözetmenlik yapacağımı sınıfa girip, sınava girecek öğrencileri bekliyordum. Tek tek gelmeye başlamışlardı, herkesin sırasını gösteriyordum. İçeriye birden mükemmel seviyede çok yakışıklı birisi girmişti. Manken gibiydi. Kasli yapısı itibari vardı. Gözlerimi üstünden alamamıştım. Yerine oturdu. Sürekli bakışmaya başlamıştık. Kimliğini kontrol etmeye gittiğimde, bana yiyecek gibi bakıyordu, içim titremişti. 26 yaşında, karizmatik bir gençti. Adı Engin idi. Kimliği verirken elim eline değdi. Gülümsedi. Masaya oturduğumda aklım başımdan gitmişti. Tanrım, ne yapıyordum? Resmen canım istiyordu onu. Kibarca, “Herkes sizin kadar güzel gözetmen olsa keşke!” dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Sınav bitene kadar sürekli bakışmıştık. Yürüdükçe arkamdan kalçama baktığına emindim. Sınıftaki camdan yansımaya baktığımda gerçekten kalçama bakıyordu.

Sınav bitene kadar sürekli baktı. Sürenin sonuna kadar bekledi. Ey oğul getirdi verdi en Süre bitince de sınav kağıdını. Gülümsemesi beni tahrik ediyordu. Kağıdı bırakmıştı Sınav kağıdıyla birlikte, katlanmış bir de küçük değil. O gittikten sonra heycanla not kağıdını açıp baktım, “Fazla hoş bir bayansın, seninle sadece bir çay içmek istiyorum. Dışarıda bekliyor olacağım.” yazıyordu. Heyecandan titriyordum. Kabil etmemek için kendime söz veriyordum. Fakat içimden bir seste bu fırsatın kaçmayacağını söylüyordu.

Ad bittikten sonra okulun dışına çıktım. Sahilda arabayla bekliyordu. Uzaktan görünce elini kaldırdı ‘Buradayım’ der gibi. Yanına gitme zorunluluğu hissettim birden. Fasılabaya bindim, “Merhaba!” dedim. O da, “Ben Engin!” dedi. “Biliyorum, kimliğinde yazıyordu, ben de Sevim!” dedim. “Mado var şurda, çay mı kahve içelim mi?” dedi. Kabil ettim. Çaylarımızı içerken sohbet ediyorduk. Diksiyonu düzgündu. Tesirliyordu konuşmasıyla. Kendisinin uzaktan kumandalı araçlara ilgisi olduğunu söyledi, “İstersen götüreyim, kullanırız!” dedi. Fazla geç kalamayacağımı, eşimin bekleyeceğini söyledim. “Fazla uzak değil, gider değişik bir gün geçiririz!” dedi. Kabil ettim.

Gittiğimiz yer Gölbaşında ailesine ait Bağ eviydi. Yüksek duvarları olan, büyük bir bahçesi bardı. Bizden başka kimse yoktu. Heyecan basmıştı beni. Uzaktan kumandalı arabasını bahçeye çıkardık. Reynamaya çalışıyordum. Bana öğretmek için kumandayı elimden tutup, arkama yaslanıp gösteriyordu. Resmen aletini kalçamda hissediyordum. Konuştukça sıcak nefesi boynuma, kulağıma geliyordu. Tahrik olmuştum. Kalçamı iyice ona yaslamıştım. Biraz öyle durduktan sonra, kulağıma çok güzel olduğumu söyledi. Ben artık dayanamadım ve birden dönüp dudağına yapıştım. Bahçede deli gibi öpüşüyorduk. Lisanini ağzımın içinde gezdiriyordu, çok güzeldi. Bir yandan da iri kalçalarımı okşuyordu. İçeri bir sesli istediğimi söyledim. İki eliyle popomdan kaldırdı, ben de bacaklarımı beline dolayıp, kucağında öpüşe öpüşe eve girdik…

Kendi odasına götürdü beni. O beni soyarken, ben de onu soymaya başladım. Çırılçıplak kalmıştık. Yarağı kocaminkiyle aynı uzunlukta, fakat daha kalın ve daha düzgün şekilliydi. Tertemizdi, hiç kıl falan da yoktu. Hemen eğilip emmeye başladım. Mis gibi kokuyordu. Taşaklarını emerken inlemeye başlamıştı. Nihayetra beni üzerine ters alaraki o da benim amımı yalamaya başladı. Bir yandan da parmağını götüme sokuyordu. Delirmek üzereydim, vıcı vıcık olmuş amımdan sular akıyordu, “Sik artık!” diye bağırıyordum. Fazla yalvartmadı, beni sırtüstü yatırıp kasıklarımdan tutup yatağın kenarına çekti, bacaklarımı omzuna alıp, yarrağını usulca kaydırdı amıma. Dibini bulduğunda, belimden tutarak deli gibi sikmeye başladı. Okadar hızlı girip çıkıyordu ki amıma, kasıkları kasıklarıma çarptığında ‘Şap şap şap!’ sesler geliyordu. Okadar güzel sikiyordu ki, sesim kısılacaktı inlemekten ve bağırmaktan…

Ben çoktan orgazm olmuştum, fakat o halen sikmeye devam ediyordu. Ben ikiniciye orgazm olurken, yarrağını çıkarıp, göbeğime ve göğüslerime doğru boşaldı. Dölleri Sıcacıktı. İkimiz de aynı anda boşalmıştık. Yanyana uzandık ve biraz dinlendik. “Duşa girelim! dedi. “Tamam, ama saçımı ıslatmamam lazım, değilse kocam şüphelenir!” dedim. Yalınce Elleriyle vücudumu yıkadı. Nihayetra yine odaya geçtik ve öpüşüp sevişmeye başladık. Az sonra yarağı yeniden sertleşmişti. Bu sefer kendisi sırtüstü yattı ve beni ata biner gibi yarrağına oturttu. Deli gibi zıplıyordum. Zıpladıkça da 95 beden göğüslerim hopluyordu. Göğüslerimi avuçluyorken uçlarını ısırıyordu. Feryatlarımı duydukça, “Gönlünce bağır aşkım!” diyordu. O henüz boşalmamıştı, ama ben yine orgazm olup boşalmıştım. Yorulmuştum, indim üzerinden ve yatağa attım bende…

Beni yüzüstü çevirdi ve kaba etlerimi öpüp, ısırıp, emmeye başladı. Kocam hiç yapmıyordu bunu, işi bitti mi arkasını döner uyurdu hemen. Engin bu arada götümün yanaklarını yoğuruyor, arasıra iyice ayırıp, ucakta deliğime dilini değdiriyor, deliğin etrafını yalıyordu. Parmağını götüme sokup, “Seni burdan da sikmek istiyorum!” dedi. “Tamam yap, fakat ilk kez olacak!” dedim. Biraz daha yaladı, parmağıyla genişletmeye çalıştı, sonra beni domaltıp yarağını sokmaya çalıştı, çok zorladı fakat giremedi. Yarrağının başı giriyordu, gerisi size girmiyordu birtürlü. Aslında girerdi, ben eve geç kalırım telaşıyla bende çok kasıyordum. “Ordan başka bir zaman yapalım canım!” dedim. Beni kırmadı. Ben de onun yarağını yalayarak boşalttım.

Toparlandık ve beni evimin yakınına bıraktı. Birbirimize telefon numaralarımızı vererek vedalaştık. Arkaık Engin fırsat bulduğumuzda sikişeceğim onu’le.

868 total views, 3 today

Ağrının Hoş Hanımları

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 18 Haziran 2020

Slm, ben Sinem. 6 yıllık evliyim, 27 yaşındayım, 1.72 boyunda, esmer ve balık etli biriyim. Zihinsel özürlü kaynımla aramda geçen bir seks hikayemi paylaşmak istiyorum, çünkü kimseye anlatamıyorum ve içimde de tutmak ağır geliyor bana. Öyküm bundan 2 sene önce Mayıs ayında geçiyor. Kocamla beraber memleketlerine (Annedolu’nun şirin bir köyüne) tatile gittik. Köyde yaşayaşan kaynanam, kayınbabam ve kocamdan küçük olan zihinsel özürlü kaynım (İlhan), geleceğimizden haberleri olduğu için baya hazırlık yapmışlar, bizi bekliyorlardı. Gittiğimizde yoğun bir ilgi, bir alaka, utandırmışlardı beni. Hele kaynım, “Yengem geldi, yengem geldi!” diye diye ortalığı velveleye vermişti. Doğrusu bu ilgi çok hoşuma gitmişti. Yemekler yenildi, çaylar kahveler içildi, sohbetler edildi. Derken, kocamla ben yorgunluktan mahf olmuştuk, yatmak için izin isteyip, odamıza gittik, yattık uyuduk.

Sabah temiz havanın etkisiyle erkenden uyandım. Pencereden baktığımda kayınım İlhan hayvanları dere kenarına götürüyordu. Ben de üstümü giyinip dışarı çıktım. Kaynanam inekleri sağmış, sütü kaynatmak için ateşe koymuştu. Beni görünce gülerek, “Sonbaharel gelinim uyandın mı, günaydın!” dedi. “Günaydın anneciğim!” deyip, ateşin önünde muhabette koyulduk. Kaynanam, maddi manevi bazı sıkıntılarının olduğunu anlatıyordu. Ben de, “Maddi sıkıntılar halledilir de, manevi sıkıntı nedir anneciğim?” dedim. Kafaladı anlatmaya, “Biz yaşlandık, kızlar uğramaz oldu, siz İstanbul’da, biz burda kala kaldık öyle. İlhanın durumunu biliyorsun, gitmediğimiz doktor kalmadı, ama hiçbir faydası yok. Geçim kaynağımız hayvanlar, onlar da bakım ister, yaşlandık artık bakamıyoruz, İlhan da anlamıyor, hayvanları suya götürürüyor hepsi o kadar!” dedi, sonra, “Neyse… Hadi gel bir çay koyalım, kahvaltı yaparız!” dedi ve kalktık hazırlık yapmaya başladık. Kocam da uyanmış elini yüzünü yıkadıktan sonra sofraya geldi. Kahvaltıdan sonra kocama, “Biraz gezelim tarlalarda falan…” dedim. Kabul etti ve bahçeye indik. Dalından domates salatalık yemek kadar lezettli bir şey daha yoktu. Fazla hoşuma gitmişti…

Akşam olmuştu, ama benim içim de kaynıyordu, temiz hava ve organik yiyecekler bende adeta Afrodizyak etkisi yapmıştı ve canım öylesine sex istiyordu ki, anlatamam. Yatağa girer girmez, ben hemen yapıştım kocamın dudaklarına ve sevişmeye başladık. İkimizin de Orgazm olduğu güzel bir sikişmeden sonra, gayet huzurlu bir şekilde yattık, uyuduk.

Sabah yine erkenden uyandım. Yıkanmak için banyoya girdim. Kimse uyanmadan yıkanmalıydım, çünkü köy hali, derme çarpma bir banyoları vardı. Eskiden orası mutfakmış, ama sonra etrafını hasırlarla kapatarak banyo yapmışlar. İşin açıkcası insanı bu tedirgin ediyordu. İyi ki ani su ısıtıcıları vardı, su ısıtmak zorunda kalmamıştım. Hemen aceleyle soyunup suyun altına girdim. 2 dakika sonra sanki bir gölge görmüş gibi oldum, sağa sola baktım, birşey göremedim. Kim ola bu saate deyip devam ettim, banyomu yapıp, hızlıca giyinip yattığımız odaya gittim. Fakat banyonun ordan bir takım sesler duydum. Merak ettim, pencereden baktım. Bir de ne göreyim, kaynım İlhan banyo yaptığım yerin arka tarafından çıkıyor. Ani afalladım, ne yapacağımı şaşırdım kaldım. Beni mi röntgenlemişti? Nasıl olurdu böyle birşey? Öğleden sonra banyo yaptığım yerin arka tarafına gidip baktım. Gerçekten oraya konulan buğday torbalarının hemen yanında, bir parmak genişliğinde bir aralık vardı. Arkaık hiç şüphem kalmamıştı, kaynım beni dikizlemişti. Utana sıkıla geri geldim. Herkes dışardaydı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Kaynıma da kızamıyordum, 24 yaşında genç bir erkekti, belki zihinsel olarak eksikti, ama o da bir erkekti, onun da cinsel ihtiyaçları vardı. Onun için kızmadım ve kimseye de birşey söylemedim.

Fasıladan birkaç gün geçmişti ve İlhan’ın bana bakışları çok değişmişti. Bunun farkındaydım, ama ne yapabilirdim ki? Ne diyebilirdim ki? Daha doğrusu sonuçta deliydi. Gece olmuş ve herkes uyuyordu, benim ise uykum kaçmıştı. Uyumaya çalışıyordum, ama uyuyamıyordum. Kocam horlamaya başlamıştı bile. Ani dış kapının gıcırdamasını duydum, doğrulup ön cepheye baktığımda, İlhan’ı banyonun arkasına giderken gördüm. Ne yapıyor bu deli bu saate orda? diye bakmaya devam ettim. Merak işte, yatıp uyusana, sana ne? Fakat dedim ya merak işte, beni rahat bırakmadı, peşinden yavaşça dışarı çıkıp, çitlerin aralıklarından baktığımda, adeta şok olmuştum. İlhan donunu indirmiş 31 çekiyordu. Hemen ordan ayrılmak istedim, hatta iki adım geri attım, ama yine vaz geçtim, biraz daha seyretmek için geri döndüm, daha dikatli bakmaya başladım. İlhan tam karşımda yan durmuş, hızlı hızlı 31 çekiyordu. Biraz daha bekledim ve İlhan kasıla kasıla boşalmaya başladı. Fakat asıl şoku işte ondan sonra yaşadım, sikindeki kalan dölleri temizlemek için döndüğünde, avlunun ışığı yarağını tam aydınlattı ve ben hayatımda gördüğüm en büyük ve kalın yarağı gördüm. Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı ve gözlerimi yarağından ayıramıyordum, dehşet bir şeydi, gerçekten inanılmazdı. İnternette çok yarak gördüm, ama böylesini hiçbir yerde görmedim. İlhan donunu çekerken ben de hemen geri içeriye girdim. Odaya geldiğimde kocam halen horluyordu. Hemen sırtımı ona dönüp uyumaya çalıştım, ama İlhan’ın yarağı bir türlü aklımdan çıkmıyordu.

İlerleyen günlerde İlhan’ın yarağı adeta beynimde saplantı haline gelmişti. Tanrım, nasıl bir şeydi o yarak öyle? Bir kadın nasıl içine alabilir onu? diye her düşündüğümde sırılsıklam oluyordum. Fakat kocama birşey belli etmiyordum, sadece hemen odama girip kapıyı kilitleyip, İlhanın yarağını düşünerek masturbasyon yapıyordum.

Günlerden Çarşambaydı, akşam üstüydü, evin telefonu çaldı. Telefonu kocam açtı. Tedirgin bir sesle, “Ne zaman oldu, nasıl oldu? Islakıyorlar mı?” diye konuşunca, herkes, “Kine ne oldu?” diye ayağa fırladı. Kocam, “Tamam geliyoruz!” deyip telefonu kapattı. Hepimiz merakla ne olduğunu beklerken kocam anlattı: Amcaları tarladan gelirken traktörün romorkü devrilmiş ve amcaları altında kalmış. Durumu çok ağırmış, kan da lazımmış. Kocam, “Hemen hazırlanıp çıkalım!” dedi. Ben de hazırlanmak istedim tabi, ama kocam, “Senin ve İlhan’ın gelmesine gerek yok, biz gideriz! Duruma göre sana haber veririm!” dedi. “Hayır, ben de geleceğim!” dedim, “Olmaz!” deyip kestirip attı. Kocama gizlice, “Kendine gel, ben burada yalnız kalamam, korkarım!” dedim. Kocam da, “Korkma, birşey olmaz. Hem İlhan burda ya!” dedi ve aceleyle çıktılar. Gidecekleri köy traktörle yarım saat sürüyordu, binip gittiler…

Gece saat 23:00’e geliyordu, daha haber almamıştım. Patlamak üzereydim ki, evin telefonu çaldı. Hemen fırladım açtım. Fasılayan kocamdı, “Bu gece gelemiyoruz, durumu çok ağır, tıp fakültesine havale ettiler ve oraya gidiyoruz!” dedi. “Peki ne zaman geleceksiniz?” dedim. “Bilmiyorum, belli değil!” dedi. “Bari annem gelsin!” dedim. “Annem de yengemlerde, gelen giden çok, yengem ilgilenecek durumda değil!” dedi. “Tamam!” deyip kapattım telefonu. İlhan yere uzanmış Televizyon seyrediyordu, dünyadan haberi yoktu. Bana dönüp, “Annemler gelmiyorlar mı?” dedi. “Hayır!” dedim. Hiç konuşmadan tekrar filmi seyretmeye devam etti. Ben divanda oturdum, düşünüyordum. Saat baya geç olmuştu, “İlhan yatağına geçip yat istersen!” dedim. Hiç konuşmadan kalktı ve yerine geçti, gömleğini ve kot pantolonu çıkararak, sadece donuyla ve atletiyle yatağa uzandı, üstünü örtmeden. Ve o dev yarak donunun içinde, karşımda öylece duruyordu. İnik hali bile çok büyüktü…

Ben de orda divanda uzandım, ama uykum gelmiyordu, gözüm hep ondaydı. İçimi karışık duygular kaplamıştı, amım ıslanmış ve istemsiz hareketler yapıyordum, elim çoktan pijamamın içinde amıma varmıştı bile. İki parmağımı amımın içine sokup çıkarıyordum. Ani İlhan’ın bana baktığını gördüm, kaşıyormuş gibi yapıp elimi çektim hemen. İlhana baktım, bu sefer o sokmuştu elini donuna ve gözlerimin içine bakarak yarağıyla oynuyordu. “Napıyorsun İlhan, çek elini ordan!” diye bağırmışım. Hemen elini çekip bakışlarını kaçırdı. Nihayetradan üzüldüm çocuğa bağırdım diye ve telafi etmek için onunla konuşmaya başladım. Kısa cevplar veriyor, gözünü benden kaçırıyordu…

“İlhan seninle bir şey konuşamam lazım!” dedim. “Nedir yenge?” dedi ve bana baktı. “İlhan sen neden evlenmiyorsun?” dedim. “Babam erken diyor!” dedi. “Erken değil, tam evlenecek yaşta bir erkeksin ve evlenmem lazım!” dedim. “Babam kimse seni almaz diyor!” dedi. “O yüzden mi 31 çekiyorsun?” dedim. Nazarlarını kaçırdı ve cevap vermedi. “Ben seni geçen gün gördüm, banyonun arkasında 31 çekerken!” deyince, “Yalan söylüyorsun!” deyip, birden doğrulup oturdu. Ödüm koptu biran, birşey yapacak diye. “Hayır, yalan söylemiyorum gördüm, 31 çekiyordun!” diye tekrarlayınca, “Babama söyleyecekmisin?” dedi. “Söyleyim mi?” dedim. “Hayır söyleme, babam beni dövüyor!” dedi. “Daha önce dövdü mü?” dedim. “Konutet, bir kere tarlada yakaladı ve çok dövdü!” dedi.

Bunları konuşurken amım nasıl karıncalanıyordu anlatamam. Şeytan dürtüyordu, işte sana fırsat, değerlendir diyordu. “Peki söylemeyeceğim, ama karşılığında senden bir şey isteyecegim, sen de onu yaparsan kimseye söylemem, yoksa abine de, babana da söylerim!” dedim, ama yüreğim kalbimden çıkacak gibiydi, nefes alamıyordum, boğazım düğümleniyordu, daha şimdiden içimi suçluluk duygusu kaplamıştı. İlhan, “Nedir yenge?” deyip kalktı, pantolonunu giymeye çalıştı. “Hayır giyinme, banyo yapmanı istiyorum, çok kötü kokuyorsun. Fakat önce içerden sana temiz iç çamaşır alalım!” deyip dolaba yöneldim, ona bir külot ve atlet çıkardım, “Hadi bakalım, şimdi doğru banyoya!” dedim. “Yıkanınca babama demiyecek misin?” dedi. “Önce seni bir yıkayalım, sonra konuşuruz!” dedim ve banyoya girdik.

Atletini çıkartıp attı oraya, suyu kıvamına getirip donla altına girdi. Ben ona bakıyorum. Tamamen ıslanınca yarağı olduğu gibi yapıştı dona, bütün hatlarıyla görünüyordu. “Donunu da çıkar, seni lifleyeceğim!” dedim. Hiç itiraz etmeden çıkardı. Fakatn Tanrım, bu ne ya? dedim kendi kendime. Yarağı kıllı, kirli, ama kocaman bir şeydi! İlhanı lifleyip iyicene yıkadım. Fasılada elim kazayla değiyor gibisinden yarağına elliyorum. Ve yarak kısa sürede kalkmaya, uzamaya ve kalınlaşmaya başladı…

Kendime inanmıyordum, hayatımda hiç kocamı aldatmamıştım, fakat şimdi öz kardeşiyle aldatmanın planlarını yapıyordum. Yarağını tutup, “İlhan bu neden böyle oldu?” diye sert çıkmaya başladım. “Bilmiyorum yenge, annem yıkayınca da oluyor!” demez mi! “Nasıl bilmiyorsun?” dedim. “Bilmiyorum işte, sorma bana!” dedi. “Peki 31 çekmesini nasıl öğrendin?” diye sordum. “Asım öğretti!” dedi. Asım komuşlarıymış, ama evleri biraz uzaktaymış. “Peki, hiç bir kadınla yaptın mı o işi?” dedim. “Hayır yapmadım!” dedi. “Nasıl yapılacağını biliyormusun?” dedim. “Bilmiyorum!” dedi. “Peki ben sana öğretsem, kimseye söylermisin?” dedim. “Hayır söylemem!” dedi. “Bak ama, eğer söylersen, ben de senin 31 çektiğini babana söylerim. Askerlere de söylerim, seni ceza evine atarlar!” dedim. “Yok valla söylemem!” dedi. “Peki!” dedim. İlhanı kurulayıp çıktık. Dış kapıyı kilitleyip, yattığım odaya geçtik…

Ben de soyunup, yatağa sırtüstü yattım ve “Bak İlhan, bir kadın yapmak için, öncelikle onu yalaman gerekiyor!” dedim. Geldi elimi kolumu yalamaya başladı. “Oraları değil, burayı yalayacaksın!” diyerek amımı gösterdim ve “Aynı köpeğin su içtiği gibi, dilini amımın içinde gezdirmen lazım!” dedim. Hiç beklemeden yumuldu amıma ve yalamaya başladı. Ben zevkten uçmak üzereydim. Kafaından tutup amıma bastırdım, “Daha hızlı yala! Daha hızlı!” diye diye şidetli bir şekilde orgazm olup boşaldım. Fakat ne boşalma, anlatılamaz! İlhan halen yalamaya devam ediyordu. “Yeter bukadar! Şimdi de senin sırtüstü yatman lazım!” dedim. Dediğimi yaptı. Yarağını elime alıp sıvazlamaya başladım. Fakat avucuma sığmıyordu ki, içime nasıl girecekti? Nasıl alabilirdim içime onu? Hem almak için sabırsızlanıyordum, hemde bana bir şey olur diye çok korkuyordum. Bütün cesaretimi toplayıp, ata biner gibi üstüne diz çöktüm. O sadece olacakları bekliyordu. Elimi bolca tükürükleyip yarağının başını iyice ıslattım. Benimki zaten ıslak olduğu için, yarağının gövdesinden kavrayıp yavaşca amıma sürtmeye başladım. Yok böyle bir delilik ya, kendime inanamıyorum, zevkten uçuyordum adeta.

Biraz zorladıktan sonra yavaş yavaş amımın dudaklarını gerildiğini hissettim. Ve biraz sonra daha şidettli bir acı ile durdum, kafası içimdeydi. Fakat içimden çıkarmak istemiyordum, hepsini almayada korkuyordum. O an aklıma çantadamki nemlendirici krem geldi ve “Sen kıpırdama!” dedim, gidip getirdim ve yarağına baştan aşağıya iyice sürmeye başladım. Nihayetra yine yarağını amıma almayı denedim. Bu defa biraz daha rahat oluyordu galiba. Biraz daha, biraz daha derken içimde yer kalmadığını anladım, inanılmaz zorluyordu rahmimi. Fakat daha hepsi girmemişti, elimi attığımda daha 3 parmak kadarı dışarda duruyordu. Ben ise kıpırdamaya korkuyordum. Biraz o şekilde git gelden sonra inanılmaz bir orgazm daha yaşadım. Yarağına da alışmaya başlamıştım, artık yavaş yavaşta olsa oturup kalkabliyorum. Benim sıvımın ve kreminde etkisiyle, yarak içimde kayıyordu adeta. Nihayetra hızlanmaya başladım. Yarak beni zorluyordu, ama istiyordum da…

Bir süre sonra ayağa kalkıp, “İlhan, sen hiç sikişen eşek gördün mü?” diye sordum. “Gördüm!” dedi. “Beni o eşek gibi sik! Yarağına bolca tükür ama!” dedim ve ellerimle duvara dayanıp domaldım. İlhan yarağını tükürükleyip arkadan amıma girmeye çalışıyordu. Ve işte kafası içimdeydi, ama birden öyle bir abandı ki, gözlerim karardı ve istemeden de olsa bastım çığlığı. İlhan sesimden korkup durdu. Kendime geldiğimde, “Tamam devam et, ama yavaş yavaş!” dedim. Dediğim gibi yavaşça gidip geliyordu, ama ben zor duruyordum ve tutunduğum duvardaki beyaz alçıyı söküyordum. Kendimi geriye ittirerek, tamamını içime almak istiyordum. Nihayetunda taşaklarının kalçalarıma çarptığını hissedince daha çok hızlandım. O da aynı anda hızlanmaya başlamıştı…

Korunmuyordum ve içime boşalmaması gerekliydi. Fakat iş işten geçmişti, son darbelerdi, ben kopmuştum, hiçbir şey umrumda değildi ve aynı anda boşaldık. Duvara tutunmaktan kollarımda derman kalmamıştı, aşağıya kayarak dizlerimin üzerine çöktüm, İlhan da yarağını çıkarmadan benimle birlikte kaydı ve üstüme yığıldı kaldı. İçime öyle bir boşalmıştı ki, yarağı içimde olduğu halde etrafından dölleri süzülüyordu. Yarağı kendiliğinden küçülüp amımdan çıkınca, İlhan ayaga kalktı ve “Bu 31 çekmekten daha güzeldi, bundan sonra bana hep sen öğret yenge!” dedi. “Peki, ama kimsenin bilmemesi lazım, yoksa abin seni öldürür!” dedim. “Ben kimseye söylemem, ama sen de söyleme!” dedi. “Tamam! Hadi gel yanıma uzan!” dedim. Gelip yanıma uzandı. Hiç kıpırdamadan ytaıyordu. Elimi inmiş yarağına atıp biraz okşayıp sevdikten sonra, yarağı yine kazık gibi oldu. “İlhan bir daha sikmek istermisin?” dedim. “Konutet yenge, hadi yapalım!” dedi. O gece sabaha kadar 4 kere siktirdim kendimi İlhana.

Ertesi gün telefonun sesiyle uyandığımda, saat ögleden sonra 16:00’yı geçiyordu. Hemen fırladım telefonu açtım. Kocam arıyordu, “Niye açmıyorsun telefonu, nerdesin, 1 saaten fazladır arayıp duruyorum!” dedi. Ben de, “Bütün gece uyuyamadım, sabah ta erken kalktım, uykusuz olduğum için divanda uyuya kalmışım!” demek zorunda kaldım. “İlhan napıyor, orda mı?” dedi. “Nerde bilmiyorum, sabah hayvanları saldı sonrada eve gelmedi, ben de kapıyı kilitleyip uyudum. Amcanın durumu nasıl?” dedim. “Bilmiyoruz, daha bir gelişme yok, yoğun bakımda olduğu için içeriye almıyorlar, sadece yaşadıgını biliyoruz!” dedi. “Ee, gelmeyecekmisin?” diye sordugumda, “Sanırım gelemiyoruz!” dedi. Üzülmüş gibi yapıp (içimden baya sevinmiştim), geçmiş olsun dileyip telefonu kapatım. Nihayetra dışarıya çıkıp İlhana seslendim, ama ses yoktu, nerde olduğunu da bilmiyordum.

Banyoya gidip duş alıp pencerenin karşısına oturdum ve İlhanın gelmesini bekledim. Saat 19:00 olmuştu, ben yemekle uğraşırken kapının zorlandığını duydum. “Kim o?” diye sorduğumda, İlhan, “Ben geldim yenge, kapıyı aç.” dedi. Açtım ve “Nerdesin sen?” diye kızdım. Hiç konuşmadan içeriye girdi, “Ben acıktım!” dedi. Dünden beri hiçbir yememişti garibim. “Nerdeydin?” dedim, “Hayvanlarla beraberdim, onları otlattım, şimdi hepsini götürüp ahıra soktum!” dedi. Ben de gülerek, “31 de çektin mi?” dedim. “Hayır artık yapmıyacağım onu, seninle daha güzel oluyor!” dedi. Gülerek, “Bak seeen, neden daha güzel? dedim. “İşte sen çok güzel kokuyorsun!” dedi. Yemeğini koydum, yemek yedikten sonra çay içtik, “Hadi yatalım!” dedim. “Tamam!” dedi ve yatağına doğru gitti. Onu bu gece de istiyordum, hemde daha çok. “İlhan, yine yanımda yatmak istermisin?” dedim. Kafasını sallayarak, “Konutet yenge!” dedi. İçimi yine bir heycan sarmıştı. “Tamam, o zaman benim odaya gidelim!” dedim.

İkimiz de çırıl çıplak soyunarak yorganın altına girdik. Elimi yarağına attım ve okşamaya başladım. Yarağı hareketlenmeye başlamıştı. Ağzıma almak istiyordum, ama hayatımda hiç yapmadığım için tiksiniyordum. İnternette hep görüyordum, hep ağızlarına alıyorlardı, ama cesaret edemedim, biliyorum midem kaldıramzdı. Okşamaya devam ettim, taş gibi olmuştu elimde. Bu sefer ben sırtüstü yatarak bacaklarımı iki yana actım ve üstüme çıkmasını söyledim. Bacaklarımın arasında yerini almıştı, fakat bir şey yapamıyordu. Yine ben yarağını kavrayarak amıma sürtmeye başladım. Sırıl sıklam olmuştum ve zevk sularımla yarağını ıslatıyordum. Öyle içime girmeyeceğini bilgidiğim için yine avucuma tükürükleyip onun yarağını iyicene ıslattım ve yavaşca içime girmesini söyledim, “Sakın zorlama, ben dur deyince de dur!” dedim. “Tamam yenge!” dedi. Eliyle yarağını tutarak içime sokmaya çalışıyordu, ama başaramıyordu. Ona yardım edip bacaklarımı iyicene açıp havaya kaldırdım ve elimi yandan uzatıp yarağını tutup amımın hızasına getirip, tam deliğime denkledim, “Şimdi yavaşça gir!” dedim…

Dediğimi yaptı. Yarağının başı içimdeydi ve dün geceki kadar canım yanmamıştı. Biraz daha girdi, “Dur!” dedim. İçim yanmaya başlamıştı ve amımın duvarını zorluyordu yine. Biraz bekledikten sonra ellerimi kalçasına atıp sıkıca tutarak kendi kalçalarımı oynatmaya ve yarağını içime almaya çalışıyordum. Çoğunu almıştım. Zaten ıslanmıştım onun da etkisiyle daha da kayıyordu içime ve sonuda nihayet yine kasıklarımız birleşmişti. Tamamı içimdeydi ve benim gözlerim kapanmış, nerdeyse dudaklarımı koparıyorudum ısırmaktan. Onu serbest bıraktım ve “Şimdi istedigin gibi yapabilirisin!” dedim. İçime sokup çıkarmaya başladı. Kafasına kadar çıkarıp, dibine kadar sokuyordu. Her girdiğinde ben yine uçuyordum. Tamemen içime girmesi için bacaklarımı iyicene havaya kaldırıp yanlara doğru açtım. İlhan kudurmuştu, deli gibi girip çıkıyordu. Ben kaç kere boşaldım bilmiyorum. Soluk alışları hızlanmıştı. Onun boşalmasını istemiyordum, daha da hızlanmasıyla onu içimden çıkardım…

Zavallı yüzüme öyle mazlum mazlum bakıyordu ki, sanki ‘Sebep?’ diye sorar gibiydi. “Fazla yoruldum, biraz bekle!” dedim. Yarağı dimdik duruyordu, inmesin diye biraz okşadım. Yine onu içimde istiyordum, ama domalacaktım, o şekilde daha iyi sikiyordu. Önünde domaldım ve arkama geçmesini istedim. Diz çöküp tekrar sikini tükürükleyip içime öyle bir girdi ki, gerçekten bayılacağım sandım. Hem acı, hem zevk ikisi biraradaydı. Bu sefer bütün kontrol ondaydı ve istedigi gibi sikecekti. İlhan sanki az önce onu yarı yolda bıraktığım için intikam alır gibi, beni sıkıca belimden kavrayıp sert ve hızlı bir şekilde sikmeye başladı. Ben yine doruktaydım. İlhanın nefes alışları hızlanmıştı ve son hamlesini yaptığında, içimde bir yerlerin yırtıldığını hisettim, ama aldığım o zevk bana hiçbir şeyi umursatmıyordu. Dölleriyle yine içimi doldurmuştu. Ben uzanınca, yarağı içimdeyken o da üstüme yığıldı kaldı. Biraz dinlendikten sonra hemen banyoya gittim. İçimdeki dölleri çıkarmak için çömeldiğimde, döllerle karışık biraz da kan aktığını gördüm. Elimi amıma attığımda, amımın kıç tarafına yakın yerinde çok kötü yanan bir bölge hissetim. Amımı yırtmıştı, ama beni de dünyanın en mutlu kadını yapmıştı.

Ertesi gün kaynanam eve gelmişti. Ondan sonraki gün de, amcalarının komadan çıktığını ve hayati tehlikeyi atlatığını ögrendik. Fazla sevinmiştik. Kocam da eve gelmişti. O gece kocam benimle sikişmek istiyordu, ama amımın genişliğini hisetmesinden korktuğum için yalan söyledim, “Sen gittiğin gün adet oldum, daha iki gün yok sana birşey!” dedim. İki gün geçmişti ve amım normalleşir gibi olmuştu ve kocamla sikişebilirdim artık. Kocam, “Bu gece çok ateşlisin! O kadar sulandın ki, içine girip çıkarken hissetmiyorum bile!” dedi. Kocamın üzerine çıkıp, onu kudurttum. “İn, boşalıyorum!” demesine rağmen daha çok hızlanıp, kocamın içimde boşalmasını sağlamıştım. Arkaık her şey tamamdı, İlhandan hamile kalsam da, kocam kendisinden olduğunu sanacaktı. 3 gün sonra İstanbul’a döndük.

Şimdi nur topu gibi bir oğlum var :))

744 total views, 3 today

Kuşlar Gibi Hissetme Vakti

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 17 Haziran 2020

Selam seks seven arkadaşlar. De Öykülerini okudukça kendimden geçiyorum ve sürekli amım ıslanıyor Seks. Ben de bir hikayemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Adım Eylül, 29 yaşında, orta boylu, balık etli, alımlı, erkekler tarafından beğenilen, çok seksi ve evli bir kadınım. Kocam kamu sektöründe çalışıyor. 7 yıldır evliyiz. Ben gözü yüksekte olmayan, var olanla sürekli yetinmesini bilen bir kadınım. Kocamı ve çocuklarımı çok seviyorum, ben asla gözüm dışarda olmaz. Fakat kocam sürekli başka kadınlar peşinde koşan, aldığı maaşı karı kıza harcayan birisi. Sürekli borç içinde yaşar ve bunu da ben asla kendine sorun etmez. Konutlendiğimiz günden beri bu böyle. Güya çok severek, daha doğrusu kocam bana deliler gibi aşık olarak evlendik. Seks konusunda sınırsız bir kadınım, seksi çok seviyorum, ama ben asla kocamı aldatmadım. Çünkü seksi kocamla yapmayı çok seviyorum. Kocam da benimle sikişmeye bayılır. Bazen bana, “Sen pørnø yıldızlarına beş çekersin!” der, ama karı kızdan da ben asla vazgeçmez.

Zaten bakkala çakkala yeterince borcumuz vardı, birde bunun üstüne, abimin bana emanet olarak bıraktığı 16 tane Cumhuriyet altını vardı, kocam bunları fark edince, ağzımdan girip burnumdan çıktı, “Kredi borcunu ödeyecem ay bir tane Cumhuriyet altını yapacam!” dedi ve hepsini elimden aldı onu ve. Fakat 2 yıl oldu, tek bir tane safra yapmadı. Abimle bir ara sohbet ederken, abim, “Ben bir işyeri Moskova’da düşünüyorum!” dediğinde, sanki ensemden kaynar sular döküldü. Abim işyeri açarsa, mutlaka emanet verdiği altınları isteyecekti…

Ne halt yiyecem şimdi diye kocamla konuştum, ama kocamın umurunda safra olmadı. Günlerce kara kara düşündüm, çare bulamadım. Bir gün nette bir sosyal paylaşım sitesinde, fabrikatör olduğunu söyleyen 36 yaşında bir beyle tanıştım. Benden E-Posta adresi istedi, “Webcamda görüşelim!” dedi. E-Posta adresimi verdim. Çünkü adamın çok zengin olduğunu öğrendiğim anda, kocamın yediği altınları tekrar nasıl yerine koyacağım sorununa kafamda bir çözüm bulmuştum. Eğer bu fikrim gerçekleşirse, hem zevk alacaktım, hem borçları ödeyecektim. Bu düşünceyle Webcamı açtım. Ve Webcamı açmamla birlikte adamın aklını da başından aldım :))

Tanıştık. Adamın adı Emir imiş, İzmir’e 55 km uzaklıkta olan Bursa ‘ ilçede oturuyormuş. Biraz Webcamda Chat yaptıktan sonra beni çok beğendiğini söyledi ve benden Telefon numaramı istedi. Tabi önce bende bu çektim, sonra Telefon numaramı verdim. Hemen aradı, konuştuk. Birkaç gün sürekli aradı ve konuştuk. Nihayetunda benimle birlikte olmak istediğini söyledi TR. Ben de, “Temizlikçi olurdum ama şu sıralar moralim çok bozuk!” dedim. “Sebep bozuk söyle, derdin nedir? Bu dünyada halledilmeyecek birşey yok!” dedi. Ben de durumu açık açık söyledim. “Kafana taktığın şeye bak! Para hiç sorun değil, sana 16 değil 26 Cumhuriyet altını feda olsun, yeter ki benim ol!” dedi. “Tamam!” dedim, kabul ettim…

Kocam görevi nedeniyle 3 günde bir eve gelirdi. Emir’le akşam saat 21:00’de anlaştık, çocukları uyuttuktan sonra onu eve alacaktım. Bu arada, biri 7 yaşında ve diğeri 21 aylık, 2 oğlum var. Onları uyuttum. Emir dışarda iki dakikada model bir arıyor, “Heyecandan ölmek üzereyim, çocuklar uyumadı mı?” diye soruyordu. Ne yalan söyleyim, benim de kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu, amımın suyu akmış külotumu ıslatmıştı. Ve nihayet beklenen bir geldi, Emir elinde hediye paketiyle içeri girdi, içeri girmesiyle de hoyratça dudaklarıma yapışması bir oldu. İkimiz de ayakta kendimizi kaybettik, deliler gibi öpüşüyorduk. Ben dayanamadım elimi Emir’in’in sikine attım, pantolon üzerinden hem okşuyor, hemde deliler gibi öpüşüyorduk…

Emir de dayanamadı, direk üstümü, yani tişortümü çıkardı, sütyenimin kopçasını açıp, deliler gibi memelerimi emmeye başladı. Ben de kemerini çözüp pantolonunu dizine kadar indirdim. Siki baksırın içinde çadır kurmuş ve bir Bir önce çıkarılmayı bekliyordu. Hiç bekletmeden baksırını da çıkardım, önünde diz çöktüm ve deliler gibi yalamaya başladım. Taşaklarının tümünü ağzıma alıp hafif dişliyordum. Emir kendinden geçmiş bir şekilde, “Orospuuuu, tam bir fahişe gibi sevişiyorsun!” diyerek hırıltıyla ağzıma boşaldı. Yutabildiklerimi yuttum, geri kalanı çenemden, memelerimin ortasından, göbeğime kadar süzüldü. Emir hemen çekyatın üstüne yığıldı…

Benim amım vıcık vıcık olmuştu, amımın suyunu parmaklarımla alıp Emir’in inmiş sikine sürüp sıvazlıyordum. Fazla geçmeden siki yine taş gibi oldu ve ben daha fazla dayanamayıp direk üstüne çıkıp, sikini amıma yerleştirdim ve deliler gibi zıplamaya başladım. Emir de kendinden geçmiş bir halde, “Oohhh orospum, horozun seni sikmeye, parçalamaya geldi!” diyerek alttan pompalıyordu. Nihayetra beni üstünden indirdi, yere uzandırıp misyoner pozisyonda bacaklarımı açıp, direk amıma soktu. Amım çok dardır, iki doğumumu da sezeryanla yaptım. Zaten çatı darlığı da olduğu için amım kız AMI kadar dardır. Misyoner pozisyonda çok fazla git jel yapmadan Emir içimde patladı. Sikini çıkardığında kan olmuştu. Emir şok olmuştu. Peçeteyle silerken, “Konutli olduğunu bilmesem, bakiresin derdim!” dedi.

Anlayacağınız Emir’in siki kocamınki kadar büyük olmamasına rağmen, neden bilmiyorum ama fena yırtmıştı beni. Fakat ben zevkten bende kaybettiğim için hiç acı hissetmedim. Çırıl çıplak birbirimize sarılarak biraz uzandık. Fakat emir zevkten ağzı kulaklarında, hayran hayran bana bakıyordu. Ben de elimi sikine attım, okşayıp tekrardan sertleştirmeye çalışıyordum. Çünkü daha beni domaltarak sikecekti. Telefonda söylemiştim, benim en çok sevdiğim, dizlerimin bağı çözülen tek pozisyon domaltılarak sikilmek diye.

Nihayet Emir’in siki tekrar taş gibi oldu. “Yat aşağı orospuuuu!” diyerek, beni yatırdığı gibi bacaklarımı ayırdı ve amıma yumuldu, yalamaya başladı. Amımın tümünü ağzına alıp, deliler gibi emiyordu ve beni delirtiyordu. O bana orospu dediği için, ben de, “Ohhh! Ne güzel yalıyor pezevengim!” diyor, hemde inliyordum. Emir, “Pezevengin şimdi yine amını yırtacak orospu, hemde domaltarak!” diyerek beni 4 ayak pozisyona getirdi. Sikini hiç ıslatmadan, zaten yalanmaktan ve suyumun akmasından amım vıcık vık olmuştu, direk taş gibi sertleşmiş sikini arkadan amıma geçirdiği gibi kökledi…

Ben uçmuştum artık, bende kaybetmiştim, “Sik beni orospu çocuğu, erkek gibi sik, piç kurusu, pezevenk seni!” diyerek onun beni dahada sert sikmesi için Gazze getiriyordum. O da, “Sikiyorum işte orospu! Sen sikişe doymuyorsun, aslında sana 4-5 beş yarak aynı anda koyulması gerekiyor, ancak ozaman doyarsın, fahişeee!” diyerek, gittikçe dahada sert sikerek, beni deli ediyordu. Orgazm üstüne orgazm yaşadım, Kaş defa ben boşaldım bilmiyorum. Nihayetunda Emir de daha fazla dayanamayıp içimde patladı…

O gece, Emir beni sabaha kadar defalarca sikti. Sabah çocuklar uyanmadan da gitti. O gittikten sonra ben duşumu aldım, biraz uyuyacaktım ki, aklıma bana getirdiği hediye paketleri geldi. Hemen açtım baktım. Harbiden de, 16 değil, tam 26 tane Cumhuriyet altını vardı. Tabiatl hemen altınları sakladım, kocamın eline geçerse yine satıp yer diye. Emir’le halen ilişkimiz devam ediyor, kocamınsa hiçbir şeyden haberi yok. Emir bana söz verdi, “Parayı ben asla kafana takma, maddi olarak türlü destekte bulunacağım sana!” dedi ona. Ve bu sözünü de tuttu, çocuklarım adına açtığı hesaba her ay yüklü bir miktar para yatırıyor onu. Kocamı çok seviyorum, ama kocam çok hovarda, ben asla benim ve çocuklarımın geleceğini düşünmez. Napayım, ben de böyle bir yol buldum. Üstelik Emir çok güzel beceriyor beni, hem de tüm ihtiyaçlarımı karşılıyor, bana değer veriyor.

Emir ise bir fantazisi var, sürekli, “Seni o boynuzlu kocanın yanında sikmek için neler vermezdim!” deyip duruyor. Şu anda bilmiyorum ama, belki ilerleyen zamanlarda bu fantazisi gerçekleşir. Çünkü kocam da grup sekse biraz meyilli, birkeresinde benimle sevişirken, “Şimdi başka bir erkek daha olsa da, aynı anda seni becersek, ne güzel olurdu!” demiş ve inanılmaz bir biçimde boşalmıştı. Nihayetra da o konuyu birdaha açmamıştı. Bundan yola çıkarak, belki ilerleyen zamanlarda onu da aramıza alırız diye düşünüyorum.

611 total views, 2 today

Hayatının Gecesini Yaşa

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 16 Haziran 2020

Merhaba ben Bursa’dan Cavidan, 27 yaşında, kapalı giyinen,
ince yapılı, uzun boylu (1.75 cm), 63 kiloda bir bayanım.
Çevremden güzelliğimle ilgili çok sözler duyarım. Konutleneli 2 yıl
oldu ve çocuğum yok. Belçika’da yaşayan 36 yaşındaki
teyzemin oğlu İlhan abi (ben ona çocukluğumdan beri abi derim),
eşini ve kızını, karısının memleketi olan
Hatay’a bırakıp köyümüze, yani Bursa’nın bir ilçesi ve onunda
bir köyüne geldi. İlçenin ve köyün adını söylemek istemiyorum.
Annemin kadın hastalığı vardı, İlhan abi, “Hadi
anneni İstanbul’a, doktora götürelim!” dedi. Ben de kocamdan izin
aldım, annemle birlikte, İlhan abinin lüks arabasıyla,
İstanbul’da, tanınmış bir kadın doğum doktoruna
gittik. Annem muayene oldu, rahim kanseri imiş. İlhan abi ile
konuşup, 3-4 gün içinde ameliyat olmasına karar verdik. İlhan
abi bana, “Gelmişken sen de muayene ol!” diye tutturdu. Ben
karşı geldim, ama annem de ısrar edince, utana sıkıla
mecburen, kocamdan başkasına göstermediğim mahrem yerimi, zorla
da olsa doktora gösterdim…

Hekim bana sadece, “Konutlimisin?” diye sordu.
Ben de, “Konutet.” dedim. Hekim yorum yapmadan dışarı
çıktı, İlhan abi ile görüştü. Nihayetuç olarak bir
hastalığımın olmadığını söyledi. İlhan
abi doktorla konuşup, annemin ameliyat gününü belirlediler. Hekim,
annemin 10 gün kadar hastanede kalması gerektiğini söyledi. Oradan
ayrıldık. Annem bana söylenmeye başladı, “İri
kadın oldun, daha temiz olmasını beceremiyorsun! Pislikli
olduğun için mi muayene olmak istemedin?” diye benimle çekişiyor,
İlhan abi bizi dinliyordu. Fakat bize müdahale etmedi. Yalınce, “Cavidan sen
damadı ara, durumu söyle, en az 10 gün buralardayız, annemin
yanında kalacaksın!” dedi. Ben de aradım. Kocam beni
kırmazdı, hemen kabul etti. O gün hastane yakınında uyduruk
bir otelde kaldık ve ertesi gün annemi hastaneye yatırdık. Sağlam
hasta olduğu için refakatçı kabul etmediler. Biz
dışarı çıktık. İlhan abi, “Hadi ufaklık,
kendimize doğru dürüst bir otel ayarlayalım, buralarda bir hafta
felekten gün çalalım! Fakat benimle gezecek ve yaşayacaksan, kendine
bakman gerekiyor, sana biraz bakım yapalım!” deyip, lüks bir kuaförün
önünde durdu…

İçeri girdik, birkaç kadın saçlarını yaptırıyordu. Patroniçeyi
dışarı çağırdı, bir şeyler konuştu,
sonra içeri girip bana patroniçeyi göstererek, “Seni ona emanet ediyorum,
sözünden çıkma, dediklerini yap, ben saat 18.00 gibi alırım
seni!” deyip gitti. Saate baktım, daha yaklaşık 4 saat burada
idim, aklımdan bu kadar zaman ben ne yapacağım burada diye
geçirdim, aynı zamanda İlhan abi boylu poslu, zengin ve
yakışıklı birisi, yengem de olmadığına göre,
herhalde çapkınlık yapmaya gidecek diye düşündüm, soru
sormadım. Patroniçe çalışanlardan birini çağırıp,
“Bu hanımefendiye tırnaktan başlayıp en son saç teline
kadar temizleyip bakım yapılacak. Buradan çıkarken kendini
tanımayacak!” diye emir verdi…

Uzatmayayım, etek traşım dahil, istemesem de bana bakım yaptılar. Bu arada
benimle ilgilenen bayan bana, “Hadi iyisin, zengin birini bulmuşsun, iyi
değerlendir!” dedi. Ben, “O benim abim!” dedimse de, “Ben böyle abileri
çok gördüm, değerlendir derim başka birşey demem!” diye kesip
attı. İlerleyen dakikalarda konuşurken artık abim
demiyordum, desem de inanmayacak diye. “Bak kızım demedi deme,
buradan çıktıktan sonra seni bir mağazaya götürecek, güzel
kıyafetler, yani seksi kıyafetler alacak! Biraz cilve yaparsan
kuyumcuya da götürür seni, güzel hediyeler aldırabilirsin. Daha sonrada
lüks bir otele attı mı, senden
karşılığını isteyecek!” dedi. “Olmaz abla, o öyle
şeyler yapmaz!” filan desem de, “Kızım tecrübelerimiz
konuşuyor, bu dediklerim çıkmazsa gelip bana anlatırsın,
tamam mı?” dedi. Ben de, “Tamam!” dedim. Bu arada benim işim bitti,
oradaki dergilere bakmaya başladım. Renkli kıyafetler, mini
etekler, iç çamaşırları tanıtan dergiyi bayağı
karıştırdım. Bana bakım yapan bayan gelip, “Ha
şöyle, o dergideklerden aldır, kendini ucuza getirme!” diye
kulağıma fısıldadı. İçime kurt girdi, ama yine de
o benim teyzemin oğlu, böyle bir şey olmayacak diye de düşünüyordum.

Saat 18 olduğunda İlhan
abi geldi. Beni görünce, “Küçüklık senmisin?” diye şaka yapıp,
“Sen arabaya git!” dedi. Ben de itirazsız gittim, kuaföre kadar para
ödediğini bilmiyorum. Fakat merak ta ediyordum, bayanın dedikleri
olacak mı diye. Fasılabaya bindi, “Açlık durumu nasıl? Karnımızı
doyuralım mı? Yoksa önce otel mi ayarlayalım?” dedi. Ben cevap
vermeden, “Önce otel!” diye söylendi. Fazla lüks bir otele geldik. İlhan abi
iki yataklı bir oda kiraladı ve bir günlük ücretini ödedi, “Memnun
kalırsak, en az 10 gün kalacağız!” dedi. Otelde yemek menüsünü
de öğrendik, oradan çıktık. Benim aklıma kuafördeki
bayanın sözleri geliyordu sürekli. İlhan abi, “Hadi ufaklık,
senin üstüne başına da bir şeyler alalım, güzelliğini
tamamlasın!” dedi. Büyük bir mağazanın park yerine girdik.
Yukarı çıkarken, “Parasını düşünme, limitsiz kredin
var, ne istiyorsan alabilirsin!” dedi. Mağazaya girdik, bizi sanki önceden
tanıyorlarmış gibi samimi bir şekilde
karşıladılar. Benim şaşırdığımı
görünce, İlhan abi, “Geridaşımın mağazası!” dedi.
Mağaza sahibi Hasan, “İlhanım, mağaza sizin!” deyip bir
bayan çağırdı, “Hanımefendiye yardımcı olun!”
dedi ve İlhan abi ile patron odasına geçtiler…

Ben bir takım iç çamaşırı, herzamankilere benzer şeyler, etek, elbise,
başıma da desenli bir örtü aldım. Masraf olmasın diye de
fiyatlarını soruyordum, fakat söylemiyorlardı. Bir ara benimle
ilgilenen bayan yanımdan ayrıldı, patron
çağırmış. Arka geldiğinde, “Hanımefendi
aldıklarını değiştirmemiz gerekecek!” dedi. “Niye?”
değimde, “Patronun emri, daha güzel şeylerle seni yeniden
tanımlayacağız!” dedi. Ben de pek anlamasam da, tamam demek
zorunda kaldım. Kuafördeki dergide gördüğüm kıyafetlerden
giydirdiler. Bunları yaparken yine kuafördeki bayanın sözleri
aklıma geldi, (Gerçekten İlhan abi beni sikecek mi?) demeye
başladım, bir taraftan da, (Yok olmaz, hem ben evliyim, hem o evli, o
iş olmaz!) diye düşünüyordum. Neyse mağazada işimiz bitti,
İlhan abinin yanına gittik. Tezgahtar bayan, “Zeybekndim, sizin
emrettiğiniz gibi bir şeyler ayarladık!” dedi. İlhan abi
de, “Hadi ufaklık şimdi karnımızı doyurma
zamanı!” dedi. Patron, “Misafirimiz olun, beraber yiyelim?” falan dedi,
ama İlhan abi, “Yok, ufaklıkla baş başa yiyeceğiz!” dedi ve
vedalaşıp çıktık…

Kuafördeki bayanın dedikler bir bir
oluyordu. Şimdi de kuyumcu derse, kesin bu gün sabaha kadar beni sikecek
diye düşünüyordum, bir taraftanda beni sikmek isterse ne yaparım diye
düşünüyorum. Rezillik çıkarma ihtimalim yok ya, herhalde boyun
eğeceğim diye düşünmeye başlamıştım ki, “Aslında
sana şimdi bir kuyumcuya gidip güzelliğini tamamlayacak bir
şeyler daha almamız lazım ya, önce şu karnımız
doyuralım bakalım!” deyip otelin yolunu tuttuk. Otele
vardığımızda, otel görevlileri arabadan 3-4 poşet
alıp odaya götürdüler. Durumbuki benim aldığım en fazla 2
poşet olur. Herhalde İlhan abi de kendine birşeyler aldı
diye düşündüm. Otelin lokantasına çıktık, mükellef bir
yemek yedik. İlhan abi yemeğin yanında birşeyler içti, bana
da, “İç!” dedi, ama ben, “İçmem, hayatımda hiç içmedim.” dedim.
“Herşeyin bir ilki var, birşeyler söyleyim de iç!” dedi ve garsonu
çağırıp kırmızı şarap söyledi. İlhan
abiyi kırmamak için bir kadeh içtim. Bana bir kadeh daha doldurup içmem
için ısrar edince, ben içimden, (Tamam, olay anlaşıldı,
itiraz ve kaçış yok bu gece, galiba İlhan abinin
yarağını yiyeceğim!) diye geçirip, kendimi bu gece sikilme
fikrine alıştırmaya çalışıyordum. O
doldurduğu kadehi de içtim, hesabı ödeyip odamıza çıktık…

Kanaat getirmiştim, beni kesin sikecekti,
ama merak ediyordum, bakalım nasıl isteyecek diye. İçeri girince
içeride iki oda vardı, büyük odanın içerisinde büyük bir yatak, küçük
odada da tek kişilik bir yatak vardı. İlhan abi, “Ben duş
alacağım!” deyip duşa girdi. Duşunu aldıktan sonra
havluya sarılarak çıktı, büyük odaya girip, geniş bir
şort giyip, üzerine birşey giymedi. Ben zaten eskiden İlhan
abinin vücudunu biliyordum, ama hiç beni sikmek isteyen biri olarak
bakmamıştım. Fazla karizmatik, kaslı bir erkekti. Yatağa
uzandı, “Hadi canım sen de duşunu al, sonra da
aldıklarını bana göster bakalım!” dedi. Ben de duşa
girdim. Her tarafım bakımdan geçmişti, ister istemez elim
amcığıma gitti, (Hadi bugün sana ziyafet var, kadının
dediği gibi tadını çıkaralım!) diye aklımdan
geçirdim ve bu duygu hoşuma gitmeye başlamıştı…

Banyodan çıktım, “Hadi göster şunları bakayım!” deyince,
içeri girmeden, “Abi ben utanırım, bunları sana gösteremem!” dedim. “Hadi utanma,
utanılacak birşey yok, giy bakayım!” dedi. Utana
sıkıla, iççamaşırların aralarında en masum
olanlarını giyip, üzerime de bornozu giyip içeri girdim. Bana
gülerek, “Ne o kız, mağazadan bornoz mu aldın?” dedi.
“Hayır, utanıyorum!” dedim. “Bak kalkarım şimdi, hadi!”
deyince, arkamı dönüp bornozu çıkardım. “Vay vayyy! Bizim
ufaklığa bak! Bu ne güzellik kız? Vücudun hiç
bozulmamış, yoksa daha kız mısın?” dedi. “Abi yaa,
biliyorsun ki evliyim!” dedim. “Hadi önünü dön!” dedi. “Dönemem!” falan
dediysem de, “Burda biz bizeyiz, hadi dön!” dedi. Utana sıkıla
döndüm. “Vayyyy, tahminimden de güzelmiş! Hadi diğerlerini de
göster!” diye emretti. Ben de kayıtsız şartsız uydum,
mağazada elime bile alamadığım külodu ve aynı renkteki
sütyeni giydim. Kendimi podyumlardaki mankenlere benzeterek içeri girdim.
Elimle amcığımı kapatmaya çalışıyordum, “Çek
kız elini! Onun kıymetini bilmeyen birine seni verdik diye zaten
vicdan azabı duyuyorum!” dedi. “Niye öyle diyorsun abi?” dediğimde,
“Peki doktor sana niye evlimisin diye sordu, biliyormusun?” dedi. “Hayır,
bilmiyorum…” dedim. “Ben biliyorum, ama daha sonra söylerim!” dedi.
Bu arada sürekli eliyle kalkan yarağını kapatmaya çalışıyordu.

Biraz sonra, “Hepsi bukadar mı aldıkların?” diye sordu. “Benim almadığım
kıyafetler de var burada, herhalde yanlış göndermişler?”
dedim. “Hayır yanlış değil, ben aldım! Onları da
yarın giyersin. Yoruldun, gel yanıma otur, biraz muhabbet edelim!”
deyip yanına çağırdı. Zaten üstümdeki iççamaşırlarıyla
her yanım açıkta gibiydi, utanarak yanına vardım,
yatağın kenarına oturdum. Günümün nasıl geçtiğini
filan sordu, “Utanıyorsan şu battaniyenin altına gir!” dedi. “İyi
olur!” deyip yatağa girdim. Bir süre sonra saçlarımı
okşamaya başladı, “O pezevenk kocan senin kıymetini
bilmiyor, üzülüyorum senin için!” dedi. Benim yanıma
yanaşıyordu. Bir anda dirseğinin üzerine kalkarak, “Sana
kadınlığını yaşatmak istiyorum, bana müsaade
edermisin?” dedi. “Nasıl olur, sen benim abim sayılırsın!” dedim. “Bugün
olmayıveririz!” dedi. “Yapamam!” filan dedim, ama o, “Sen
yapmayacaksın, ben yapacağım! Eğer utanırsan, beni
görme, çek şu battaniyeyi başına!” deyip, başıma çekti…

“Abi yapma!” filan dedim, ama çare yoktu, bu
gün beni sikecekti, hiç olmazsa o zevk alsın diye, ona arkamı döndüm.
Geridan yanaşıp, saçlarımı koklayıp, kulak memelerimi
öpmeye başladı. Kocamda görmediğim bir heyecan duyuyordum. Bir
taraftan da varlığı ile yokluğu tartışılır
külodumu ve südyenimi çıkardı, arkama kazık gibi ve alev alev yanan
yarağını dayadı. Ben yönümü dönemiyordum, ama arkadan
amcığıma geçireceğini hissediyordum. Biraz öptükten sonra
beni çevirdi. Gözlerimi açamıyorum, ama müthiş heyecan duyuyordum.
Taa aşağılara, ayağıma kadar indi, öpüp yalayarak
amcığıma kadar gelince, “Annenin konuşmasından
burasının kıllı olduğunu tahmin etmiştim, ama tam
bana göre hazırlamışlar, onlara teşekkür ediyorum!” deyip,
diliyle amımın dudaklarını açmaya başladı. Kocam
daha beni doğru dürüst soyup ta amıma bakmamıştı bile…

Küçük ufak gözlerimi açıp bakmaya
başladım. O amımı yaladıkça, ben de popomu
kaldırarak, dilinin daha derinlere girmesini sağlıyordum.
Yukarılara doğru uzandı, memelerimi okşamaya
başladı. Memelerim avuçlarında kayboluyordu. Böylesine bir zevk
alacağımı düşünmüyordum, onun yaptığı
masrafların karşılığı olarak onunla görev olarak
birlikte olur gider yatarım diye düşünüyordum. Fakat resmen
kudurmuştum. Bir an önce yarağını görmek ve yemek
istiyordum. Dudaklarımı öperken, aşağıdan da
amcığımı birşeyler zorluyordu. Fakat onun altında
şort vardı. Biraz daha dudaklarımı öptükten sonra aniden
üzerimden kalktı ve “1 saniye bekle!” deyip diğer odaya geçti. Biraz
sonra elinde bir rulo kağıt havlu ve çırıl çıplak
olarak içeri girdi. Ben gördüğüme inanamadım, önündeki yarak
eşşek siki gibi sağa sola sallanıyordu.
Yarağından gözümü alamadığımı görünce, “Ne o,
daha önce hiç yarak görmedin mi?” deyip yatağın kenarına gelip
dikildi. Elini bana uzatarak benim yataktan doğrulmamı
sağladı ve yatağın kenarına çekerek
ayaklarımı aşağıya indirdi. O koca şey şimdi
ağzımın hizasına geldi. “Hadi, ne duruyorsun, ellesene!” diye emretti…

Korka korka ellemeye
çalışıyordum ki, “Bu ne kız, taze gelinin yarağa
dokunduğu gibi dokunuyorsun! İlk defa mı yarak görüyorsun?” dedi.
“Böylesini ilk defa görüyorum!” dedim. Elimi değdiğimde kazık
gibi olduğunu hissettim. Dibine kadar sıvazlayarak elledim.
Saçımdan tutarak yarağını ağzıma sokmaya
çalışıyordu. Bense sadece başının etrafına
dudaklarımı değdirebiliyordum. Bir anda kollarımdan tutarak
kaldırdı. Zaten benden çok uzun boylu ve güçlü idi. Göğsüne
başımı bastırıp, popomu avuçlayarak beni kendine
çekti, yarağını aramızda
sıkıştırmıştık. Biraz böyle bekledikten
sonra beni kucakladığı gibi yukarı kaldırdı. Ben
de düşmemek için boynuna sarılıp bacaklarımı beline
doladım. Bu pozisyonda sanki yarağını
bacaklarımın arasına aldım, amcığımın
dudakları arasına sıkıştırmıştım.
Biraz dans eder gibi sarılı durduk, sonra yavaşça beni
yatağa yatırdı, bacaklarımı onuzuna alarak, o kocaman
şeyin dibinden tutarak, aşağı yukarı kaygan
amcığıma sürtmeye başladı. Korkuyordum aslında,
ama ne olacaksa olsun artık diye düşünüyordum…

Yemekağı eğilerek, “Benim
küçük sevgilim, şimdiye kadar sana kadınlığını
hissetirmemişler, hazırmısın?” diye sordu. Gözlerimle evet
dediğim anda dudağıma yapıştı ve abandı.
Sanki amcığıma birisi kolunu sokuyordu. Dudakları
dudaklarımı hapsettiği için bağıramadım, ama geri
itelemeye çalıştım. Ne mümkün, dibini bulmuştu. Biraz öyle
bekledi. Dudaklarımı ağzından kurtardım ve “Offf, ne
yaptın abi, biryerlerim yırtıldı!” dedim.
“Kızlığını bozdum, kocan olacak beceriksiz seni 2
yıldır adam gibi sikememiş, doktor senin halen kız
olduğunu söyledi bana!” deyip, biraz geri çekilerek yatağın
başında bulunan kâğıt havluyu alarak altıma koydu,
sonra yarağını amcığımdan çekti ve kanların
akmasını sağladı. Ben kanı görünce
kızlığımın daha yeni bozulduğuna kanaat getirdim…

Amcığımdaki ve
yarağındaki kanları sildikten sonra, yarağını
yeniden soktu amcığıma. Yavaş yavaş dibine kadar girip
çıkıyordu. Memelerimi emiyor, dudaklarımı öpüyor, güzel
sözler söylüyordu. Az sonra beni bir titreme tuttu, amcığım
karıncalanmaya başladı, gözlerim kaydı,
bayılacakmışım gibi, sanki uçacakmışım gibi
hissediyordum kendimi. Hiç böyle olmamıştım, gelmek böyle oluyor
demek ki diye düşündüm. Ne kadar süre beni böyle sikti bilmem ama, bana
bayağı uzun geldi. Ben bu sürede 2 sefer daha geldim herhalde.
Nihayetunda o da gelmek üzereydi, “Olmamışile kalmak istermisin canım?” dedi. Ben
hemen, “Hayırrr!” dedim. O da o kocaman yarağını amcığımdan
yavaş yavaş çıkararak, dibinden tutup göbeğime doğru
attırmaya başladı. 2 yıldır evliyim, kocamın
böyle tazzikli attırdığını görmemiştim. Bana
kağıt havluyu vererek temizlenmemi işaret etti. Fakat ben iyice
yorulmuştum, ellerimi ve bacaklarımı yana açarak yatağa ölü
gibi uzandım. “Ah yavrum, çok mu yoruldun? Sen kıpırdama ben
sana hizmet ederim!” deyip beni temizledi. Nihayetra yanıma yatıp,
arkamdan sarıldı ve “Dinlen sevgilim, geceler uzun, artık
benimsin, benim iznim artık bitene kadar buradayız, tamam mı?”
dedi. “Sen nasıl istersen abiciğim!” dedim.

İlk gecemizde 2 defa daha pozisyon değiştirerek sikiştik. Ertesi gün kendimize geldiğimizde, hastaneye annemin yanına gittik. Annem bendeki değişikliği görünce, “Ha şöyle, kadına
benzemişsin! Bravo İlhan oğlum, iyi yapmışsın!” dedi. Sanki benim ilk defa adam gibi yarak yediğimi hissetmiş gibiydi. Annemin ameliyatı zor geçti. Fakat biz 10 gün balayı yaptık. Nihayet sikiştiğimizde hamile kalmaya karar verdim ve içime boşalmasını sağladım. Köye gidince de, “Hekimda tedavi oldum!” deyip kocamla yattım.

Şimdi İlhan abiye benzeyen bir çocuğum var.

642 total views, 3 today

Zevki Sürme Vakti

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 15 Haziran 2020

Selam seks seven arkadaşlar. De Öykülerini okudukça kendimden geçiyorum ve sürekli amım ıslanıyor Seks. Ben de bir hikayemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Adım Eylül, 29 yaşında, orta boylu, balık etli, alımlı, erkekler tarafından beğenilen, çok seksi ve evli bir kadınım. Kocam kamu sektöründe çalışıyor. 7 yıldır evliyiz. Ben gözü yüksekte olmayan, var olanla sürekli yetinmesini bilen bir kadınım. Kocamı ve çocuklarımı çok seviyorum, ben asla gözüm dışarda olmaz. Fakat kocam sürekli başka kadınlar peşinde koşan, aldığı maaşı karı kıza harcayan birisi. Sürekli borç içinde yaşar ve bunu da ben asla kendine sorun etmez. Konutlendiğimiz günden beri bu böyle. Güya çok severek, daha doğrusu kocam bana deliler gibi aşık olarak evlendik. Seks konusunda sınırsız bir kadınım, seksi çok seviyorum, ama ben asla kocamı aldatmadım. Çünkü seksi kocamla yapmayı çok seviyorum. Kocam da benimle sikişmeye bayılır. Bazen bana, “Sen porno yıldızlarına beş çekersin!” der, ama karı kızdan da ben asla vazgeçmez.

Zaten bakkala çakkala yeterince borcumuz vardı, birde bunun üstüne, abimin bana emanet olarak bıraktığı 16 tane Cumhuriyet altını vardı, kocam bunları fark edince, ağzımdan girip burnumdan çıktı, “Kredi borcunu ödeyecem ay bir tane Cumhuriyet altını yapacam!” dedi ve hepsini elimden aldı onu ve. Fakat 2 yıl oldu, tek bir tane safra yapmadı. Abimle bir ara sohbet ederken, abim, “Ben bir işyeri Moskova’da düşünüyorum!” dediğinde, sanki ensemden kaynar sular döküldü. Abim işyeri açarsa, mutlaka emanet verdiği altınları isteyecekti…

Ne halt yiyecem şimdi diye kocamla konuştum, ama kocamın umurunda safra olmadı. Günlerce kara kara düşündüm, çare bulamadım. Bir gün nette bir sosyal paylaşım sitesinde, fabrikatör olduğunu söyleyen 36 yaşında bir beyle tanıştım. Benden MSN istedi, “Webcamda görüşelim!” dedi. MSN’imi verdim. Çünkü adamın çok zengin olduğunu öğrendiğim anda, kocamın yediği altınları tekrar nasıl yerine koyacağım sorununa kafamda bir çözüm bulmuştum. Eğer bu fikrim gerçekleşirse, hem zevk alacaktım, hem borçları ödeyecektim. Bu düşünceyle Webcamı açtım. Ve Webcamı açmamla birlikte adamın aklını da başından aldım :))

Tanıştık. Adamın adı Emir imiş, İzmir’e 55 km uzaklıkta olan Bursa ‘ ilçede oturuyormuş. Biraz Webcamda Chat yaptıktan sonra beni çok beğendiğini söyledi ve benden Telefon numaramı istedi. Tabi önce bende bu çektim, sonra Telefon numaramı verdim. Hemen aradı, konuştuk. Birkaç gün sürekli aradı ve konuştuk. Nihayetunda benimle birlikte olmak istediğini söyledi TR. Ben de, “Temizlikçi olurdum ama şu sıralar moralim çok bozuk!” dedim. “Sebep bozuk söyle, derdin nedir? Bu dünyada halledilmeyecek birşey yok!” dedi. Ben de durumu açık açık söyledim. “Kafana taktığın şeye bak! Para hiç sorun değil, sana 16 değil 26 Cumhuriyet altını feda olsun, yeter ki benim ol!” dedi. “Tamam!” dedim, kabul ettim…

Kocam görevi nedeniyle 3 günde bir eve gelirdi. Emir’le akşam saat 21:00’de anlaştık, çocukları uyuttuktan sonra onu eve alacaktım. Bu arada, biri 7 yaşında ve diğeri 21 aylık, 2 oğlum var. Onları uyuttum. Emir dışarda iki dakikada model bir arıyor, “Heyecandan ölmek üzereyim, çocuklar uyumadı mı?” diye soruyordu. Ne yalan söyleyim, benim de kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu, amımın suyu akmış külotumu ıslatmıştı. Ve nihayet beklenen bir geldi, Emir elinde hediye paketiyle içeri girdi, içeri girmesiyle de hoyratça dudaklarıma yapışması bir oldu. İkimiz de ayakta kendimizi kaybettik, deliler gibi öpüşüyorduk. Ben dayanamadım elimi Emir’in’in sikine attım, pantolon üzerinden hem okşuyor, hemde deliler gibi öpüşüyorduk…

Emir de dayanamadı, direk üstümü, yani tişortümü çıkardı, sütyenimin kopçasını açıp, deliler gibi memelerimi emmeye başladı. Ben de kemerini çözüp pantolonunu dizine kadar indirdim. Siki baksırın içinde çadır kurmuş ve bir Bir önce çıkarılmayı bekliyordu. Hiç bekletmeden baksırını da çıkardım, önünde diz çöktüm ve deliler gibi yalamaya başladım. Taşaklarının tümünü ağzıma alıp hafif dişliyordum. Emir kendinden geçmiş bir şekilde, “Orospuuuu, tam bir fahişe gibi sevişiyorsun!” diyerek hırıltıyla ağzıma boşaldı. Yutabildiklerimi yuttum, geri kalanı çenemden, memelerimin ortasından, göbeğime kadar süzüldü. Emir hemen çekyatın üstüne yığıldı…

Benim amım vıcık vıcık olmuştu, amımın suyunu parmaklarımla alıp Emir’in inmiş sikine sürüp sıvazlıyordum. Fazla geçmeden siki yine taş gibi oldu ve ben daha fazla dayanamayıp direk üstüne çıkıp, sikini amıma yerleştirdim ve deliler gibi zıplamaya başladım. Emir de kendinden geçmiş bir halde, “Oohhh orospum, horozun seni sikmeye, parçalamaya geldi!” diyerek alttan pompalıyordu. Nihayetra beni üstünden indirdi, yere uzandırıp misyoner pozisyonda bacaklarımı açıp, direk amıma soktu. Amım çok dardır, iki doğumumu da sezeryanla yaptım. Zaten çatı darlığı da olduğu için amım kız AMI kadar dardır. Misyoner pozisyonda çok fazla git jel yapmadan Emir içimde patladı. Sikini çıkardığında kan olmuştu. Emir şok olmuştu. Peçeteyle silerken, “Konutli olduğunu bilmesem, bakiresin derdim!” dedi.

Anlayacağınız Emir’in siki kocamınki kadar büyük olmamasına rağmen, neden bilmiyorum ama fena yırtmıştı beni. Fakat ben zevkten bende kaybettiğim için hiç acı hissetmedim. Çırıl çıplak birbirimize sarılarak biraz uzandık. Fakat emir zevkten ağzı kulaklarında, hayran hayran bana bakıyordu. Ben de elimi sikine attım, okşayıp tekrardan sertleştirmeye çalışıyordum. Çünkü daha beni domaltarak sikecekti. Telefonda söylemiştim, benim en çok sevdiğim, dizlerimin bağı çözülen tek pozisyon domaltılarak sikilmek diye.

Nihayet Emir’in siki tekrar taş gibi oldu. “Yat aşağı orospuuuu!” diyerek, beni yatırdığı gibi bacaklarımı ayırdı ve amıma yumuldu, yalamaya başladı. Amımın tümünü ağzına alıp, deliler gibi emiyordu ve beni delirtiyordu. O bana orospu dediği için, ben de, “Ohhh! Ne güzel yalıyor pezevengim!” diyor, hemde inliyordum. Emir, “Pezevengin şimdi yine amını yırtacak orospu, hemde domaltarak!” diyerek beni 4 ayak pozisyona getirdi. Sikini hiç ıslatmadan, zaten yalanmaktan ve suyumun akmasından amım vıcık vık olmuştu, direk taş gibi sertleşmiş sikini arkadan amıma geçirdiği gibi kökledi…

Ben uçmuştum artık, bende kaybetmiştim, “Sik beni orospu çocuğu, erkek gibi sik, piç kurusu, pezevenk seni!” diyerek onun beni dahada sert sikmesi için Gazze getiriyordum. O da, “Sikiyorum işte orospu! Sen sikişe doymuyorsun, aslında sana 4-5 beş yarak aynı anda koyulması gerekiyor, ancak ozaman doyarsın, fahişeee!” diyerek, gittikçe dahada sert sikerek, beni deli ediyordu. Orgazm üstüne orgazm yaşadım, Kaş defa ben boşaldım bilmiyorum. Nihayetunda Emir de daha fazla dayanamayıp içimde patladı…

O gece, Emir beni sabaha kadar defalarca sikti. Sabah çocuklar uyanmadan da gitti. O gittikten sonra ben duşumu aldım, biraz uyuyacaktım ki, aklıma bana getirdiği hediye paketleri geldi. Hemen açtım baktım. Harbiden de, 16 değil, tam 26 tane Cumhuriyet altını vardı. Tabiatl hemen altınları sakladım, kocamın eline geçerse yine satıp yer diye. Emir’le halen ilişkimiz devam ediyor, kocamınsa hiçbir şeyden haberi yok. Emir bana söz verdi, “Parayı ben asla kafana takma, maddi olarak türlü destekte bulunacağım sana!” dedi ona. Ve bu sözünü de tuttu, çocuklarım adına açtığı hesaba her ay yüklü bir miktar para yatırıyor onu. Kocamı çok seviyorum, ama kocam çok hovarda, ben asla benim ve çocuklarımın geleceğini düşünmez. Napayım, ben de böyle bir yol buldum. Üstelik Emir çok güzel beceriyor beni, hem de tüm ihtiyaçlarımı karşılıyor, bana değer veriyor.

Emir ise bir fantazisi var, sürekli, “Seni o boynuzlu kocanın yanında sikmek için neler vermezdim!” deyip duruyor. Şu anda bilmiyorum ama, belki ilerleyen zamanlarda bu fantazisi gerçekleşir. Çünkü kocam da grup sekse biraz meyilli, birkeresinde benimle sevişirken, “Şimdi başka bir erkek daha olsa da, aynı anda seni becersek, ne güzel olurdu!” demiş ve inanılmaz bir biçimde boşalmıştı. Nihayetra da o konuyu birdaha açmamıştı. Bundan yola çıkarak, belki ilerleyen zamanlarda onu da aramıza alırız diye düşünüyorum.

695 total views, 2 today

Hazzı Doruklara Çıkar

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 14 Haziran 2020

31 Merhaba Seks Öyküleri okuyucuları. Bu siteyi uzun zamandır takip ediyorum. Bundan kısa bir süre önce yaşadığım olayı sizinle paylaşmak istedim. Ben 1.70 boyunda, 54 kiloda, esmer güzeli bir bayanım. Eski sevgilimle Beşiktaş’ta herzaman gittiğimiz bir Cafe vardı. O Cafeyi de, sahiplerini de, ikimiz de çok severdik. Hatta yiyişmelerimizin, elleşmelerimizin çoğu o Cafede olurdu. Ben sevgilimden ayrıldıktan sonra Cafeye vakitsizlikten gidemez oldum.

Geçenlerde Beşiktaş’ta işim vardı, evrak almam gerekiyodu, ama 13:30’da alabileceğimi söylediler. Saat daha 11:30 idi. Ne yapabilirm o saate kadar diye düşünürken, o Cafeye gitmeye karar verdim. Hem uzun zamandır da gitmiyordum, özlemiştim. Cafenin sahbibi Serhat, uzun boylu, 30’lu yaşlarda, esmer ve bekar biri. Anladığım kadarıyla iyi niyetli, Cafe de onun ve abisinin. Abisi de çok dürüst biri, namazında niyazında bir adam. Bir de Kemal var, orda çalışıyor, evli ve 3 yaşında bir kızı var. Kumralımsı sarışın, benden 4-5 cm uzun, çok tatlı, güler yüzlü biri. Serhat A’la Kemal çok çok yakın arkadaşlar. Fasılalarında patron çalışan ilişkisi ben asla yok, zaten gören kimse de öyle demiyor. İkisi de eşit şartlara sahipler, Kemal sadece ortak değil.

Oraya gittiğimde Cafe boştu, Kemal bilgisayar başındaydı. Beni görünce, “Ooo kimler gelmiş!” dedi. “Nasılsın, nasıl gidiyor?” muhabbetinden sonra yanıma oturdu, “Birşeyler içer misin?” dedi. “Çay alırım.” dedim. Çayımı getirirken, ona gülerek, “Sen evde karına da böyle hizmet ediyor musun?” dedim. “Yok yaa, evde çay yemek ne gezer?” diye bir cevap verdi. Dedim “Eşin sana yemek yapmıyor mu?”. “Yok yapmaz, ben de ona yapmam!” dedi. Belli ki araları açıktı. Biraz dertliydi herhalde. Eşiyle arasının kötü olduğunu, sadece 3 yaşındaki çocukları için devam ettiklerini söyledi. “Zaten karım bana güvenmez, bizim aramızdaki herşey bitti!” dedi. “Kağıt üzerinde evlisiniz yani?” dedim. “Konutet!” dedi. Bunları anlatırken bir yandan da bacaklarıma dokunuyordu. “Ya işte böyle Pınar!” deyip dizime hafifçe vuruyordu.

Üzülmüştüm karısıyla kötü olmalarına. Konutliliğe çok soğuk bakıyordu, bıkmıştı, mutsuzdu. Biz konuşurken bir yandan da müşteriler gelmeye başlamıştı. İki tane kız sandviç istedi. Nihayetra Kemal beni mutfağa çağırdı, orda işi uzundu. 14 10 Bu arada sabah Cafeyi Kemal:00’da açıyor, akşam 20:00 gibi çıkıyor, Serhat İMKB öğlen:00 gibi geliyor, gece 23:00’de kapatıyor. O yüzden yalnızdık. Kemal diğer müşterilerin siparişlerini alırken, ben de domatesin kabuklarını soydum, ince ince doğradım. Kemal yanıma geldi, sandviçleri hazırlamaya başladı. Sandviçleri o iki kıza götürdükten sonra yanıma geldi ve bir anda sarıldık. Aslında benim açımdan masum bir sarılmaydı bu. Fakat o dudaklarını boynuma koymuştu, nefesini kulağımda hissettiriyordu, hiçte masumca değildi. Bana, “Fazla cana yakınsın!” dedi. Ben o hareketinden dolayı şok olmuştum, ondan böyle bir hareket beklemiyordum. Açıkcası onu tahrik edecek birşey de yapmamıştım…

Durumen birbirimize sarılır vaziyetteydik. “Ben su içeceğim!” deyip kollarından çıktım ve bardak alıp su doldurdum kendime. O da gelen müşterinin siparişini almaya gitti. Elmalı nargile istemişlerdi, böyle şeylerden hiç hoşlanmam, nasıl yapıldığını da bilmiyordum. Kömür gibi birşeyi ateşin üzerine koydu, alevler çıkyıyordu. Biraz ürkütücü bir manzaraydı, ama o çok alışkındı tabi. Ben tezgaha dayanmıştım, bacaklarım çok hafif ayrıktı. Kemal bacaklarını benim bir bacağımı hapsedecek konuma getirmişti, sikini bacağıma değdiriyordu, bir yandan da konuşuyotduk. İnanın ne konuştuğumuzu safra hatırlamıyorum. Sertleşmiş sikini resmen bacağıma dayıyordu. Ben hiçbir şey olmamış gibi sohbete devam ettim. Nihayetra bir anda yüzünü yüzüme yakınlaştırdı ve dudaklarıma çok sakin bir öpücük kondurdu. Fakat kendini geriye çekmemişti, benim de ona karışılık vermemi bekliyordu. Karşılık vermedim, ama bende geri de çekmemiştim.

Yani öpmesine müsaade yüzey vermiştim. Daha da gevşedi, artık rahat hareket ediyordu. Alıcılerden kaçtıkça yanıma gelip, bana sarılıyordu, kokluyordu. Sarılırken bit ara eli kalçama doğru kaydı. Nihayetra tekrar yukarı doğru çıkarttı. O içeri giderken bende biraz suçlu hissediyordum, onunla öpüştüğüm için değil, evli olduğu için. Bende yuva yıkan biri olarak düşünmeye başlamıştım. Aslında bu konuda bende rahatlatabiliyordum. Hatta inanın bana, evliliğini kurtarmasını safra istiyordum. Ondan hoşlanmıyordum, etkilenmiyordum, kalbim PIR pırr da değildi. Hiç bir aşk belirtisi de yoktu. Yalınce o anki heyecan hoşuma gidiyordu. Nihayetra saatin geç olduğunu farkettim, “Ben gidip evrağımı alayım, geç oldu!” dedim. Kemal, “Ben de seninle geleyim!” dedi. Çünkü Serhat gelmişti.

Yolda yürürken yüzme havuzu koluna girdim, bazen de el ele tutuştuk. O benim belime sarılıyordu, göbeğime dokunuyordu. Ben de elimi boynundan göğsüne doğru uzattım ve göğüs kıllarıyla oynamaya başladım, “Huylanıyor musun?” dedim. Dedi ve güldü “Hayır ama…”. Ben de hafifçe vurdum göğsüne. Tahrik oluyordu belli ki. Bilerek yapıyordum, farkındaydı. Biryandan da tahrik edici şekilde ona bakıyordum. Bunu farketti ve “Bana öyle bakma, trafikte fena olur!” dedi. Gülümsedim, hiçbir şey demedim. Nihayetra beni vapura bindirdi ve beni arayacağını söyledi. Uzaklaştım.

Konute gelip yatağıma yattım ve olanları düşündüm. Amım sırılsıklamdı, sanırım heyecan beni bu hale sokmuştu. Onu düşünüp mastürbasyon yapmaya başladım. Beni öptüğünü, deli gibi yiyiştiğimizi, göğüslerimi, kalçalarımı avuçladığını düşündüm. Bunların hiç biri gerçekleşmedi. İyiki de yapmamışım diyorum, hayali de yetiyor. Mastürbasyon yaparken dudaklarımı ısırıp yalıyordum, bunun nedeni onunla yiyişmediğimiz içindi. İçimde kalmıştı, tam olarak birbirimizden tat alamadık. Akşam beni aradı, halimi hatırımı sordu, kısa konuştuk. “İri öpüyorum!” dedi. “Ben de!” dedim ve kapattık. Fakat tekrar Beşiktaş ‘ a yolum düşerse yanına uğramayı planlıyorum. Onunla gezmek tozmak istemiyordum, sadece mutfakta küçücük kaçamaklar yapmak istiyordum. Hem zaten onun da benimle ciddi düşündüğünü zannetmiyordum.

O olaydan 5 gün sonra dayanamadım ve sabah erkenden Cafeye gittim. Fazla erken bir saat olduğu için kimse yoktu. Kemal’i görünce heycanlandım ve birbirimize sarıldık. Bir anda beni duvara yasladı, deli gibi öpüşmeye başladık. Fazla özlemiştim onu, deli gibi de arzuluyordum. Bir eliyle göğüslerimi elliyordu, diğer eliyle de kalçalarımı avuçluyodu. “Fazla güzel tenin var, çok güzelsin!” deyip duruyordu. Ben sadece şuursuzca inliyordum, tırnaklarımı omzuna safra geçirmiştim. Nihayetra beni kucaklayıp masaya oturttu. Bacaklarımla belini sardım, biraz da öyle öpüşmeye devam ettik. Öpüşmek hafif kalır, dilini boğazıma kadar sokuyordu resmen, somuruyordu beni, safra dudaklarımı hareket ettiremiyordum. Bana, “Senin heryerini yalamak istiyorum!” dedi. Ses çıkaramadım. Masaya doğru yatırdı, üzerime çıktı. Elini şortumdan içeri soktu, külotumun üzerinden amımı okşuyordu. İslanmıştım. “Harikasın!” diyordu…

Bir anda altından kalktım ve onu ayağa kaldırdım, masaya dayadım. Seksi bakışlarımı atarak yavaşça aşağıya doğru çömeldim, niyetimi anlamıştı, hafifçe gülümsedi. Kemerini ve pantolonunun düğmesini açtım, daha sonra fermuarını indirdim. Siki zaten pantolonunu zorluyodu. Boxerını görünce mimiklerime hakim olamadım, çok şaşırmıştım, siki kalın birşeye benziyordu. Daha fazla dayanamadım ve boxerını da indirdim. Gerçekten kalın bir siki vardı. Birazcık inceledikten sonra dudaklarımı değdirmeye başladım. Lisanimle başını yalıyor, başını ağzıma alıp emiyordum. İyice delirmişti, hırıltılarından belliydi. Nihayetra köküne kadar ağzıma almak için biraz nefes aldım. O sikin tamamını ağzıma sokunca, öyle bir Ohhh’ladı ki, tahrik olmamak imkansızdı. Eliyle başıma bastırıyodu. İyi bir ritim yakalamıştık…

Daha sonra beni masaya oturtturdu. Yine boynumu, göğüslerimi emmeye başladı. Eliyle de amımı yokluyordu. Deli gibi inlediğimi hatırlıyorum. Şortumun düğmesini açtı ve bacaklarımdan aşağıya indirdi. Külotumun üzerinden amımı dillemeye başladı. “Erkeğimmm!” diye inliyordum. Nihayetra külotumu indirdi. Bacaklarımı iyice ayırdı, bir gözlerime bakıyodu, bir amıma. Amıma bakarak, “Muhteşem!” dedi. Klitorisimi yalamaya başladı. Biraz yaladıktan sonra parmağını amıma sokmaya başladı. Soluk alışverişlerim değişmişti. Bir yandan klitorisimi emiyordu, diğer yandan parmağını sokuyordu amıma. Deliriyordum. Kaş kere orgazm olduğumu inanın bilmiyorum. Amımdan akan sular bacaklarımdan aşağı süzülüyordu, hissediyordum…

“Gir artık içime erkeğim!” dediğimi hatırlıyorum. Dudaklarıma öpücük kondurduktan sonra bacaklarımı omzuna aldı. Amıma ilk girdiğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Yalınce, “Hayvan! Yavaş!” diyebildim. Özür dileyip biraz bekledi ve sonra devam etti. İçime gıt jel yaparken, “Fazla sıcaksın, çok darsın, mahvediyorsun beni!” diyodu. Ben de, “Tek erkeğimsin, bu am hep seni bekledi, deli gibi sik beni sevgilim!” diyordum. Nihayetra posizyon değişikliği yaptık ve ellerimi masaya dayayıp beni önünde domalttı. Amıma 10-15 dakika da öyle gıt jel yaptı. Arkaık gözlerimi kapamış, anın tadını çıkartıyordum, dizlerimin de bağı çözülmüştü.

“Boşalacağım!” diyerek sikini amımdan çıkardı. Hemen önüne eğildim ve ağzıma aldım, biraz sikini yaladıktan sonra göğüslerime doğru haykırarak boşaldı. Ben de spermlerini göğüs uçlarıma iyice sürdüm. Nihayetra kalktım ve “Mükemmeldin sevgilim!” deyip boynundan öptüm. Giyindikten sonra koltuğa geçip oturduk. Durumen nefes nefeseydik. Diyerek Cafenin kapısını açtı Saatte 11:00’e yaklaşmıştı, “Alıcıler gelir…”. “Ben de gitmeliyim!” diyerek çantama doğru yöneldim. Kolumdan tuttu ve mutfağa doğru çekti. Sırtımı duvara yaslayıp, dudaklarıma yumuldu. “Yemekkım yeter!” diyordum, fakat dinlemiyordu. Kalçamı öyle bir avuçladı ki, yürürken safra zorlandım. Diyerek Cafeden çıktım “Hoşçakal erkeğim!”…

Bundan sonra ilişkimiz ne olur, nasıl olur bilmiyorum, ama ondan çok etkileniyorum. Olgun tavırları beni öldürüyor, mahvoluyorum. O derin, samimi bakışları hiç bir erkekte görmedim.

678 total views, 3 today

Zevki Doruklara Çıkar

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 13 Haziran 2020

Merhaba, ismim Melis, 41 yaşındayım. Çevreme göre ideal güzellikte, esmer bir
bayanım ve İzmir’de yaşıyorum. Özel bir şirkette
tanıtım ve pazarlama departmanında çalışıyorum.
Yaklaşık 15 senedir evliyim. Fakat evliliğimiz çok
monotonlaştı ve seks hayatımız da çocuklar ve
zamansızlıktan iyice azaldı. Bu durumda ister istemez her
fırsatta gözüm yakınımdaki yakışıklı
erkeklerin siklerine takılıyor ve içimden büyüklükleri konusunda
tahminler yapıyorum. Ancak hiç bir zaman harekete geçmedim ve kimsenin de bana asılmasına izin vermedim.

İşim gereği başka şirketlerle görüşüp
tanıtımlar yapıyorum. Yine bir hafta iş icabı
İstanbul’da bir şirketle görüşmem gerektiği söylendi ve
zaman kaybetmeden gitmem gerekiyordu. Konute gidip valizimi hazırlamam
lazımdı, eşimle vedalaşıp, 1 gün içerisinde yola
çıkacaktım. Eşim ise başka bir şirkette müdürlük
yapıyor. İkimizin de yoğun bir iş temposu olduğu için
birbirimize çok az zaman ayırabiliyorduk. Bu da bizi her ne kadar
rahatsız etse de, katlanıyorduk. Akşam evde valizimi
hazırladım. Yaklaşık 3-4 gün kalacaktım ve eşim
bu gidişten pek huzursuzdu, ama bir şey söylemedi. Çünkü işimi
seviyordum. Ertesi akşam gece saat 23.00’e biletim
alınmıştı. Bütün gün hazırlıklarımı
tamamlamakla geçmişti. Akşam saat 21.00 gibi hazırlanıp
havalimanına yola çıktık eşimle. Orada kalacağım
otel odası görüşme günlerim hepsi ayarlanmıştı.
Eşimle birlikle havalimanına geldik. Biraz sarılıp
öpüştükten sonra ben uçağı beklemek için içeri geçmiştim.

Yaklaşık 1 saat vardı uçağın kalkış saatine. Zaman geçirmek için
kafeteryaya gidip bir çay içeyim diye düşündüm, ama kafeterya çok doluydu.
Tatil dönüşü olduğu için oturmaya yer yoktu. Ancak birden üzerimde
bakışların olduğunu fark ettim, ilerde 20-21
yaşlarında genç birisinin bana baktığını
görüyordum. Masada boş bir sandalye vardı ve alabilirsiniz gibi bir hareket yaptı.
Kafaka da yer yoktu zaten. Valizimle ayakta kalmıştım ve yanına
gittim. “Buyurun oturabilirsiniz!” dedi. Teşekkür ederek oturdum. Hem
çayımı içiyordum hem de biletime bakıyordum. Masasına
oturduğum genç biletimi görmüş olmalı ki, “Sizde mi
İstanbul’a gidiyorsunuz?” diye sordu. “Konutet!” dedim. “Aynı
uçağı bekliyoruz öyleyse!” diyerek gülümsedi. “Öyle mi…” diyerek
geçiştirici cevap verdim. Çünkü bakışlarının sürekli üzerimde olduğunu fark ediyordum.

“Sizinki iş gezisi galiba?” diyerek tekrar
soru sordu. “Konutet! Siz ne için gidiyorsunuz?” diye karşılık
verdim. Talebe olduğunu, Sonbaharel sanatlar tiyatro bölümü son
sınıf okuduğunu söyledi. “Sonbaharel bölüm!” dedim. Elini
uzatarak, “Bu arada ben Bora!” dedi. “Ben de Melis!” diyerek
tanıştık. Bora çok konuşkan birisine benziyordu, sürekli
sorular sorup, daha iyi tanışmaya çalışıyordu benimle.
Bense her ne kadar çekimser davransam da devam ediyordum. Biraz daha muhabbet
ettikten sonra, “Tayyare kalkacak birazdan!” dedim ve kalktım. Bora da, “Konutet!”
diyerek kalktı. Uçağa doğru gidiyorduk. Bora
Parmağımdaki yüzüğü görüp, “Konutlisin galiba Melis?” diye sordu. “Konutet!”
diye cevap verdim. Gülümseyerek, “Bayanlara yaş sormam, ama
yaşınız çok genç gösteriyor, kaç
yaşındasınız?” diye sordu. “36!” dedim. “Hiç göstermiyorsun!”
dedi. Teşekkür ettim ve “Sen kaç yaşındasın?” diye sordum.

Bora 19 yaşındaymış, ama yaşına göre çok olgun ve
karizmatik görünüyordu. Sportif bir fiziği vardı. Boyu da 1.80 falan
vardı. Bora çok esprili birisine benziyordu. Sürekli espriler
yapıyordu. Uçağın kalkış saati
yaklaşmıştı ve uçağa doğru yöneldim. Hostesin
gösterdiği koltuğa doğru geçtim. En arka koltuktaydım. Bora da yanıma gelince,
“Sen de mi bu sırada oturuyorsun?” diye sordum. “Hayır, ama
boşmuş galiba, senin için sakıncası yoksa oturmak isterim!”
dedi. “Tabi oturabilirsin!” dedim. Teşekkür etti ve oturdu. Bora gitgide
bana yakınlaşmaya çalışıyordu, hissediyordum. Nazarları
sürekli üzerimdeydi zaten. Oturduk koltuklarımıza ve uçağın
kalkmasını bekliyorduk, 10 dakika içerisinde kalkacaktı.
Muhabbete devam etmeye başladık tekrar. Kaç yaşında
evlendiğimi falan sordu, ben de cevapladım.

Eşimin çok şanslı olduğunu söyledi gülümseyerek. “Sebep?” diye sorduğumda, “Senin gibi
güzel bir eşi olduğu için!” dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Ve
hoşuma da gitmişti başka bir erkek tarafından
beğenilmek. Tayyare kalkmaya başlamıştı, son anonslar
yapıldıktan sonra uçağın ışıkları
söndürüldü ve yolculuk başlamıştı. Uçağın
karanlık olmasından dolayı herkes uyumaya
hazırlanıyordu. Boraya, “Susalım artık!” dedim. Bora ise
fısıldayarak, “Ne olacak konuşuyoruz işte!” dedi. Bora
karanlıktan faydalanarak iyice samimi davranmaya
başlamıştı, şakalar yapıyordu. Aslında benim
de hoşuma gidiyordu, çünkü yakışıklı ve genç
birisiydi. Ayrıca çok da sempatikti. Boranın bakışları
heyecanlandırmaya başlamıştı beni, gözlerimin içine
bakmaları, vücudumu süzmesi. Fakat belli etmemeye çalışıyordum…

Ani ayağa kalkarak, sessizce, “Geliyorum hemen!” dedi ve lavaboya doğru yöneldi. 1-2 dakika
içerisinde geldi ve yerine oturdu. Parfüm sıkmıştı belliydi,
çok değişik bir kokusu vardı. “Ne bu?” diye sorduğumda, “Hiç,
deodorant sadece!” diye geçiştirdi. Fakat çok etkili bir kokusu vardı,
heyecanım daha da artmıştı. Yerimde duramıyordum,
kokuyu içime çektikçe Bora’ya yaklaşasım geliyordu. “Sebep
sıktın bunu?” diye sordum kısık bir sesle. Bora sadece
gülümsedi. Ben kendimden geçmeye başlamıştım ve Bora bunu fark edince, birden yanıma
yanaşarak saçlarımı okşamaya başladı. Tepki
veremiyordum, arzu dolmuştum birden. Kulağıma yanaşarak, “Hadi
çek erkeğinin kokusunu içine!” dedi ve boynumu öpmeye başladı.
Karşılık veremiyordum, ateş gibi yanıyordum sanki,
hiçbir şey düşünemiyordum. Bora ise deliler gibi öpmeye
başlamıştı boynumu saçlarımı okşuyordu…

Biraz daha boynumu öptükten sonra elbisemin askılarını omuzlarımdan indirmeye
başladı. Fazla kısık sesle, “Yapma, görürler!” diye söylemeye
çalıştım, ama dinlemiyordu ve askıları indirdi. Göğüslerimi
okşamaya başladı. Bense iyice deliye dönmüştüm. Arkaık
bir elini de bacak arama indirmişti. Kulağıma eğilerek, “Nasıl,
güzel mi?” diye sordu. Ben inlememek için dudaklarımı
ısırıyordum. Bir yandan göğüslerimi emmeye
başlamış ve parmağıyla amıma girip
çıkıyordu. Müthiş zevk alıyordum. Biraz daha
seviştikten sonra ellerini çekti ve “Hadi toparlan, geldik!” dedi.
Afallayarak sütyenimi düzeltip, askılarımı taktım. 5-10 dakika sonra uçak inişe geçmişti bile.
Işıkları yaktıklarında Bora gözlerimin içine bakıyordu, “Harikasın
sen!” diyerek yüzümü okşadı. Fakat ben çok arzuluydum, yarım
kalmıştım, çok istekliydim. Biz uçaktan indikten sonra Bora
telefon numaramı istedi ve İzmir’e geri dönmeden beni
arayacağını söyledi. “Tamam!” dedim ve öpüşerek
ayrıldık, ayrı servislere bindik ve otelime geldim. Islakadığım
olayın heyecanı ve yorgunluğundan direk yatağa girip uyudum.

Ertesi gün görüşmelerim vardı. İlk iki gün
işlerimi hallettim. Görüşmelerimi bitirdikten sonra, döneceğim
günden bir gün önce Bora aradı. Görüşmek istediğini söyledi,
adresini verdi ve akşam beklediğini söyledi. Otele gidip üzerimi
değişip spor bir şeyler giyindikten sonra Boran’ın
yanına doğru gitmek için yola çıktım. İstanbul’u pek
bilmiyordum, ama evi bulmakta zorlanmadım. Konut müstakil bir öğrenci
evine benziyordu. Akşam saat 20.30 gibi kapıyı çaldım ve
Bora kapıyı açtı. Üzerinde sadece kısa bir şort
vardı, “Hoş geldin bebeğim!” dedi, öpüştük ve beni içeri
aldı. Bora’yı sadece şortla görünce şaşırdım,
çok kaslı bir vücudu ve birçok dövmesi vardı. Odasına geçtik. Talebe
evi olduğu belliydi. Biraz oturduk, biraz muhabbet ettik. “Nasıldı
o gün?” diye sordu. Ben de yarı utangaç biçimde, “Sonbahareldi!” dedim. Gülümseyerek,
“Bu gece daha güzel olacak! Bir şeyler içer misin hayatım?” diye
sordu. “Yok ben içmeyeceğim canım!” dedim. “Ben biraz içeyim o zaman,
havaya gireyim, müsaade edersen hayatım?” diyerek mutfağa gitti.

Birkaç dakika sonra elinde viski bardağıyla geldi. Bana bakarak, “Hadi çıkart üzerini
bebeğim, ne duruyorsun, güzel vücudunu görmek için
sabırsızlanıyorum kaç gündür!” dedi. “Tamam!” diyerek ayağa
kalktım ve önce bodyimi çıkarttım. Taytımı da çıkarttıktan
sonra iç çamaşırlarımla kalmıştım Boranın karşısında.
Siyah iç çamaşırlarım vardı. Bora kalçalarıma bakarak,
“Süpersin fıstık sen yaa!” dedi. Utanmaya
başlamıştım, ilk defa aldatıyordum eşimi, hem de
kendimden yaşça ufak birisiyle. Bora ayağa kalkarak yanıma geldi
ve vücudumu okşamaya başladı. Bora benden uzun boylu ve çok da
kalıplı olduğundan rahatlıkla kavrayabilmişti belimi.
Sırtıma doğru ellerini kaldırıp sütyenimin
kopçalarını açarak çıkarttı. Şimdi sadece tangam vardı pembe renk.

Bora halen şortuylaydı, ama önü hafiften kabarmaya başlamıştı. “Hadi çıkart
tanganı hayatım!” dedi eğilerek. Ben de çıkarttım. Arkaık
tamamen çırılçıplaktım karşısında. Bora
vücuduma bakarak, “Hazır mısın aşkım?” dedi. “Konutet!”
dedim. “Hadi yatağımıza gidelim!” dedi ve kucağına
aldı beni. Götürürken göğüslerimi öpüyordu. Yatak odasında beni
yatağa bıraktıktan sonra şortunu çıkarttı. Yarağı
karşımdaydı, çok büyük ve iriydi, böylesini hiç görmemiştim,
neredeyse bileğim kadardı. “Nasıl, beğendin mi?” dedi
gülümseyerek. “Fazla büyük ama!” dedim. “Senin için sabırsızlanıyor ve merak etme alıştırarak girecek amına!” dedi, yanıma geldi dudağımdan öpmeye
başladı, kalçalarımı da okşuyordu, deliler gibi
öpüşüyorduk. Biraz öpüştükten sonra göğüslerimi öpmeye
başladı, dikleşen uçlarını ısırmaya
başladı. Fazla güzel yapıyordu bunu, zevkten delirecek gibiydim…

Her tarafımı öptükten sonra iri yarağını yüzüme uzatarak ağzıma almamı
söyledi. “Bunu yapmak istemiyorum!” dedim. Saçlarımdan çekerek, “Hadi! Yapacaksın!”
dedi. Zorunlu kaldım, o kalın yarağını yalamaya
başladım. Biraz yaladıktan sonra tamamen dikleşmişti.
Fazla büyüktü yarağı. Yatağa uzandı, “Hadi gel bebeğim
kucağıma!” dedi. Kucağına doğru çıktım, yarağının
üzerine oturtuyordu yavaş yavaş, belimden de sımsıkı
tutarak. Yarağı ıslanan amıma girdikçe canım
yanıyordu. Ani dibine kadar amıma gömdü ve hızla sokup
çıkarmaya başladı. Fazla canım yanıyordu, çok sert
yapıyordu, hızlı hızlı yapıyordu. “Arkaık
benim kadınımsın sen!” diye söyleniyordu. Bense acı ve zevk
bir arada, inlemekten başka bir şey yapamıyordum…

Bu şekilde bir süre daha sikip
beni Orgazm ettikten sonra üzerinden kaldırıp yatağa
yatırdı beni, “Fazla mu canın yandı aşkım?” diye
sordu. “Konutet!” dedim. “Alışacaksın bebeğim, amın da
alışacak!” dedi ve bacaklarımı ayırıp bacak arama
yumuldu ve amımı emmeye, amımın sularını yalamaya
başladı. Fasılada dilini klitorisime değdirip çekiyordu,
müthiş zevk alıyordum. Nihayetra ayağa kalkıp, domalmamı
istedi. Niyetini anlamıştım, götümden sikmek istiyordu. “Bunu
yapamam, canım çok yanar!” dedim. “Merak etme, acıtmam!” dedi. “Hayır,
lütfen yapma!” dediğimde, saçlarımdan çekerek, tekrardan
domalmamı istedi. “Bu göt sikilmeden bırakılmaz! Senin
değerini bilememişler güzelim!” diyerek beni tuttuğu gibi yüzüstü
çevirdi, kasıklarımın altına yastık koyarak kalçalarımı
yükseltti, götümün yanaklarını araladı. Nihayet kez, “Yapma lütfen!” dedim, ama dinlemedi…

Götümün deliğine tükürüp, yavaşça yarağının ucunu sokmaya başladı. Canım çok
yanıyordu, öyle ki, ucu girdiğinde acıdan dudaklarımı
ısırmıştım. Nihayetra birden yüklenip tamamını götüme
sokunca, avazım çıktığı kadar çığlık
atmaya başladım. Gözlerimden yaşlar akıyor, “Ne olur
çıkar!” diye yalvarıyordum, ama dinlemiyordu, aksine sanki
taşaklarını da götüme sokmak istercesine yükleniyordu. Belimi de
iki eliyle sımsıkı tutmuştu, kendimi çekemiyordum. Derken hızlı
hızlı girip çıkmaya başladı götüme. Acıdan resmen ağlıyordum. Bana asırlarca gelen birkaç dakika götümü siktikten sonra, büyük bir hışımla götüme boşaldı. Bense acıdan halen ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım. Götümün içinde kısa bir süre daha kaldıktan sonra, götümden çıkarıp hemen amıma soktu yarağını ve sert sert sikmeye başladı amımı. Amımı sşkerken klitorisimle de oynayınca ben de birkez daha titreyerek Orgazm olup boşaldım. O yorgunlukla, banyo yapmadan uykuya dalmışız.

Ertesi gün uyandığımda öğlen olmuştu. Bora uyuyordu halen. Direk banyoya girip duş aldım çıktım. Üzerimi giyinip hazırlandım ve Bora’yı uyandırıp, “Ben gidiyorum!” dedim. Bora hemen yalvarmaya başladı, “Gitme, son birkez daha sikişelim öyle gidersin!” diye. Fakat ben, “Gitmem lazım!” diyerek vedalaşıp çıktım evden. Taksiye atladığım gibi otele varıp valizimi aldım ve ordan da havaalanına gittim.

Eşime birşey belli etmedim ama, 4 gün boyunca götüm müthiş derecede acıdı. Bir daha da böyle bir şey yapmayı düşünmüyorum.

737 total views, 2 today

Farklı Fantezileri Tat

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 12 Haziran 2020

Merhaba 31 severler. Ben Aslı, 27 Islakındayım, 1.70 boyunda, 55 kilo, beyaz tenli ve güzel bir
bayanım. Simsiyah gözlerim ve pembe dudaklarım var. 2 sene süren bir
evlilikten sonra, kocamla anlaşamadık boşandık ve genç
yaşımda dul kaldım. Eniştem (teyzemin eşi) 50 küsür
yaşında, 1.75 boylarında, yaşını hiç göstermeyen,
yaşına göre halen siyah saçları olan, kendine bakan biridir. Aslına bakarsanız o güne kadar eniştemle böyle bir olay yaşayacağım hiç ama hiç aklıma gelmezdi.

Dul olmama rağmen kendimi kasan bir insan değilim, daima rahat
olmuşumdur. Teyzemlerle bir araya geldiğimizde, rahat kahkahalar atar,
onların ayıp diye açmadığı konuları açar,
gönlümün istediği gibi muhabbetler eder, şakalar yapardım. Bir
gün yine teyzemlerle bir araya geldik. Muhabbet ederken, konu çok iyi
bildiğim eski dönem Türk sinemasının ünlü oyuncuları
hakkında açıldı ve sohbet etmeye başladık. Ben F…. A…’ın oynadığı filmleri sayarken, eniştem birden itiraz etti, “O filmde başkası oynuyordu!” diye. Şaşırdım kaldım. Biraz da inatçı biri olduğum için bu konu eniştemle
iddaya girmemize kadar gitti. İddayı kaybeden bir şişe
Rakı alacak ve içecektik. Ben çok alkol alan biri değilim, ama arada
iyi gidiyor. Eniştemin de benden farkı yoktur, o da az içer.
Neyse iddaya girildikten sonra hemen internete baktık ve ben
kazanmıştım. O günden sonra her fırsatta Enişteme takılır oldum, “Enişte şu Rakıyı da bir içemedik gitti!” diye onu kızdırıyordum.

Birgün telefon çaldı. Annem hazırlandığı için telefona ben cevap verdim. Fasılayan
Eniştemdi, “Aslı Rakıyı aldım, hadi gel içelim!” dedi.
Doğrusu bunu hiç beklemiyordum, o şaşkınlıkla, “Tamam
Enişte!” diyebildim sadece. O gün de Annemle Teyzem, bir
tanıdıklarının altın günü vardı, oraya
gideceklerdi. Eniştemle yaptığım telefon görüşmesinden
sonra Anneme durumu anlattım. Annem sadece, “Tanrım sen akıl
fikir ver bunlara!” dedi. Teyzemlerin evi bize çok uzak değildi, hava da
sıcak olduğu için altıma bir eşofman ve üstüme de
askılı bir tişört giyip, Annemle beraber çıktık evden. 3 dakika sonra Teyzemlerdeydik.

Kapıyı Teyzem açtı, ben içeri geçtim. Annem kapıda Teyzemi
bekliyordu. Teyzem de annemi bekletmemek için beni öpüp çıktı. Konutde
eniştemle beraber kalmıştık. Eniştem, “Hadi Aslı
masayı hazırlayalım!” dedi. “Tamam enişte!” dedim ve yemek
odasına geçtik. Peynir, Kavun, Süzme Yoğurt, Tavuk, Buz ve tabiki
Rakı. Ne ararsanız vardı masada. Eniştem hafif birde damar
müzik açtı ve “Hah şimdi tamam oldu!” dedi. Gülüşe gülüşe
masaya oturduk. Herşey çok güzeldi, eğlenceli muhabetler ediyor,
şakalaşıyorduk. Fasıladan 2-3 saat geçmiş, biz bir büyük
Rakıyı bitirmiştik. Fakat alışık
olmadığımız için alkol ikimizi de etkilemişti…

Ani Eniştem koluma yapıştı, “Hadi kalk Aslı, dans
edelim!” dedi. Ben o kafayla, “Olur Enişte!” dedim ve kalktım. Ayakta
zor duruyordum oysa. Dans ederken Eniştem bana iyice sokulmaya
başladı, resmen sikini göbeğime değdiriyordu. Siki taş
gibiyidi ve anladığım kadarıyla kocaman birşeydi.
Gittikçe dahada çok bastırıyordu sikini göbeğime. Ne oluyor diye
anlam veremeden Eniştem boynuma yanaştı, derin bir, “Ohhhhhhh!”
çekti ve “Fazla güzel kokuyorsun Aslı, harikasın!” diye
fısıldamaya basladı. “Enişte ne yapıyorsun?” diye
kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum, ama ne fayda,
kene gibi sımsıkı sarılmıştı bana. Zaten
ayakta da zor duruyordum, başa çıkmam imkansızdı. Dans
ediyorduk sözde, ama Eniştem beni dans bahanesiyle yatak odasına
kadar götürmüştü. Ben sürekli, “Enişte yapma, ayıp oluyor,
bırak!” diyordum, ama Eniştem dinlemiyordu bile…

Beni yatağa doğru itmesiyle yatağa düşmem bir oldu. Rakıdan başım
dönüyordu, gücüm kalmamıştı, hareketlerimi kontrol edemiyordum,
ama herşeyin farkındaydım. Eniştem birden üzerime
uzanıp, tişörtümü sıyırdı ve sutyenden
kurtardığı göğüslerime saldırdı. Göğüslerimi
öpüyor, yalıyor, emiyordu. Eniştemin başını
göğüslerimden itmeye çalışıyordum, ama olmuyordu. Nihayetra
elini eşofmanımın içine soktu. Bacaklarımı iyice kapadım,
fakat Eniştemin eli amıma ulaşmış, amımla
oynuyor, bir yandan da memelerimi yalayıp ısırıyordu. Nihayetra
doğruldu ve eşofmanımla birlikte külotumu aşağı
sıyırdı, kafasını amıma gömdü ve amımı
yalamaya başladı. İlk başta Eniştemin
kafasını iteklemeye çalışsamda, yalan yok, az sonra zevk
almaya başlamıştım. Hatta yavaş yavaş inliyordum.
Biliyorum çok kötü birşeydi bu yaptığımız, ama resmen
sıtmaya tutulmuş gibi sarsıla sarsıla orgazm oluyordum.
Eniştem de amımdan akan zevk sularımı şapur şupur
yalıyor, “Ohhhh, harika amcığın var Aslı!” deyip duruyordu…

Ben artık kendimi salmıştım, birinci orgazmımın ardından,
Eniştem yalayarak beni ikinci orgazmıma doğru
yaklaştırıyordu ki, tam o anda merdivenlerde Annemlerin sesini
duyduk. Eniştem apar topar kalktı ve mutfağa geçti. Ben de
üstümü başımı düzeltip uyuyor numarası yaptım. Neye
uğradığımı şaşırmıştım,
ama çokta zevk almıştım, hatta içten içe Annemler niye erken
geldiler diye kızıyordum. Eniştem annemlere benim sarhoş
olduğumu ve uyuduğumu söyledi. Reysa ben Eniştemle
yaşadıklarımızı düşünüyordum. Tabiatl o gün annemin
çenesinden ve dırdırından kurtulamadım.

Fasıladan birkaç gün geçmiş, halen o gün olanlar aklımdan çıkmıyordu, kendime engel
olamıyordum bir türlü. Eniştemle en kısa zamanda
başbaşa kalmalıydım, ama bir türlü cesaret edemiyordum
buna. Ben bu düşüncelerle boğuşurken telefonum çaldı,
arayan Eniştemdi. “Zeybekndim Enişte?” diye telefonu açtım.
Bana, “Seni özledim Aslı!” dedi sadece. “Ne diyorsun Enişte?” dedim.
“Sebep o günden beri gelmiyorsun bize?” diye sitem etti. “Hangi günden bahsediyorsun Enişte?”
dedim. “Seninle çılgınlık yaptığımız
günden!” dedi. Enişteme diyecek laf bulamadım ve telefonu
suratına kapattım. O da bir daha aramadı. Şimdi o gün olanların
üzerine birde Eniştemin telefonda söyledikleri eklenmişti. Beni
özledigini söylemişti. Aslında ben de nedensiz bir arzuyla onu
istiyordum. Belki de bu yüzden kapattım telefonu suratına, bilmiyorum.

O konuşmanın üzerinden 1 hafta geçmişti ve ben Eniştemle
karsılaşmadım, o da aramadı. Lakin içim içimi yiyordu. Bu
şekilde devam edemezdim ve tüm cesaretimle telefona sarıldım.
Çalar çalmaz Eniştem açtı ve “Alo!” dedi. “Enişte canım cok
sıkkın! Annem de evde yok, 2 bira alıp gelirmisin?” dedim.
Eniştem hiç düşünmeden tamam dedi. Onun da bunu beklediği
belliydi. Fasıladan yarım saat geçmeden kapı çaldı. Hemen koşup
açtım. Eniştemin yüzünde şaşkın bir gülümseme
vardı, belli ki benden böyle birşey beklemiyordu. Bense halen kendime
inanamıyordum. Salona geçtik Eniştem biraları poşetten
çıkarıp açtı, birini bana uzattı, diğerini de kendi
içmeye başladı. Uzun bir süre hiç konuşmadık. Üzerimde
kısa bir şort ve askılı badi vardı. Eniştemin
gözleri bacaklarımdaydı. Ayrımındaydım, o da benim gibi
yanıyordu, ama ikimiz de konuyu açamıyorduk.

Bu arada biralarımız da bitmişti. En sonunda Eniştem, “Eee biralar bitti, halen
anlatmadın. Söyle bakalım canın neden sıkkın?” diye
sordu. İçimden (Canım sıkkın değil Enişte, o bir
bahaneydi, canım sikişmek istiyor!) diye geçirdim, ama bu
şekilde söylemek yerine, “Hiiççç… öylesine!” dedim geçiştirdim. Eniştem
anlamıştı sanki, “Yoksa sen de beni mi özledin?” dedi. “Olamaz
mı?” dedim. “Olur!” dedi ve ayağa kalktı, yanıma geldi,
ellerimden tutup beni de kaldırdı ve “Seni istiyorum Aslı!”
deyip dudaklarıma yapıştı. Ben de karşılık
veriyor, deliler gibi öpüşüyorduk. İçimden kendime
kızıyordum, ama çokta zevk alıyordum. Öpüşerek odama kadar geçtik.

Eniştem bir çırpıda badimi, sutyenimi çıkardı ve
göğüslerime yumuldu. Deli gibi yalıyor, emiyordu göğüslerimi.
Ben de kısık kısık inliyordum. Ani yatağa
yatırdı beni ve “Kaldığım yerden devam etmek
istiyorum!” deyip bir çırpıda şortumu ve külotumu çekerek
çıkardı. Amım su gibi olmuştu. Önce amımı elledi,
“Ohhhh yavrum benim, harikasın! Harika amcığın var!” dedi,
amımı parmaklayıp kokladı. Ben dayanamıyordum,
sabırsızlıkla, “Hadi yala, bitir beni Enişte! Hep seni
düşünüyorum!” dedim. Eniştem birden amıma yumuldu.
Amımı yalıyor, am dudaklarımı ısırıyor,
klitorisimi emiyor, dilini amımın içine sokup sokup
çıkarıyordu. En az yarım saat yaladı. Kaç kere
boşaldım hatırlamıyorum. Yalınce, “Ohhhh, sik beni
enişte, hadiiii sok artık sikini, yeter!” diye inliyordum…

Eniştem de daha fazla dayanamadı,
“Tamam yavrum sikecem, azgın orospum benim!” diyerek soyundu. Yarağı
kazık gibi duruyordu. Bacaklarımı ayırıp arasına
yanaştı, yarağını eliyle tutup amımın
dudakları arasına yukarı aşağı sürtmeye
başladı. Amım zaten ıslaktı, şimdi
vıcık vıcık olmuştu ve biran önce sokması için
çıldırıyordum. “Hazırmısın yavrum?” diye sordu,
“Konutet, hemde çoktan, hadi sokkk!” dedim. Eniştem yarağını yavaş yavaş amıma sokarken öyle bir, “Ohhhh!” çekti ki, anlatamam. Ben zaten zevkten bayılmak
üzereydim, sürekli inliyordum ve “Hadi hepsini sok, sik beni Enişte!”
diyordum. Ben öyle deyince eniştem hepsini birden kökledi ve
hızlı hızlı gidip gelmeye başladı. O şekilde
Enitemle 15-20 dakika falan sikiştik ve ben orgazmlarımın sayısını unuttum…

Eniştem birden üzerimden kalktı ve “Domal!” dedi. Ben de hemen domaldım. Gerima geçti ve bir
çırpıda amıma geçirdi o kocaman sikini. “Ohhhhhh!” diyebildim sadece. Eniştem belimden sımsıkı tutmuş, kendine doğru hızla çekiyor, bir yandanda yarağını amıma köküne kadar bastırıyordu. Kendimden geçmiş bir şekilde inlerken, Eniştemin çıkardığı hırlama seslerinden onun da boşalacağını anladım, “Sakın içime boşalma Enişte, korunmuyorum!” dedim. Eniştem yarağını amımdan çıkarıp, “Dön ozaman!” dedi. Hemen ona dogru döndüm ve beni bulutlara çıkaran o yarağı ağzıma alıp yalamaya başladım. Fazla geçmeden Eniştem de böğürerek ağzıma boşaldı. Bütün döllerini yuttum ve biraz daha yaladım. Eniştem saçlarımı okşuyor, “Küçük orospum benim, süperdin!” diyordu. “Sen de harikaydın Enişte!” dedim. Yatakta birbirimize sarılıp biraz uzandıktan sonra, Eniştem kalktı, giyinip, dudaklarımı öperek gitti. Ben de banyoya girdim.

O günden sonra artık Eniştemle arada bir buluşup sikişiyorum. Fazla ayıp biliyorum, ama o zevkten de vazgeçemiyorum. Şunu da belirtmeden edemiyeceğim, 50 küsür yaşında olmasına rağmen Eniştem beni Ex Kocamın eskiden siktiğinden çok çok daha iyi sikiyor. İşte böyle sex severler. Sizin yazdıklarınız olmasaydı, ben de bu hikayeyi burda anlatmaya cesaret edemezdim, hepinize çok teşekkürler!

845 total views, 3 today

Güzel Kadınların Adresi

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 11 Haziran 2020

Kafaımdan geçen olay, bundan
12 sene önce gerçekleşti. Ozamanlar bu oybirliğiyle hakkında hiçbir
şeye aklım ermiyordu tabii. Önce annemi anlatayım size: Annem 1.70 boyunda, 52 kiloda,
ince belli, küçük göğüslü, uzun bacaklı, harika güzel yüzü olan bir kadındır.
Bu olay olduğunda annem 31 yaşındaydı.

O gün annemle
alışverişe çıkmıştık. Bana bir şeyler
aldıktan sonra, annem de kendine üst baş alacaktı. Birkaç yer
dolaştıktan sonra küçük bir mağazaya girdik. İçerde esmer
uzun boylu yakışıklı bir adam vardı. Adam annemi
tanıyormuş, anneme ismiyle hitap edip karşıladı. Konuşurlarken
anladım ki, adam annemin liseden eski çıktığı imiş.
Oturup biraz muhabbet ettiler. Ben de can sıkıntısından
uslu uslu oturuyordum. Çaylarını içtikten sonra annem kendine
birşeyler bakmaya başladı. Gömlekler, tişörtler bakıyordu
ve deneme kabininde soyunup giyiniyordu. Olup altyapı ve entegrasyonlarını tamamladım perdeliydi. Perdenin az bir
kısmı açık kalıyordu hep ve Kadir abi (Dükkanın autore
o adam) hiç kaçırmadan ordan annemi seyrediyordu. Ben de çok küçük
olduğum için bir şey diyemiyordum, hatta ne olup bittiğini
safra anlamış değildim.

En oğlum annem üstüne bir
tişört beğendi ve altına etek bakacaktı. Kadir abi sürekli
etek çıkarıyordu ve denemesi için anneme veriyordu. Nihayetra da perdenin
o az açıklığından annemi seyrediyordu. Annem en sonunda bir
etek beğendi. Etek dizlerinin üzerinde ve dardı, yandan da derin bir
yırtmacı vardı. Annem, “Kocam böyle derin yırtmaca müsaade yüzey
vermez!” deyip, yırtmacı biraz kısaltmasını istedi. Kadir
abi annemin önünde eğilip yırtmacın olduğu bacağı
biraz öne çıkarmasını istedi. Annemin uzun ve ince
bacağı komple Kadir abinin önündeydi. Kadir abi varlıklar boyut alma bahanesiyle
annemin bacağını tutuyor, eteği ileri geriye çekiyordu. TR
sonunda yırtmacın kısaltılamıyacağını
söyledi. Annem eteği beğenmişti ve çok üzüldü, çünkü Deviran öyle giyinmesine müsaade yüzey vermeyecekti.

Kadir abi anneme aşağıda
depoda daha çeşitlerin olduğunu söyledi ve “Hip bakalım
istersen?” dedi. Annem de o yırtmaçlı eteği çıkarmadan ve
tişörtle aşağıya inmeye başladı. Kadir abi yanıma gelip, “Küçüklık
bizi burada bekle, dükkana göz kulak ol, biz 5 dakikaya mal geleceğiz, müşteri
gelirse dükkanın kapalı olduğunu söyle, tamam mı?” dedi. Ben
de baş sallayıp, “Tamam!” dedim. Bir daha tembih etti, “Burada bekle,
tamam mı?” diye. Yine tamam dedim ve o da aşağıya indi. Ben
şüphelendim tabi ve merdivenlerden aşağı inmeye
başladım. Tam merdivenlerden inmediğimden, hafif kafamı
uzattım. Annemle Kadir abi aşağıda eteklere
bakıyorlardı. Daha doğrusu annem bakıyordu, Kadir abi de, o
dar etekle poposu belli olan annemin arkasından poposunu izliyor ve pantolonunun üzerinden sikiyle oynuyordu…

Kadir abi anneme usulca sokuldu ve arkasından annemi kavradı. Annem hemen, “Kadir napıyorsun, dur!” dedi. Kadir abi de, “Seni çok özlemişim!” dedi. Annem, “O günler lisedeydi, gençlik hevesiydi!” falan dedi. Kadir abi ise, “Fazla özlemişim! Tadına bakmak istiyorum” diyerek, annemin boynunu, kulağını
ve yanağını öpüyordu. Annemi o kadar sıkı
kavramıştı ki, annem çırpınıyordu, ama Kadir abi
güçlüydü, annemi salmıyordu. Annem, “İkimiz de evliyiz, yapma, olmaz!”
diyordu. Kadir abi dinlemiyor, annemin boynunu ve ensesini öpmeye devam ediyordu. Şimdi de bir
eliyle annemin küçük göğüslerini tişörtün üzerinden sıkıyordu. Annem, “Yapma, çocuk var, gelir görür!” diyordu. Fakat Kadir abi, “Gelmez gelmez, tembih ettim!” diyor, ellemeye devam ediyordu.

Kadir abi bir eliyle şimdi annemin
eteğini yukarı sıyırmış, bacaklarını
okşuyordu. Annem de yavaş yavaş zevke geliyordu var galiba. Kadir
abi annemin başından bastırıp duvara doğru itti, annem
de elini duvara koyunca, Kadir abinin önünde domalmış oldu. Kadir abi
bir eliyle annemin kafasından bastırıyordu kalkmasın diye,
bir eliyle de annemin küldonu indirmeye şartlarında çalışıyordu. Annem
kurtulmak istiyordu, ama Kadir abi annemin kafasından öyle
bastırıyodu ki, annem safra kafasını kaldıramıyordu.
Nihayetunda annemin külodounu dizlerine kadar sıyırdı ve kendi pantolonunu
çözdü, dizlerine kadar indirdi, koca sikini külodundan çıkardı.

İlk defa yetişkin
yarağı görüyordum ve gözlerime inanamamıştım. İridı.
Kadir abi koca sikini başını tükürükleyip annemin amına az
sürttükten sonra yavaşca annemin amına soktu ve birden yüklendi. Herhalde
köküne kadar girmiş olmalıydı ki, annem birden irkildi. Kadir abi
annemin amında bir iki git jel yaptı ve elini annemin kafasından
çekti, iki eliyle belinden kavradı ve seri bir şekilde annemin
amına pompalamaya başladı. Annem gözlerini kapatmış,
hafif hafif inliyor ve dudaklarını ısıryordu. Kadir abi dar
eteği iyice annemin beline kadar sıyırdı. Annemin süt beyaz
teni vardı, gerçekten çok güzeldi. Yarrağının
başına kadar annemin amından çekip, annemin poposuna bir şaplak
vurdu ve poposunu iki eliyle biraz yoğurdu. Nihayetra tekrar annemin belinden
tutup yarağını kökledi ve hızlı hızlı
sikmeye başladı. Annem inliyordu. Kadir abi tam
boşalacağı zaman sikini annemin amından çıkardı
ve duvara doğru dölünü boşalttı…

Ben birkez daha şoktaydım, çünkü ozamana kadar döl nedir bilmiyordum ve o fışkıran sıvıyı ilk kez görüyordum. Annem aceleyle külodunu yukarı çekip, üstünü başını
düzeltirken, ben hemen yukarı kaçtım. Bir iki dakika sonra annem yukarı geldi ve acele soyunma kabininden kendi elbiselerini giydi ve dükandan çıktık. Annemin yüzü kıpkırmızıydı ve hiç konuşmuyordu. Benim ıse aklım halen o fışkıran dölde kalmıştı. Havva
varınca annem hemen duşa girdi.

Annemin bu oğul sikişmesi değildi, bunun gibi birkaç olayına daha şahit oldum. Var galiba
annemin güzelliği başına bela!

884 total views, 3 today

Page 16 of 20 1 14 15 16 17 18 20
  • Sevişmekten Hoşlanan Ağrı Escort

    by on 11 Eylül 2021 - 0 Comments

    Ağrı Escort kadınlar gerçekte sizlerin tamamiyle bu dolandırıcılığın yükseliş yaptığı piyasa da doyum olmanız ve ön ödeme yapmadan başka bir deyişle fotoğraftaki eş adaylarınızı can olarak karşınızda görmeden elinizi cebinize atmayasınız diye daima kullandığımız rutin uygulamalardandır. Bilindiği üzere Düzmece profiller ile sizleri ağına düşürmek isteyen oldukça Çok Küme vardır. Bu gruplara yem olmamak için sitemizde itimat […]

  • İşini Güzel Yapan Ağrı Escort

    by on 28 Eylül 2020 - 0 Comments

    Saniyesi dahi kusursuz tatları getiren birliktelikleri adına getiren Afyon escort çıtkırıldım yapıdan uzakta kalmaktadır. abuk sabuk olan hareketlerden Derhal kendisi uzaklaşacak şekilde pozisyon alır. Pratik açıdan oldukça Çok şekilde erkeğini hoşnut etmektedir. Güzelliğini herkes ortaya mükemmelce sergileyecektir. yürek kırıcı bir hareketi kendisi katiyen yapmayacaktır. Cinsel açısından da yaşanacak konular üzerinde duracaktır. Bol tercih içersinde bulunan fanteziler […]

  • Stresini Unutmanı Sağlar Ağrı Escort Devirla

    by on 1 Mayıs 2020 - 0 Comments

    Yaşamın getirmiş olduğu stres faktörünü biliyoruz. En çok da beyler bu duruma mani kalabiliyorlar. Onların maskülen olma durumları da genel olarak bu gibi olaylara karşı savaş vermeye programlıdır. enfes escort Lakin yine de erkekler de insan. Onların da kırılgan yönleri var. lolita escort Onlar da bir yerden sonra gerçekten de yorulmaya başlayacaklardı. Stres faktörünü göz […]

  • ağrı escort

    Seninle Sevişen Ağrı Escortlar

    by on 26 Eylül 2021 - 0 Comments

    Bir bayan yerine Şahsen kalçalar harbiden de çok Ehemmiyet arz edecektir. Tabii ki erkeklere soracak olursak eminim ki özdeş şeyleri beyefendiler de söylemekten hiçbir şekilde Arka durmazlar. yalnızca kalçaların güzelliği değildir belki bir kadına yakışan şey. ama Gene de yolda yürürken dahi beyleri orgazm duygularla kafa başa bırakacak henüz hoş ayrıntılardan bir tanesi o Çapkın, […]

  • Ağrı Seksi Escort Bayanlar

    by on 25 Eylül 2021 - 0 Comments

    Derhal hemen her erkeğin hayalini süsleyen bir düşlem ile beraberiz. Küme Cinsel fantezileri. Mutlaka cinsellik hakkında konuşurken arkadaşlarınızla bir kez da olsa bu sohbeti etmişsinizdir. Hiç Küme Cinsel yaptın mı? Küme denedin mi diye. gerçekte sakin fantezilere sahip ve Aleni bir çok Ağrı seksi escort kadınlar ilk sırada olmak üzere bu cinsel temasa karşı pek çok […]