Welcome, visitor! [ Register | Login

İlan Vermek İçin Tıklayın

Hayatının Gecesini Yaşa

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 16 Haziran 2020

Merhaba ben Bursa’dan Cavidan, 27 yaşında, kapalı giyinen,
ince yapılı, uzun boylu (1.75 cm), 63 kiloda bir bayanım.
Çevremden güzelliğimle ilgili çok sözler duyarım. Konutleneli 2 yıl
oldu ve çocuğum yok. Belçika’da yaşayan 36 yaşındaki
teyzemin oğlu İlhan abi (ben ona çocukluğumdan beri abi derim),
eşini ve kızını, karısının memleketi olan
Hatay’a bırakıp köyümüze, yani Bursa’nın bir ilçesi ve onunda
bir köyüne geldi. İlçenin ve köyün adını söylemek istemiyorum.
Annemin kadın hastalığı vardı, İlhan abi, “Hadi
anneni İstanbul’a, doktora götürelim!” dedi. Ben de kocamdan izin
aldım, annemle birlikte, İlhan abinin lüks arabasıyla,
İstanbul’da, tanınmış bir kadın doğum doktoruna
gittik. Annem muayene oldu, rahim kanseri imiş. İlhan abi ile
konuşup, 3-4 gün içinde ameliyat olmasına karar verdik. İlhan
abi bana, “Gelmişken sen de muayene ol!” diye tutturdu. Ben
karşı geldim, ama annem de ısrar edince, utana sıkıla
mecburen, kocamdan başkasına göstermediğim mahrem yerimi, zorla
da olsa doktora gösterdim…

Hekim bana sadece, “Konutlimisin?” diye sordu.
Ben de, “Konutet.” dedim. Hekim yorum yapmadan dışarı
çıktı, İlhan abi ile görüştü. Nihayetuç olarak bir
hastalığımın olmadığını söyledi. İlhan
abi doktorla konuşup, annemin ameliyat gününü belirlediler. Hekim,
annemin 10 gün kadar hastanede kalması gerektiğini söyledi. Oradan
ayrıldık. Annem bana söylenmeye başladı, “İri
kadın oldun, daha temiz olmasını beceremiyorsun! Pislikli
olduğun için mi muayene olmak istemedin?” diye benimle çekişiyor,
İlhan abi bizi dinliyordu. Fakat bize müdahale etmedi. Yalınce, “Cavidan sen
damadı ara, durumu söyle, en az 10 gün buralardayız, annemin
yanında kalacaksın!” dedi. Ben de aradım. Kocam beni
kırmazdı, hemen kabul etti. O gün hastane yakınında uyduruk
bir otelde kaldık ve ertesi gün annemi hastaneye yatırdık. Sağlam
hasta olduğu için refakatçı kabul etmediler. Biz
dışarı çıktık. İlhan abi, “Hadi ufaklık,
kendimize doğru dürüst bir otel ayarlayalım, buralarda bir hafta
felekten gün çalalım! Fakat benimle gezecek ve yaşayacaksan, kendine
bakman gerekiyor, sana biraz bakım yapalım!” deyip, lüks bir kuaförün
önünde durdu…

İçeri girdik, birkaç kadın saçlarını yaptırıyordu. Patroniçeyi
dışarı çağırdı, bir şeyler konuştu,
sonra içeri girip bana patroniçeyi göstererek, “Seni ona emanet ediyorum,
sözünden çıkma, dediklerini yap, ben saat 18.00 gibi alırım
seni!” deyip gitti. Saate baktım, daha yaklaşık 4 saat burada
idim, aklımdan bu kadar zaman ben ne yapacağım burada diye
geçirdim, aynı zamanda İlhan abi boylu poslu, zengin ve
yakışıklı birisi, yengem de olmadığına göre,
herhalde çapkınlık yapmaya gidecek diye düşündüm, soru
sormadım. Patroniçe çalışanlardan birini çağırıp,
“Bu hanımefendiye tırnaktan başlayıp en son saç teline
kadar temizleyip bakım yapılacak. Buradan çıkarken kendini
tanımayacak!” diye emir verdi…

Uzatmayayım, etek traşım dahil, istemesem de bana bakım yaptılar. Bu arada
benimle ilgilenen bayan bana, “Hadi iyisin, zengin birini bulmuşsun, iyi
değerlendir!” dedi. Ben, “O benim abim!” dedimse de, “Ben böyle abileri
çok gördüm, değerlendir derim başka birşey demem!” diye kesip
attı. İlerleyen dakikalarda konuşurken artık abim
demiyordum, desem de inanmayacak diye. “Bak kızım demedi deme,
buradan çıktıktan sonra seni bir mağazaya götürecek, güzel
kıyafetler, yani seksi kıyafetler alacak! Biraz cilve yaparsan
kuyumcuya da götürür seni, güzel hediyeler aldırabilirsin. Daha sonrada
lüks bir otele attı mı, senden
karşılığını isteyecek!” dedi. “Olmaz abla, o öyle
şeyler yapmaz!” filan desem de, “Kızım tecrübelerimiz
konuşuyor, bu dediklerim çıkmazsa gelip bana anlatırsın,
tamam mı?” dedi. Ben de, “Tamam!” dedim. Bu arada benim işim bitti,
oradaki dergilere bakmaya başladım. Renkli kıyafetler, mini
etekler, iç çamaşırları tanıtan dergiyi bayağı
karıştırdım. Bana bakım yapan bayan gelip, “Ha
şöyle, o dergideklerden aldır, kendini ucuza getirme!” diye
kulağıma fısıldadı. İçime kurt girdi, ama yine de
o benim teyzemin oğlu, böyle bir şey olmayacak diye de düşünüyordum.

Saat 18 olduğunda İlhan
abi geldi. Beni görünce, “Küçüklık senmisin?” diye şaka yapıp,
“Sen arabaya git!” dedi. Ben de itirazsız gittim, kuaföre kadar para
ödediğini bilmiyorum. Fakat merak ta ediyordum, bayanın dedikleri
olacak mı diye. Fasılabaya bindi, “Açlık durumu nasıl? Karnımızı
doyuralım mı? Yoksa önce otel mi ayarlayalım?” dedi. Ben cevap
vermeden, “Önce otel!” diye söylendi. Fazla lüks bir otele geldik. İlhan abi
iki yataklı bir oda kiraladı ve bir günlük ücretini ödedi, “Memnun
kalırsak, en az 10 gün kalacağız!” dedi. Otelde yemek menüsünü
de öğrendik, oradan çıktık. Benim aklıma kuafördeki
bayanın sözleri geliyordu sürekli. İlhan abi, “Hadi ufaklık,
senin üstüne başına da bir şeyler alalım, güzelliğini
tamamlasın!” dedi. Büyük bir mağazanın park yerine girdik.
Yukarı çıkarken, “Parasını düşünme, limitsiz kredin
var, ne istiyorsan alabilirsin!” dedi. Mağazaya girdik, bizi sanki önceden
tanıyorlarmış gibi samimi bir şekilde
karşıladılar. Benim şaşırdığımı
görünce, İlhan abi, “Geridaşımın mağazası!” dedi.
Mağaza sahibi Hasan, “İlhanım, mağaza sizin!” deyip bir
bayan çağırdı, “Hanımefendiye yardımcı olun!”
dedi ve İlhan abi ile patron odasına geçtiler…

Ben bir takım iç çamaşırı, herzamankilere benzer şeyler, etek, elbise,
başıma da desenli bir örtü aldım. Masraf olmasın diye de
fiyatlarını soruyordum, fakat söylemiyorlardı. Bir ara benimle
ilgilenen bayan yanımdan ayrıldı, patron
çağırmış. Arka geldiğinde, “Hanımefendi
aldıklarını değiştirmemiz gerekecek!” dedi. “Niye?”
değimde, “Patronun emri, daha güzel şeylerle seni yeniden
tanımlayacağız!” dedi. Ben de pek anlamasam da, tamam demek
zorunda kaldım. Kuafördeki dergide gördüğüm kıyafetlerden
giydirdiler. Bunları yaparken yine kuafördeki bayanın sözleri
aklıma geldi, (Gerçekten İlhan abi beni sikecek mi?) demeye
başladım, bir taraftan da, (Yok olmaz, hem ben evliyim, hem o evli, o
iş olmaz!) diye düşünüyordum. Neyse mağazada işimiz bitti,
İlhan abinin yanına gittik. Tezgahtar bayan, “Zeybekndim, sizin
emrettiğiniz gibi bir şeyler ayarladık!” dedi. İlhan abi
de, “Hadi ufaklık şimdi karnımızı doyurma
zamanı!” dedi. Patron, “Misafirimiz olun, beraber yiyelim?” falan dedi,
ama İlhan abi, “Yok, ufaklıkla baş başa yiyeceğiz!” dedi ve
vedalaşıp çıktık…

Kuafördeki bayanın dedikler bir bir
oluyordu. Şimdi de kuyumcu derse, kesin bu gün sabaha kadar beni sikecek
diye düşünüyordum, bir taraftanda beni sikmek isterse ne yaparım diye
düşünüyorum. Rezillik çıkarma ihtimalim yok ya, herhalde boyun
eğeceğim diye düşünmeye başlamıştım ki, “Aslında
sana şimdi bir kuyumcuya gidip güzelliğini tamamlayacak bir
şeyler daha almamız lazım ya, önce şu karnımız
doyuralım bakalım!” deyip otelin yolunu tuttuk. Otele
vardığımızda, otel görevlileri arabadan 3-4 poşet
alıp odaya götürdüler. Durumbuki benim aldığım en fazla 2
poşet olur. Herhalde İlhan abi de kendine birşeyler aldı
diye düşündüm. Otelin lokantasına çıktık, mükellef bir
yemek yedik. İlhan abi yemeğin yanında birşeyler içti, bana
da, “İç!” dedi, ama ben, “İçmem, hayatımda hiç içmedim.” dedim.
“Herşeyin bir ilki var, birşeyler söyleyim de iç!” dedi ve garsonu
çağırıp kırmızı şarap söyledi. İlhan
abiyi kırmamak için bir kadeh içtim. Bana bir kadeh daha doldurup içmem
için ısrar edince, ben içimden, (Tamam, olay anlaşıldı,
itiraz ve kaçış yok bu gece, galiba İlhan abinin
yarağını yiyeceğim!) diye geçirip, kendimi bu gece sikilme
fikrine alıştırmaya çalışıyordum. O
doldurduğu kadehi de içtim, hesabı ödeyip odamıza çıktık…

Kanaat getirmiştim, beni kesin sikecekti,
ama merak ediyordum, bakalım nasıl isteyecek diye. İçeri girince
içeride iki oda vardı, büyük odanın içerisinde büyük bir yatak, küçük
odada da tek kişilik bir yatak vardı. İlhan abi, “Ben duş
alacağım!” deyip duşa girdi. Duşunu aldıktan sonra
havluya sarılarak çıktı, büyük odaya girip, geniş bir
şort giyip, üzerine birşey giymedi. Ben zaten eskiden İlhan
abinin vücudunu biliyordum, ama hiç beni sikmek isteyen biri olarak
bakmamıştım. Fazla karizmatik, kaslı bir erkekti. Yatağa
uzandı, “Hadi canım sen de duşunu al, sonra da
aldıklarını bana göster bakalım!” dedi. Ben de duşa
girdim. Her tarafım bakımdan geçmişti, ister istemez elim
amcığıma gitti, (Hadi bugün sana ziyafet var, kadının
dediği gibi tadını çıkaralım!) diye aklımdan
geçirdim ve bu duygu hoşuma gitmeye başlamıştı…

Banyodan çıktım, “Hadi göster şunları bakayım!” deyince,
içeri girmeden, “Abi ben utanırım, bunları sana gösteremem!” dedim. “Hadi utanma,
utanılacak birşey yok, giy bakayım!” dedi. Utana
sıkıla, iççamaşırların aralarında en masum
olanlarını giyip, üzerime de bornozu giyip içeri girdim. Bana
gülerek, “Ne o kız, mağazadan bornoz mu aldın?” dedi.
“Hayır, utanıyorum!” dedim. “Bak kalkarım şimdi, hadi!”
deyince, arkamı dönüp bornozu çıkardım. “Vay vayyy! Bizim
ufaklığa bak! Bu ne güzellik kız? Vücudun hiç
bozulmamış, yoksa daha kız mısın?” dedi. “Abi yaa,
biliyorsun ki evliyim!” dedim. “Hadi önünü dön!” dedi. “Dönemem!” falan
dediysem de, “Burda biz bizeyiz, hadi dön!” dedi. Utana sıkıla
döndüm. “Vayyyy, tahminimden de güzelmiş! Hadi diğerlerini de
göster!” diye emretti. Ben de kayıtsız şartsız uydum,
mağazada elime bile alamadığım külodu ve aynı renkteki
sütyeni giydim. Kendimi podyumlardaki mankenlere benzeterek içeri girdim.
Elimle amcığımı kapatmaya çalışıyordum, “Çek
kız elini! Onun kıymetini bilmeyen birine seni verdik diye zaten
vicdan azabı duyuyorum!” dedi. “Niye öyle diyorsun abi?” dediğimde,
“Peki doktor sana niye evlimisin diye sordu, biliyormusun?” dedi. “Hayır,
bilmiyorum…” dedim. “Ben biliyorum, ama daha sonra söylerim!” dedi.
Bu arada sürekli eliyle kalkan yarağını kapatmaya çalışıyordu.

Biraz sonra, “Hepsi bukadar mı aldıkların?” diye sordu. “Benim almadığım
kıyafetler de var burada, herhalde yanlış göndermişler?”
dedim. “Hayır yanlış değil, ben aldım! Onları da
yarın giyersin. Yoruldun, gel yanıma otur, biraz muhabbet edelim!”
deyip yanına çağırdı. Zaten üstümdeki iççamaşırlarıyla
her yanım açıkta gibiydi, utanarak yanına vardım,
yatağın kenarına oturdum. Günümün nasıl geçtiğini
filan sordu, “Utanıyorsan şu battaniyenin altına gir!” dedi. “İyi
olur!” deyip yatağa girdim. Bir süre sonra saçlarımı
okşamaya başladı, “O pezevenk kocan senin kıymetini
bilmiyor, üzülüyorum senin için!” dedi. Benim yanıma
yanaşıyordu. Bir anda dirseğinin üzerine kalkarak, “Sana
kadınlığını yaşatmak istiyorum, bana müsaade
edermisin?” dedi. “Nasıl olur, sen benim abim sayılırsın!” dedim. “Bugün
olmayıveririz!” dedi. “Yapamam!” filan dedim, ama o, “Sen
yapmayacaksın, ben yapacağım! Eğer utanırsan, beni
görme, çek şu battaniyeyi başına!” deyip, başıma çekti…

“Abi yapma!” filan dedim, ama çare yoktu, bu
gün beni sikecekti, hiç olmazsa o zevk alsın diye, ona arkamı döndüm.
Geridan yanaşıp, saçlarımı koklayıp, kulak memelerimi
öpmeye başladı. Kocamda görmediğim bir heyecan duyuyordum. Bir
taraftan da varlığı ile yokluğu tartışılır
külodumu ve südyenimi çıkardı, arkama kazık gibi ve alev alev yanan
yarağını dayadı. Ben yönümü dönemiyordum, ama arkadan
amcığıma geçireceğini hissediyordum. Biraz öptükten sonra
beni çevirdi. Gözlerimi açamıyorum, ama müthiş heyecan duyuyordum.
Taa aşağılara, ayağıma kadar indi, öpüp yalayarak
amcığıma kadar gelince, “Annenin konuşmasından
burasının kıllı olduğunu tahmin etmiştim, ama tam
bana göre hazırlamışlar, onlara teşekkür ediyorum!” deyip,
diliyle amımın dudaklarını açmaya başladı. Kocam
daha beni doğru dürüst soyup ta amıma bakmamıştı bile…

Küçük ufak gözlerimi açıp bakmaya
başladım. O amımı yaladıkça, ben de popomu
kaldırarak, dilinin daha derinlere girmesini sağlıyordum.
Yukarılara doğru uzandı, memelerimi okşamaya
başladı. Memelerim avuçlarında kayboluyordu. Böylesine bir zevk
alacağımı düşünmüyordum, onun yaptığı
masrafların karşılığı olarak onunla görev olarak
birlikte olur gider yatarım diye düşünüyordum. Fakat resmen
kudurmuştum. Bir an önce yarağını görmek ve yemek
istiyordum. Dudaklarımı öperken, aşağıdan da
amcığımı birşeyler zorluyordu. Fakat onun altında
şort vardı. Biraz daha dudaklarımı öptükten sonra aniden
üzerimden kalktı ve “1 saniye bekle!” deyip diğer odaya geçti. Biraz
sonra elinde bir rulo kağıt havlu ve çırıl çıplak
olarak içeri girdi. Ben gördüğüme inanamadım, önündeki yarak
eşşek siki gibi sağa sola sallanıyordu.
Yarağından gözümü alamadığımı görünce, “Ne o,
daha önce hiç yarak görmedin mi?” deyip yatağın kenarına gelip
dikildi. Elini bana uzatarak benim yataktan doğrulmamı
sağladı ve yatağın kenarına çekerek
ayaklarımı aşağıya indirdi. O koca şey şimdi
ağzımın hizasına geldi. “Hadi, ne duruyorsun, ellesene!” diye emretti…

Korka korka ellemeye
çalışıyordum ki, “Bu ne kız, taze gelinin yarağa
dokunduğu gibi dokunuyorsun! İlk defa mı yarak görüyorsun?” dedi.
“Böylesini ilk defa görüyorum!” dedim. Elimi değdiğimde kazık
gibi olduğunu hissettim. Dibine kadar sıvazlayarak elledim.
Saçımdan tutarak yarağını ağzıma sokmaya
çalışıyordu. Bense sadece başının etrafına
dudaklarımı değdirebiliyordum. Bir anda kollarımdan tutarak
kaldırdı. Zaten benden çok uzun boylu ve güçlü idi. Göğsüne
başımı bastırıp, popomu avuçlayarak beni kendine
çekti, yarağını aramızda
sıkıştırmıştık. Biraz böyle bekledikten
sonra beni kucakladığı gibi yukarı kaldırdı. Ben
de düşmemek için boynuna sarılıp bacaklarımı beline
doladım. Bu pozisyonda sanki yarağını
bacaklarımın arasına aldım, amcığımın
dudakları arasına sıkıştırmıştım.
Biraz dans eder gibi sarılı durduk, sonra yavaşça beni
yatağa yatırdı, bacaklarımı onuzuna alarak, o kocaman
şeyin dibinden tutarak, aşağı yukarı kaygan
amcığıma sürtmeye başladı. Korkuyordum aslında,
ama ne olacaksa olsun artık diye düşünüyordum…

Yemekağı eğilerek, “Benim
küçük sevgilim, şimdiye kadar sana kadınlığını
hissetirmemişler, hazırmısın?” diye sordu. Gözlerimle evet
dediğim anda dudağıma yapıştı ve abandı.
Sanki amcığıma birisi kolunu sokuyordu. Dudakları
dudaklarımı hapsettiği için bağıramadım, ama geri
itelemeye çalıştım. Ne mümkün, dibini bulmuştu. Biraz öyle
bekledi. Dudaklarımı ağzından kurtardım ve “Offf, ne
yaptın abi, biryerlerim yırtıldı!” dedim.
“Kızlığını bozdum, kocan olacak beceriksiz seni 2
yıldır adam gibi sikememiş, doktor senin halen kız
olduğunu söyledi bana!” deyip, biraz geri çekilerek yatağın
başında bulunan kâğıt havluyu alarak altıma koydu,
sonra yarağını amcığımdan çekti ve kanların
akmasını sağladı. Ben kanı görünce
kızlığımın daha yeni bozulduğuna kanaat getirdim…

Amcığımdaki ve
yarağındaki kanları sildikten sonra, yarağını
yeniden soktu amcığıma. Yavaş yavaş dibine kadar girip
çıkıyordu. Memelerimi emiyor, dudaklarımı öpüyor, güzel
sözler söylüyordu. Az sonra beni bir titreme tuttu, amcığım
karıncalanmaya başladı, gözlerim kaydı,
bayılacakmışım gibi, sanki uçacakmışım gibi
hissediyordum kendimi. Hiç böyle olmamıştım, gelmek böyle oluyor
demek ki diye düşündüm. Ne kadar süre beni böyle sikti bilmem ama, bana
bayağı uzun geldi. Ben bu sürede 2 sefer daha geldim herhalde.
Nihayetunda o da gelmek üzereydi, “Olmamışile kalmak istermisin canım?” dedi. Ben
hemen, “Hayırrr!” dedim. O da o kocaman yarağını amcığımdan
yavaş yavaş çıkararak, dibinden tutup göbeğime doğru
attırmaya başladı. 2 yıldır evliyim, kocamın
böyle tazzikli attırdığını görmemiştim. Bana
kağıt havluyu vererek temizlenmemi işaret etti. Fakat ben iyice
yorulmuştum, ellerimi ve bacaklarımı yana açarak yatağa ölü
gibi uzandım. “Ah yavrum, çok mu yoruldun? Sen kıpırdama ben
sana hizmet ederim!” deyip beni temizledi. Nihayetra yanıma yatıp,
arkamdan sarıldı ve “Dinlen sevgilim, geceler uzun, artık
benimsin, benim iznim artık bitene kadar buradayız, tamam mı?”
dedi. “Sen nasıl istersen abiciğim!” dedim.

İlk gecemizde 2 defa daha pozisyon değiştirerek sikiştik. Ertesi gün kendimize geldiğimizde, hastaneye annemin yanına gittik. Annem bendeki değişikliği görünce, “Ha şöyle, kadına
benzemişsin! Bravo İlhan oğlum, iyi yapmışsın!” dedi. Sanki benim ilk defa adam gibi yarak yediğimi hissetmiş gibiydi. Annemin ameliyatı zor geçti. Fakat biz 10 gün balayı yaptık. Nihayet sikiştiğimizde hamile kalmaya karar verdim ve içime boşalmasını sağladım. Köye gidince de, “Hekimda tedavi oldum!” deyip kocamla yattım.

Şimdi İlhan abiye benzeyen bir çocuğum var.

642 total views, 3 today

Zevki Sürme Vakti

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 15 Haziran 2020

Selam seks seven arkadaşlar. De Öykülerini okudukça kendimden geçiyorum ve sürekli amım ıslanıyor Seks. Ben de bir hikayemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Adım Eylül, 29 yaşında, orta boylu, balık etli, alımlı, erkekler tarafından beğenilen, çok seksi ve evli bir kadınım. Kocam kamu sektöründe çalışıyor. 7 yıldır evliyiz. Ben gözü yüksekte olmayan, var olanla sürekli yetinmesini bilen bir kadınım. Kocamı ve çocuklarımı çok seviyorum, ben asla gözüm dışarda olmaz. Fakat kocam sürekli başka kadınlar peşinde koşan, aldığı maaşı karı kıza harcayan birisi. Sürekli borç içinde yaşar ve bunu da ben asla kendine sorun etmez. Konutlendiğimiz günden beri bu böyle. Güya çok severek, daha doğrusu kocam bana deliler gibi aşık olarak evlendik. Seks konusunda sınırsız bir kadınım, seksi çok seviyorum, ama ben asla kocamı aldatmadım. Çünkü seksi kocamla yapmayı çok seviyorum. Kocam da benimle sikişmeye bayılır. Bazen bana, “Sen porno yıldızlarına beş çekersin!” der, ama karı kızdan da ben asla vazgeçmez.

Zaten bakkala çakkala yeterince borcumuz vardı, birde bunun üstüne, abimin bana emanet olarak bıraktığı 16 tane Cumhuriyet altını vardı, kocam bunları fark edince, ağzımdan girip burnumdan çıktı, “Kredi borcunu ödeyecem ay bir tane Cumhuriyet altını yapacam!” dedi ve hepsini elimden aldı onu ve. Fakat 2 yıl oldu, tek bir tane safra yapmadı. Abimle bir ara sohbet ederken, abim, “Ben bir işyeri Moskova’da düşünüyorum!” dediğinde, sanki ensemden kaynar sular döküldü. Abim işyeri açarsa, mutlaka emanet verdiği altınları isteyecekti…

Ne halt yiyecem şimdi diye kocamla konuştum, ama kocamın umurunda safra olmadı. Günlerce kara kara düşündüm, çare bulamadım. Bir gün nette bir sosyal paylaşım sitesinde, fabrikatör olduğunu söyleyen 36 yaşında bir beyle tanıştım. Benden MSN istedi, “Webcamda görüşelim!” dedi. MSN’imi verdim. Çünkü adamın çok zengin olduğunu öğrendiğim anda, kocamın yediği altınları tekrar nasıl yerine koyacağım sorununa kafamda bir çözüm bulmuştum. Eğer bu fikrim gerçekleşirse, hem zevk alacaktım, hem borçları ödeyecektim. Bu düşünceyle Webcamı açtım. Ve Webcamı açmamla birlikte adamın aklını da başından aldım :))

Tanıştık. Adamın adı Emir imiş, İzmir’e 55 km uzaklıkta olan Bursa ‘ ilçede oturuyormuş. Biraz Webcamda Chat yaptıktan sonra beni çok beğendiğini söyledi ve benden Telefon numaramı istedi. Tabi önce bende bu çektim, sonra Telefon numaramı verdim. Hemen aradı, konuştuk. Birkaç gün sürekli aradı ve konuştuk. Nihayetunda benimle birlikte olmak istediğini söyledi TR. Ben de, “Temizlikçi olurdum ama şu sıralar moralim çok bozuk!” dedim. “Sebep bozuk söyle, derdin nedir? Bu dünyada halledilmeyecek birşey yok!” dedi. Ben de durumu açık açık söyledim. “Kafana taktığın şeye bak! Para hiç sorun değil, sana 16 değil 26 Cumhuriyet altını feda olsun, yeter ki benim ol!” dedi. “Tamam!” dedim, kabul ettim…

Kocam görevi nedeniyle 3 günde bir eve gelirdi. Emir’le akşam saat 21:00’de anlaştık, çocukları uyuttuktan sonra onu eve alacaktım. Bu arada, biri 7 yaşında ve diğeri 21 aylık, 2 oğlum var. Onları uyuttum. Emir dışarda iki dakikada model bir arıyor, “Heyecandan ölmek üzereyim, çocuklar uyumadı mı?” diye soruyordu. Ne yalan söyleyim, benim de kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu, amımın suyu akmış külotumu ıslatmıştı. Ve nihayet beklenen bir geldi, Emir elinde hediye paketiyle içeri girdi, içeri girmesiyle de hoyratça dudaklarıma yapışması bir oldu. İkimiz de ayakta kendimizi kaybettik, deliler gibi öpüşüyorduk. Ben dayanamadım elimi Emir’in’in sikine attım, pantolon üzerinden hem okşuyor, hemde deliler gibi öpüşüyorduk…

Emir de dayanamadı, direk üstümü, yani tişortümü çıkardı, sütyenimin kopçasını açıp, deliler gibi memelerimi emmeye başladı. Ben de kemerini çözüp pantolonunu dizine kadar indirdim. Siki baksırın içinde çadır kurmuş ve bir Bir önce çıkarılmayı bekliyordu. Hiç bekletmeden baksırını da çıkardım, önünde diz çöktüm ve deliler gibi yalamaya başladım. Taşaklarının tümünü ağzıma alıp hafif dişliyordum. Emir kendinden geçmiş bir şekilde, “Orospuuuu, tam bir fahişe gibi sevişiyorsun!” diyerek hırıltıyla ağzıma boşaldı. Yutabildiklerimi yuttum, geri kalanı çenemden, memelerimin ortasından, göbeğime kadar süzüldü. Emir hemen çekyatın üstüne yığıldı…

Benim amım vıcık vıcık olmuştu, amımın suyunu parmaklarımla alıp Emir’in inmiş sikine sürüp sıvazlıyordum. Fazla geçmeden siki yine taş gibi oldu ve ben daha fazla dayanamayıp direk üstüne çıkıp, sikini amıma yerleştirdim ve deliler gibi zıplamaya başladım. Emir de kendinden geçmiş bir halde, “Oohhh orospum, horozun seni sikmeye, parçalamaya geldi!” diyerek alttan pompalıyordu. Nihayetra beni üstünden indirdi, yere uzandırıp misyoner pozisyonda bacaklarımı açıp, direk amıma soktu. Amım çok dardır, iki doğumumu da sezeryanla yaptım. Zaten çatı darlığı da olduğu için amım kız AMI kadar dardır. Misyoner pozisyonda çok fazla git jel yapmadan Emir içimde patladı. Sikini çıkardığında kan olmuştu. Emir şok olmuştu. Peçeteyle silerken, “Konutli olduğunu bilmesem, bakiresin derdim!” dedi.

Anlayacağınız Emir’in siki kocamınki kadar büyük olmamasına rağmen, neden bilmiyorum ama fena yırtmıştı beni. Fakat ben zevkten bende kaybettiğim için hiç acı hissetmedim. Çırıl çıplak birbirimize sarılarak biraz uzandık. Fakat emir zevkten ağzı kulaklarında, hayran hayran bana bakıyordu. Ben de elimi sikine attım, okşayıp tekrardan sertleştirmeye çalışıyordum. Çünkü daha beni domaltarak sikecekti. Telefonda söylemiştim, benim en çok sevdiğim, dizlerimin bağı çözülen tek pozisyon domaltılarak sikilmek diye.

Nihayet Emir’in siki tekrar taş gibi oldu. “Yat aşağı orospuuuu!” diyerek, beni yatırdığı gibi bacaklarımı ayırdı ve amıma yumuldu, yalamaya başladı. Amımın tümünü ağzına alıp, deliler gibi emiyordu ve beni delirtiyordu. O bana orospu dediği için, ben de, “Ohhh! Ne güzel yalıyor pezevengim!” diyor, hemde inliyordum. Emir, “Pezevengin şimdi yine amını yırtacak orospu, hemde domaltarak!” diyerek beni 4 ayak pozisyona getirdi. Sikini hiç ıslatmadan, zaten yalanmaktan ve suyumun akmasından amım vıcık vık olmuştu, direk taş gibi sertleşmiş sikini arkadan amıma geçirdiği gibi kökledi…

Ben uçmuştum artık, bende kaybetmiştim, “Sik beni orospu çocuğu, erkek gibi sik, piç kurusu, pezevenk seni!” diyerek onun beni dahada sert sikmesi için Gazze getiriyordum. O da, “Sikiyorum işte orospu! Sen sikişe doymuyorsun, aslında sana 4-5 beş yarak aynı anda koyulması gerekiyor, ancak ozaman doyarsın, fahişeee!” diyerek, gittikçe dahada sert sikerek, beni deli ediyordu. Orgazm üstüne orgazm yaşadım, Kaş defa ben boşaldım bilmiyorum. Nihayetunda Emir de daha fazla dayanamayıp içimde patladı…

O gece, Emir beni sabaha kadar defalarca sikti. Sabah çocuklar uyanmadan da gitti. O gittikten sonra ben duşumu aldım, biraz uyuyacaktım ki, aklıma bana getirdiği hediye paketleri geldi. Hemen açtım baktım. Harbiden de, 16 değil, tam 26 tane Cumhuriyet altını vardı. Tabiatl hemen altınları sakladım, kocamın eline geçerse yine satıp yer diye. Emir’le halen ilişkimiz devam ediyor, kocamınsa hiçbir şeyden haberi yok. Emir bana söz verdi, “Parayı ben asla kafana takma, maddi olarak türlü destekte bulunacağım sana!” dedi ona. Ve bu sözünü de tuttu, çocuklarım adına açtığı hesaba her ay yüklü bir miktar para yatırıyor onu. Kocamı çok seviyorum, ama kocam çok hovarda, ben asla benim ve çocuklarımın geleceğini düşünmez. Napayım, ben de böyle bir yol buldum. Üstelik Emir çok güzel beceriyor beni, hem de tüm ihtiyaçlarımı karşılıyor, bana değer veriyor.

Emir ise bir fantazisi var, sürekli, “Seni o boynuzlu kocanın yanında sikmek için neler vermezdim!” deyip duruyor. Şu anda bilmiyorum ama, belki ilerleyen zamanlarda bu fantazisi gerçekleşir. Çünkü kocam da grup sekse biraz meyilli, birkeresinde benimle sevişirken, “Şimdi başka bir erkek daha olsa da, aynı anda seni becersek, ne güzel olurdu!” demiş ve inanılmaz bir biçimde boşalmıştı. Nihayetra da o konuyu birdaha açmamıştı. Bundan yola çıkarak, belki ilerleyen zamanlarda onu da aramıza alırız diye düşünüyorum.

695 total views, 2 today

Hazzı Doruklara Çıkar

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 14 Haziran 2020

31 Merhaba Seks Öyküleri okuyucuları. Bu siteyi uzun zamandır takip ediyorum. Bundan kısa bir süre önce yaşadığım olayı sizinle paylaşmak istedim. Ben 1.70 boyunda, 54 kiloda, esmer güzeli bir bayanım. Eski sevgilimle Beşiktaş’ta herzaman gittiğimiz bir Cafe vardı. O Cafeyi de, sahiplerini de, ikimiz de çok severdik. Hatta yiyişmelerimizin, elleşmelerimizin çoğu o Cafede olurdu. Ben sevgilimden ayrıldıktan sonra Cafeye vakitsizlikten gidemez oldum.

Geçenlerde Beşiktaş’ta işim vardı, evrak almam gerekiyodu, ama 13:30’da alabileceğimi söylediler. Saat daha 11:30 idi. Ne yapabilirm o saate kadar diye düşünürken, o Cafeye gitmeye karar verdim. Hem uzun zamandır da gitmiyordum, özlemiştim. Cafenin sahbibi Serhat, uzun boylu, 30’lu yaşlarda, esmer ve bekar biri. Anladığım kadarıyla iyi niyetli, Cafe de onun ve abisinin. Abisi de çok dürüst biri, namazında niyazında bir adam. Bir de Kemal var, orda çalışıyor, evli ve 3 yaşında bir kızı var. Kumralımsı sarışın, benden 4-5 cm uzun, çok tatlı, güler yüzlü biri. Serhat A’la Kemal çok çok yakın arkadaşlar. Fasılalarında patron çalışan ilişkisi ben asla yok, zaten gören kimse de öyle demiyor. İkisi de eşit şartlara sahipler, Kemal sadece ortak değil.

Oraya gittiğimde Cafe boştu, Kemal bilgisayar başındaydı. Beni görünce, “Ooo kimler gelmiş!” dedi. “Nasılsın, nasıl gidiyor?” muhabbetinden sonra yanıma oturdu, “Birşeyler içer misin?” dedi. “Çay alırım.” dedim. Çayımı getirirken, ona gülerek, “Sen evde karına da böyle hizmet ediyor musun?” dedim. “Yok yaa, evde çay yemek ne gezer?” diye bir cevap verdi. Dedim “Eşin sana yemek yapmıyor mu?”. “Yok yapmaz, ben de ona yapmam!” dedi. Belli ki araları açıktı. Biraz dertliydi herhalde. Eşiyle arasının kötü olduğunu, sadece 3 yaşındaki çocukları için devam ettiklerini söyledi. “Zaten karım bana güvenmez, bizim aramızdaki herşey bitti!” dedi. “Kağıt üzerinde evlisiniz yani?” dedim. “Konutet!” dedi. Bunları anlatırken bir yandan da bacaklarıma dokunuyordu. “Ya işte böyle Pınar!” deyip dizime hafifçe vuruyordu.

Üzülmüştüm karısıyla kötü olmalarına. Konutliliğe çok soğuk bakıyordu, bıkmıştı, mutsuzdu. Biz konuşurken bir yandan da müşteriler gelmeye başlamıştı. İki tane kız sandviç istedi. Nihayetra Kemal beni mutfağa çağırdı, orda işi uzundu. 14 10 Bu arada sabah Cafeyi Kemal:00’da açıyor, akşam 20:00 gibi çıkıyor, Serhat İMKB öğlen:00 gibi geliyor, gece 23:00’de kapatıyor. O yüzden yalnızdık. Kemal diğer müşterilerin siparişlerini alırken, ben de domatesin kabuklarını soydum, ince ince doğradım. Kemal yanıma geldi, sandviçleri hazırlamaya başladı. Sandviçleri o iki kıza götürdükten sonra yanıma geldi ve bir anda sarıldık. Aslında benim açımdan masum bir sarılmaydı bu. Fakat o dudaklarını boynuma koymuştu, nefesini kulağımda hissettiriyordu, hiçte masumca değildi. Bana, “Fazla cana yakınsın!” dedi. Ben o hareketinden dolayı şok olmuştum, ondan böyle bir hareket beklemiyordum. Açıkcası onu tahrik edecek birşey de yapmamıştım…

Durumen birbirimize sarılır vaziyetteydik. “Ben su içeceğim!” deyip kollarından çıktım ve bardak alıp su doldurdum kendime. O da gelen müşterinin siparişini almaya gitti. Elmalı nargile istemişlerdi, böyle şeylerden hiç hoşlanmam, nasıl yapıldığını da bilmiyordum. Kömür gibi birşeyi ateşin üzerine koydu, alevler çıkyıyordu. Biraz ürkütücü bir manzaraydı, ama o çok alışkındı tabi. Ben tezgaha dayanmıştım, bacaklarım çok hafif ayrıktı. Kemal bacaklarını benim bir bacağımı hapsedecek konuma getirmişti, sikini bacağıma değdiriyordu, bir yandan da konuşuyotduk. İnanın ne konuştuğumuzu safra hatırlamıyorum. Sertleşmiş sikini resmen bacağıma dayıyordu. Ben hiçbir şey olmamış gibi sohbete devam ettim. Nihayetra bir anda yüzünü yüzüme yakınlaştırdı ve dudaklarıma çok sakin bir öpücük kondurdu. Fakat kendini geriye çekmemişti, benim de ona karışılık vermemi bekliyordu. Karşılık vermedim, ama bende geri de çekmemiştim.

Yani öpmesine müsaade yüzey vermiştim. Daha da gevşedi, artık rahat hareket ediyordu. Alıcılerden kaçtıkça yanıma gelip, bana sarılıyordu, kokluyordu. Sarılırken bit ara eli kalçama doğru kaydı. Nihayetra tekrar yukarı doğru çıkarttı. O içeri giderken bende biraz suçlu hissediyordum, onunla öpüştüğüm için değil, evli olduğu için. Bende yuva yıkan biri olarak düşünmeye başlamıştım. Aslında bu konuda bende rahatlatabiliyordum. Hatta inanın bana, evliliğini kurtarmasını safra istiyordum. Ondan hoşlanmıyordum, etkilenmiyordum, kalbim PIR pırr da değildi. Hiç bir aşk belirtisi de yoktu. Yalınce o anki heyecan hoşuma gidiyordu. Nihayetra saatin geç olduğunu farkettim, “Ben gidip evrağımı alayım, geç oldu!” dedim. Kemal, “Ben de seninle geleyim!” dedi. Çünkü Serhat gelmişti.

Yolda yürürken yüzme havuzu koluna girdim, bazen de el ele tutuştuk. O benim belime sarılıyordu, göbeğime dokunuyordu. Ben de elimi boynundan göğsüne doğru uzattım ve göğüs kıllarıyla oynamaya başladım, “Huylanıyor musun?” dedim. Dedi ve güldü “Hayır ama…”. Ben de hafifçe vurdum göğsüne. Tahrik oluyordu belli ki. Bilerek yapıyordum, farkındaydı. Biryandan da tahrik edici şekilde ona bakıyordum. Bunu farketti ve “Bana öyle bakma, trafikte fena olur!” dedi. Gülümsedim, hiçbir şey demedim. Nihayetra beni vapura bindirdi ve beni arayacağını söyledi. Uzaklaştım.

Konute gelip yatağıma yattım ve olanları düşündüm. Amım sırılsıklamdı, sanırım heyecan beni bu hale sokmuştu. Onu düşünüp mastürbasyon yapmaya başladım. Beni öptüğünü, deli gibi yiyiştiğimizi, göğüslerimi, kalçalarımı avuçladığını düşündüm. Bunların hiç biri gerçekleşmedi. İyiki de yapmamışım diyorum, hayali de yetiyor. Mastürbasyon yaparken dudaklarımı ısırıp yalıyordum, bunun nedeni onunla yiyişmediğimiz içindi. İçimde kalmıştı, tam olarak birbirimizden tat alamadık. Akşam beni aradı, halimi hatırımı sordu, kısa konuştuk. “İri öpüyorum!” dedi. “Ben de!” dedim ve kapattık. Fakat tekrar Beşiktaş ‘ a yolum düşerse yanına uğramayı planlıyorum. Onunla gezmek tozmak istemiyordum, sadece mutfakta küçücük kaçamaklar yapmak istiyordum. Hem zaten onun da benimle ciddi düşündüğünü zannetmiyordum.

O olaydan 5 gün sonra dayanamadım ve sabah erkenden Cafeye gittim. Fazla erken bir saat olduğu için kimse yoktu. Kemal’i görünce heycanlandım ve birbirimize sarıldık. Bir anda beni duvara yasladı, deli gibi öpüşmeye başladık. Fazla özlemiştim onu, deli gibi de arzuluyordum. Bir eliyle göğüslerimi elliyordu, diğer eliyle de kalçalarımı avuçluyodu. “Fazla güzel tenin var, çok güzelsin!” deyip duruyordu. Ben sadece şuursuzca inliyordum, tırnaklarımı omzuna safra geçirmiştim. Nihayetra beni kucaklayıp masaya oturttu. Bacaklarımla belini sardım, biraz da öyle öpüşmeye devam ettik. Öpüşmek hafif kalır, dilini boğazıma kadar sokuyordu resmen, somuruyordu beni, safra dudaklarımı hareket ettiremiyordum. Bana, “Senin heryerini yalamak istiyorum!” dedi. Ses çıkaramadım. Masaya doğru yatırdı, üzerime çıktı. Elini şortumdan içeri soktu, külotumun üzerinden amımı okşuyordu. İslanmıştım. “Harikasın!” diyordu…

Bir anda altından kalktım ve onu ayağa kaldırdım, masaya dayadım. Seksi bakışlarımı atarak yavaşça aşağıya doğru çömeldim, niyetimi anlamıştı, hafifçe gülümsedi. Kemerini ve pantolonunun düğmesini açtım, daha sonra fermuarını indirdim. Siki zaten pantolonunu zorluyodu. Boxerını görünce mimiklerime hakim olamadım, çok şaşırmıştım, siki kalın birşeye benziyordu. Daha fazla dayanamadım ve boxerını da indirdim. Gerçekten kalın bir siki vardı. Birazcık inceledikten sonra dudaklarımı değdirmeye başladım. Lisanimle başını yalıyor, başını ağzıma alıp emiyordum. İyice delirmişti, hırıltılarından belliydi. Nihayetra köküne kadar ağzıma almak için biraz nefes aldım. O sikin tamamını ağzıma sokunca, öyle bir Ohhh’ladı ki, tahrik olmamak imkansızdı. Eliyle başıma bastırıyodu. İyi bir ritim yakalamıştık…

Daha sonra beni masaya oturtturdu. Yine boynumu, göğüslerimi emmeye başladı. Eliyle de amımı yokluyordu. Deli gibi inlediğimi hatırlıyorum. Şortumun düğmesini açtı ve bacaklarımdan aşağıya indirdi. Külotumun üzerinden amımı dillemeye başladı. “Erkeğimmm!” diye inliyordum. Nihayetra külotumu indirdi. Bacaklarımı iyice ayırdı, bir gözlerime bakıyodu, bir amıma. Amıma bakarak, “Muhteşem!” dedi. Klitorisimi yalamaya başladı. Biraz yaladıktan sonra parmağını amıma sokmaya başladı. Soluk alışverişlerim değişmişti. Bir yandan klitorisimi emiyordu, diğer yandan parmağını sokuyordu amıma. Deliriyordum. Kaş kere orgazm olduğumu inanın bilmiyorum. Amımdan akan sular bacaklarımdan aşağı süzülüyordu, hissediyordum…

“Gir artık içime erkeğim!” dediğimi hatırlıyorum. Dudaklarıma öpücük kondurduktan sonra bacaklarımı omzuna aldı. Amıma ilk girdiğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Yalınce, “Hayvan! Yavaş!” diyebildim. Özür dileyip biraz bekledi ve sonra devam etti. İçime gıt jel yaparken, “Fazla sıcaksın, çok darsın, mahvediyorsun beni!” diyodu. Ben de, “Tek erkeğimsin, bu am hep seni bekledi, deli gibi sik beni sevgilim!” diyordum. Nihayetra posizyon değişikliği yaptık ve ellerimi masaya dayayıp beni önünde domalttı. Amıma 10-15 dakika da öyle gıt jel yaptı. Arkaık gözlerimi kapamış, anın tadını çıkartıyordum, dizlerimin de bağı çözülmüştü.

“Boşalacağım!” diyerek sikini amımdan çıkardı. Hemen önüne eğildim ve ağzıma aldım, biraz sikini yaladıktan sonra göğüslerime doğru haykırarak boşaldı. Ben de spermlerini göğüs uçlarıma iyice sürdüm. Nihayetra kalktım ve “Mükemmeldin sevgilim!” deyip boynundan öptüm. Giyindikten sonra koltuğa geçip oturduk. Durumen nefes nefeseydik. Diyerek Cafenin kapısını açtı Saatte 11:00’e yaklaşmıştı, “Alıcıler gelir…”. “Ben de gitmeliyim!” diyerek çantama doğru yöneldim. Kolumdan tuttu ve mutfağa doğru çekti. Sırtımı duvara yaslayıp, dudaklarıma yumuldu. “Yemekkım yeter!” diyordum, fakat dinlemiyordu. Kalçamı öyle bir avuçladı ki, yürürken safra zorlandım. Diyerek Cafeden çıktım “Hoşçakal erkeğim!”…

Bundan sonra ilişkimiz ne olur, nasıl olur bilmiyorum, ama ondan çok etkileniyorum. Olgun tavırları beni öldürüyor, mahvoluyorum. O derin, samimi bakışları hiç bir erkekte görmedim.

678 total views, 3 today

Zevki Doruklara Çıkar

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 13 Haziran 2020

Merhaba, ismim Melis, 41 yaşındayım. Çevreme göre ideal güzellikte, esmer bir
bayanım ve İzmir’de yaşıyorum. Özel bir şirkette
tanıtım ve pazarlama departmanında çalışıyorum.
Yaklaşık 15 senedir evliyim. Fakat evliliğimiz çok
monotonlaştı ve seks hayatımız da çocuklar ve
zamansızlıktan iyice azaldı. Bu durumda ister istemez her
fırsatta gözüm yakınımdaki yakışıklı
erkeklerin siklerine takılıyor ve içimden büyüklükleri konusunda
tahminler yapıyorum. Ancak hiç bir zaman harekete geçmedim ve kimsenin de bana asılmasına izin vermedim.

İşim gereği başka şirketlerle görüşüp
tanıtımlar yapıyorum. Yine bir hafta iş icabı
İstanbul’da bir şirketle görüşmem gerektiği söylendi ve
zaman kaybetmeden gitmem gerekiyordu. Konute gidip valizimi hazırlamam
lazımdı, eşimle vedalaşıp, 1 gün içerisinde yola
çıkacaktım. Eşim ise başka bir şirkette müdürlük
yapıyor. İkimizin de yoğun bir iş temposu olduğu için
birbirimize çok az zaman ayırabiliyorduk. Bu da bizi her ne kadar
rahatsız etse de, katlanıyorduk. Akşam evde valizimi
hazırladım. Yaklaşık 3-4 gün kalacaktım ve eşim
bu gidişten pek huzursuzdu, ama bir şey söylemedi. Çünkü işimi
seviyordum. Ertesi akşam gece saat 23.00’e biletim
alınmıştı. Bütün gün hazırlıklarımı
tamamlamakla geçmişti. Akşam saat 21.00 gibi hazırlanıp
havalimanına yola çıktık eşimle. Orada kalacağım
otel odası görüşme günlerim hepsi ayarlanmıştı.
Eşimle birlikle havalimanına geldik. Biraz sarılıp
öpüştükten sonra ben uçağı beklemek için içeri geçmiştim.

Yaklaşık 1 saat vardı uçağın kalkış saatine. Zaman geçirmek için
kafeteryaya gidip bir çay içeyim diye düşündüm, ama kafeterya çok doluydu.
Tatil dönüşü olduğu için oturmaya yer yoktu. Ancak birden üzerimde
bakışların olduğunu fark ettim, ilerde 20-21
yaşlarında genç birisinin bana baktığını
görüyordum. Masada boş bir sandalye vardı ve alabilirsiniz gibi bir hareket yaptı.
Kafaka da yer yoktu zaten. Valizimle ayakta kalmıştım ve yanına
gittim. “Buyurun oturabilirsiniz!” dedi. Teşekkür ederek oturdum. Hem
çayımı içiyordum hem de biletime bakıyordum. Masasına
oturduğum genç biletimi görmüş olmalı ki, “Sizde mi
İstanbul’a gidiyorsunuz?” diye sordu. “Konutet!” dedim. “Aynı
uçağı bekliyoruz öyleyse!” diyerek gülümsedi. “Öyle mi…” diyerek
geçiştirici cevap verdim. Çünkü bakışlarının sürekli üzerimde olduğunu fark ediyordum.

“Sizinki iş gezisi galiba?” diyerek tekrar
soru sordu. “Konutet! Siz ne için gidiyorsunuz?” diye karşılık
verdim. Talebe olduğunu, Sonbaharel sanatlar tiyatro bölümü son
sınıf okuduğunu söyledi. “Sonbaharel bölüm!” dedim. Elini
uzatarak, “Bu arada ben Bora!” dedi. “Ben de Melis!” diyerek
tanıştık. Bora çok konuşkan birisine benziyordu, sürekli
sorular sorup, daha iyi tanışmaya çalışıyordu benimle.
Bense her ne kadar çekimser davransam da devam ediyordum. Biraz daha muhabbet
ettikten sonra, “Tayyare kalkacak birazdan!” dedim ve kalktım. Bora da, “Konutet!”
diyerek kalktı. Uçağa doğru gidiyorduk. Bora
Parmağımdaki yüzüğü görüp, “Konutlisin galiba Melis?” diye sordu. “Konutet!”
diye cevap verdim. Gülümseyerek, “Bayanlara yaş sormam, ama
yaşınız çok genç gösteriyor, kaç
yaşındasınız?” diye sordu. “36!” dedim. “Hiç göstermiyorsun!”
dedi. Teşekkür ettim ve “Sen kaç yaşındasın?” diye sordum.

Bora 19 yaşındaymış, ama yaşına göre çok olgun ve
karizmatik görünüyordu. Sportif bir fiziği vardı. Boyu da 1.80 falan
vardı. Bora çok esprili birisine benziyordu. Sürekli espriler
yapıyordu. Uçağın kalkış saati
yaklaşmıştı ve uçağa doğru yöneldim. Hostesin
gösterdiği koltuğa doğru geçtim. En arka koltuktaydım. Bora da yanıma gelince,
“Sen de mi bu sırada oturuyorsun?” diye sordum. “Hayır, ama
boşmuş galiba, senin için sakıncası yoksa oturmak isterim!”
dedi. “Tabi oturabilirsin!” dedim. Teşekkür etti ve oturdu. Bora gitgide
bana yakınlaşmaya çalışıyordu, hissediyordum. Nazarları
sürekli üzerimdeydi zaten. Oturduk koltuklarımıza ve uçağın
kalkmasını bekliyorduk, 10 dakika içerisinde kalkacaktı.
Muhabbete devam etmeye başladık tekrar. Kaç yaşında
evlendiğimi falan sordu, ben de cevapladım.

Eşimin çok şanslı olduğunu söyledi gülümseyerek. “Sebep?” diye sorduğumda, “Senin gibi
güzel bir eşi olduğu için!” dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Ve
hoşuma da gitmişti başka bir erkek tarafından
beğenilmek. Tayyare kalkmaya başlamıştı, son anonslar
yapıldıktan sonra uçağın ışıkları
söndürüldü ve yolculuk başlamıştı. Uçağın
karanlık olmasından dolayı herkes uyumaya
hazırlanıyordu. Boraya, “Susalım artık!” dedim. Bora ise
fısıldayarak, “Ne olacak konuşuyoruz işte!” dedi. Bora
karanlıktan faydalanarak iyice samimi davranmaya
başlamıştı, şakalar yapıyordu. Aslında benim
de hoşuma gidiyordu, çünkü yakışıklı ve genç
birisiydi. Ayrıca çok da sempatikti. Boranın bakışları
heyecanlandırmaya başlamıştı beni, gözlerimin içine
bakmaları, vücudumu süzmesi. Fakat belli etmemeye çalışıyordum…

Ani ayağa kalkarak, sessizce, “Geliyorum hemen!” dedi ve lavaboya doğru yöneldi. 1-2 dakika
içerisinde geldi ve yerine oturdu. Parfüm sıkmıştı belliydi,
çok değişik bir kokusu vardı. “Ne bu?” diye sorduğumda, “Hiç,
deodorant sadece!” diye geçiştirdi. Fakat çok etkili bir kokusu vardı,
heyecanım daha da artmıştı. Yerimde duramıyordum,
kokuyu içime çektikçe Bora’ya yaklaşasım geliyordu. “Sebep
sıktın bunu?” diye sordum kısık bir sesle. Bora sadece
gülümsedi. Ben kendimden geçmeye başlamıştım ve Bora bunu fark edince, birden yanıma
yanaşarak saçlarımı okşamaya başladı. Tepki
veremiyordum, arzu dolmuştum birden. Kulağıma yanaşarak, “Hadi
çek erkeğinin kokusunu içine!” dedi ve boynumu öpmeye başladı.
Karşılık veremiyordum, ateş gibi yanıyordum sanki,
hiçbir şey düşünemiyordum. Bora ise deliler gibi öpmeye
başlamıştı boynumu saçlarımı okşuyordu…

Biraz daha boynumu öptükten sonra elbisemin askılarını omuzlarımdan indirmeye
başladı. Fazla kısık sesle, “Yapma, görürler!” diye söylemeye
çalıştım, ama dinlemiyordu ve askıları indirdi. Göğüslerimi
okşamaya başladı. Bense iyice deliye dönmüştüm. Arkaık
bir elini de bacak arama indirmişti. Kulağıma eğilerek, “Nasıl,
güzel mi?” diye sordu. Ben inlememek için dudaklarımı
ısırıyordum. Bir yandan göğüslerimi emmeye
başlamış ve parmağıyla amıma girip
çıkıyordu. Müthiş zevk alıyordum. Biraz daha
seviştikten sonra ellerini çekti ve “Hadi toparlan, geldik!” dedi.
Afallayarak sütyenimi düzeltip, askılarımı taktım. 5-10 dakika sonra uçak inişe geçmişti bile.
Işıkları yaktıklarında Bora gözlerimin içine bakıyordu, “Harikasın
sen!” diyerek yüzümü okşadı. Fakat ben çok arzuluydum, yarım
kalmıştım, çok istekliydim. Biz uçaktan indikten sonra Bora
telefon numaramı istedi ve İzmir’e geri dönmeden beni
arayacağını söyledi. “Tamam!” dedim ve öpüşerek
ayrıldık, ayrı servislere bindik ve otelime geldim. Islakadığım
olayın heyecanı ve yorgunluğundan direk yatağa girip uyudum.

Ertesi gün görüşmelerim vardı. İlk iki gün
işlerimi hallettim. Görüşmelerimi bitirdikten sonra, döneceğim
günden bir gün önce Bora aradı. Görüşmek istediğini söyledi,
adresini verdi ve akşam beklediğini söyledi. Otele gidip üzerimi
değişip spor bir şeyler giyindikten sonra Boran’ın
yanına doğru gitmek için yola çıktım. İstanbul’u pek
bilmiyordum, ama evi bulmakta zorlanmadım. Konut müstakil bir öğrenci
evine benziyordu. Akşam saat 20.30 gibi kapıyı çaldım ve
Bora kapıyı açtı. Üzerinde sadece kısa bir şort
vardı, “Hoş geldin bebeğim!” dedi, öpüştük ve beni içeri
aldı. Bora’yı sadece şortla görünce şaşırdım,
çok kaslı bir vücudu ve birçok dövmesi vardı. Odasına geçtik. Talebe
evi olduğu belliydi. Biraz oturduk, biraz muhabbet ettik. “Nasıldı
o gün?” diye sordu. Ben de yarı utangaç biçimde, “Sonbahareldi!” dedim. Gülümseyerek,
“Bu gece daha güzel olacak! Bir şeyler içer misin hayatım?” diye
sordu. “Yok ben içmeyeceğim canım!” dedim. “Ben biraz içeyim o zaman,
havaya gireyim, müsaade edersen hayatım?” diyerek mutfağa gitti.

Birkaç dakika sonra elinde viski bardağıyla geldi. Bana bakarak, “Hadi çıkart üzerini
bebeğim, ne duruyorsun, güzel vücudunu görmek için
sabırsızlanıyorum kaç gündür!” dedi. “Tamam!” diyerek ayağa
kalktım ve önce bodyimi çıkarttım. Taytımı da çıkarttıktan
sonra iç çamaşırlarımla kalmıştım Boranın karşısında.
Siyah iç çamaşırlarım vardı. Bora kalçalarıma bakarak,
“Süpersin fıstık sen yaa!” dedi. Utanmaya
başlamıştım, ilk defa aldatıyordum eşimi, hem de
kendimden yaşça ufak birisiyle. Bora ayağa kalkarak yanıma geldi
ve vücudumu okşamaya başladı. Bora benden uzun boylu ve çok da
kalıplı olduğundan rahatlıkla kavrayabilmişti belimi.
Sırtıma doğru ellerini kaldırıp sütyenimin
kopçalarını açarak çıkarttı. Şimdi sadece tangam vardı pembe renk.

Bora halen şortuylaydı, ama önü hafiften kabarmaya başlamıştı. “Hadi çıkart
tanganı hayatım!” dedi eğilerek. Ben de çıkarttım. Arkaık
tamamen çırılçıplaktım karşısında. Bora
vücuduma bakarak, “Hazır mısın aşkım?” dedi. “Konutet!”
dedim. “Hadi yatağımıza gidelim!” dedi ve kucağına
aldı beni. Götürürken göğüslerimi öpüyordu. Yatak odasında beni
yatağa bıraktıktan sonra şortunu çıkarttı. Yarağı
karşımdaydı, çok büyük ve iriydi, böylesini hiç görmemiştim,
neredeyse bileğim kadardı. “Nasıl, beğendin mi?” dedi
gülümseyerek. “Fazla büyük ama!” dedim. “Senin için sabırsızlanıyor ve merak etme alıştırarak girecek amına!” dedi, yanıma geldi dudağımdan öpmeye
başladı, kalçalarımı da okşuyordu, deliler gibi
öpüşüyorduk. Biraz öpüştükten sonra göğüslerimi öpmeye
başladı, dikleşen uçlarını ısırmaya
başladı. Fazla güzel yapıyordu bunu, zevkten delirecek gibiydim…

Her tarafımı öptükten sonra iri yarağını yüzüme uzatarak ağzıma almamı
söyledi. “Bunu yapmak istemiyorum!” dedim. Saçlarımdan çekerek, “Hadi! Yapacaksın!”
dedi. Zorunlu kaldım, o kalın yarağını yalamaya
başladım. Biraz yaladıktan sonra tamamen dikleşmişti.
Fazla büyüktü yarağı. Yatağa uzandı, “Hadi gel bebeğim
kucağıma!” dedi. Kucağına doğru çıktım, yarağının
üzerine oturtuyordu yavaş yavaş, belimden de sımsıkı
tutarak. Yarağı ıslanan amıma girdikçe canım
yanıyordu. Ani dibine kadar amıma gömdü ve hızla sokup
çıkarmaya başladı. Fazla canım yanıyordu, çok sert
yapıyordu, hızlı hızlı yapıyordu. “Arkaık
benim kadınımsın sen!” diye söyleniyordu. Bense acı ve zevk
bir arada, inlemekten başka bir şey yapamıyordum…

Bu şekilde bir süre daha sikip
beni Orgazm ettikten sonra üzerinden kaldırıp yatağa
yatırdı beni, “Fazla mu canın yandı aşkım?” diye
sordu. “Konutet!” dedim. “Alışacaksın bebeğim, amın da
alışacak!” dedi ve bacaklarımı ayırıp bacak arama
yumuldu ve amımı emmeye, amımın sularını yalamaya
başladı. Fasılada dilini klitorisime değdirip çekiyordu,
müthiş zevk alıyordum. Nihayetra ayağa kalkıp, domalmamı
istedi. Niyetini anlamıştım, götümden sikmek istiyordu. “Bunu
yapamam, canım çok yanar!” dedim. “Merak etme, acıtmam!” dedi. “Hayır,
lütfen yapma!” dediğimde, saçlarımdan çekerek, tekrardan
domalmamı istedi. “Bu göt sikilmeden bırakılmaz! Senin
değerini bilememişler güzelim!” diyerek beni tuttuğu gibi yüzüstü
çevirdi, kasıklarımın altına yastık koyarak kalçalarımı
yükseltti, götümün yanaklarını araladı. Nihayet kez, “Yapma lütfen!” dedim, ama dinlemedi…

Götümün deliğine tükürüp, yavaşça yarağının ucunu sokmaya başladı. Canım çok
yanıyordu, öyle ki, ucu girdiğinde acıdan dudaklarımı
ısırmıştım. Nihayetra birden yüklenip tamamını götüme
sokunca, avazım çıktığı kadar çığlık
atmaya başladım. Gözlerimden yaşlar akıyor, “Ne olur
çıkar!” diye yalvarıyordum, ama dinlemiyordu, aksine sanki
taşaklarını da götüme sokmak istercesine yükleniyordu. Belimi de
iki eliyle sımsıkı tutmuştu, kendimi çekemiyordum. Derken hızlı
hızlı girip çıkmaya başladı götüme. Acıdan resmen ağlıyordum. Bana asırlarca gelen birkaç dakika götümü siktikten sonra, büyük bir hışımla götüme boşaldı. Bense acıdan halen ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım. Götümün içinde kısa bir süre daha kaldıktan sonra, götümden çıkarıp hemen amıma soktu yarağını ve sert sert sikmeye başladı amımı. Amımı sşkerken klitorisimle de oynayınca ben de birkez daha titreyerek Orgazm olup boşaldım. O yorgunlukla, banyo yapmadan uykuya dalmışız.

Ertesi gün uyandığımda öğlen olmuştu. Bora uyuyordu halen. Direk banyoya girip duş aldım çıktım. Üzerimi giyinip hazırlandım ve Bora’yı uyandırıp, “Ben gidiyorum!” dedim. Bora hemen yalvarmaya başladı, “Gitme, son birkez daha sikişelim öyle gidersin!” diye. Fakat ben, “Gitmem lazım!” diyerek vedalaşıp çıktım evden. Taksiye atladığım gibi otele varıp valizimi aldım ve ordan da havaalanına gittim.

Eşime birşey belli etmedim ama, 4 gün boyunca götüm müthiş derecede acıdı. Bir daha da böyle bir şey yapmayı düşünmüyorum.

737 total views, 2 today

Farklı Fantezileri Tat

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 12 Haziran 2020

Merhaba 31 severler. Ben Aslı, 27 Islakındayım, 1.70 boyunda, 55 kilo, beyaz tenli ve güzel bir
bayanım. Simsiyah gözlerim ve pembe dudaklarım var. 2 sene süren bir
evlilikten sonra, kocamla anlaşamadık boşandık ve genç
yaşımda dul kaldım. Eniştem (teyzemin eşi) 50 küsür
yaşında, 1.75 boylarında, yaşını hiç göstermeyen,
yaşına göre halen siyah saçları olan, kendine bakan biridir. Aslına bakarsanız o güne kadar eniştemle böyle bir olay yaşayacağım hiç ama hiç aklıma gelmezdi.

Dul olmama rağmen kendimi kasan bir insan değilim, daima rahat
olmuşumdur. Teyzemlerle bir araya geldiğimizde, rahat kahkahalar atar,
onların ayıp diye açmadığı konuları açar,
gönlümün istediği gibi muhabbetler eder, şakalar yapardım. Bir
gün yine teyzemlerle bir araya geldik. Muhabbet ederken, konu çok iyi
bildiğim eski dönem Türk sinemasının ünlü oyuncuları
hakkında açıldı ve sohbet etmeye başladık. Ben F…. A…’ın oynadığı filmleri sayarken, eniştem birden itiraz etti, “O filmde başkası oynuyordu!” diye. Şaşırdım kaldım. Biraz da inatçı biri olduğum için bu konu eniştemle
iddaya girmemize kadar gitti. İddayı kaybeden bir şişe
Rakı alacak ve içecektik. Ben çok alkol alan biri değilim, ama arada
iyi gidiyor. Eniştemin de benden farkı yoktur, o da az içer.
Neyse iddaya girildikten sonra hemen internete baktık ve ben
kazanmıştım. O günden sonra her fırsatta Enişteme takılır oldum, “Enişte şu Rakıyı da bir içemedik gitti!” diye onu kızdırıyordum.

Birgün telefon çaldı. Annem hazırlandığı için telefona ben cevap verdim. Fasılayan
Eniştemdi, “Aslı Rakıyı aldım, hadi gel içelim!” dedi.
Doğrusu bunu hiç beklemiyordum, o şaşkınlıkla, “Tamam
Enişte!” diyebildim sadece. O gün de Annemle Teyzem, bir
tanıdıklarının altın günü vardı, oraya
gideceklerdi. Eniştemle yaptığım telefon görüşmesinden
sonra Anneme durumu anlattım. Annem sadece, “Tanrım sen akıl
fikir ver bunlara!” dedi. Teyzemlerin evi bize çok uzak değildi, hava da
sıcak olduğu için altıma bir eşofman ve üstüme de
askılı bir tişört giyip, Annemle beraber çıktık evden. 3 dakika sonra Teyzemlerdeydik.

Kapıyı Teyzem açtı, ben içeri geçtim. Annem kapıda Teyzemi
bekliyordu. Teyzem de annemi bekletmemek için beni öpüp çıktı. Konutde
eniştemle beraber kalmıştık. Eniştem, “Hadi Aslı
masayı hazırlayalım!” dedi. “Tamam enişte!” dedim ve yemek
odasına geçtik. Peynir, Kavun, Süzme Yoğurt, Tavuk, Buz ve tabiki
Rakı. Ne ararsanız vardı masada. Eniştem hafif birde damar
müzik açtı ve “Hah şimdi tamam oldu!” dedi. Gülüşe gülüşe
masaya oturduk. Herşey çok güzeldi, eğlenceli muhabetler ediyor,
şakalaşıyorduk. Fasıladan 2-3 saat geçmiş, biz bir büyük
Rakıyı bitirmiştik. Fakat alışık
olmadığımız için alkol ikimizi de etkilemişti…

Ani Eniştem koluma yapıştı, “Hadi kalk Aslı, dans
edelim!” dedi. Ben o kafayla, “Olur Enişte!” dedim ve kalktım. Ayakta
zor duruyordum oysa. Dans ederken Eniştem bana iyice sokulmaya
başladı, resmen sikini göbeğime değdiriyordu. Siki taş
gibiyidi ve anladığım kadarıyla kocaman birşeydi.
Gittikçe dahada çok bastırıyordu sikini göbeğime. Ne oluyor diye
anlam veremeden Eniştem boynuma yanaştı, derin bir, “Ohhhhhhh!”
çekti ve “Fazla güzel kokuyorsun Aslı, harikasın!” diye
fısıldamaya basladı. “Enişte ne yapıyorsun?” diye
kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum, ama ne fayda,
kene gibi sımsıkı sarılmıştı bana. Zaten
ayakta da zor duruyordum, başa çıkmam imkansızdı. Dans
ediyorduk sözde, ama Eniştem beni dans bahanesiyle yatak odasına
kadar götürmüştü. Ben sürekli, “Enişte yapma, ayıp oluyor,
bırak!” diyordum, ama Eniştem dinlemiyordu bile…

Beni yatağa doğru itmesiyle yatağa düşmem bir oldu. Rakıdan başım
dönüyordu, gücüm kalmamıştı, hareketlerimi kontrol edemiyordum,
ama herşeyin farkındaydım. Eniştem birden üzerime
uzanıp, tişörtümü sıyırdı ve sutyenden
kurtardığı göğüslerime saldırdı. Göğüslerimi
öpüyor, yalıyor, emiyordu. Eniştemin başını
göğüslerimden itmeye çalışıyordum, ama olmuyordu. Nihayetra
elini eşofmanımın içine soktu. Bacaklarımı iyice kapadım,
fakat Eniştemin eli amıma ulaşmış, amımla
oynuyor, bir yandan da memelerimi yalayıp ısırıyordu. Nihayetra
doğruldu ve eşofmanımla birlikte külotumu aşağı
sıyırdı, kafasını amıma gömdü ve amımı
yalamaya başladı. İlk başta Eniştemin
kafasını iteklemeye çalışsamda, yalan yok, az sonra zevk
almaya başlamıştım. Hatta yavaş yavaş inliyordum.
Biliyorum çok kötü birşeydi bu yaptığımız, ama resmen
sıtmaya tutulmuş gibi sarsıla sarsıla orgazm oluyordum.
Eniştem de amımdan akan zevk sularımı şapur şupur
yalıyor, “Ohhhh, harika amcığın var Aslı!” deyip duruyordu…

Ben artık kendimi salmıştım, birinci orgazmımın ardından,
Eniştem yalayarak beni ikinci orgazmıma doğru
yaklaştırıyordu ki, tam o anda merdivenlerde Annemlerin sesini
duyduk. Eniştem apar topar kalktı ve mutfağa geçti. Ben de
üstümü başımı düzeltip uyuyor numarası yaptım. Neye
uğradığımı şaşırmıştım,
ama çokta zevk almıştım, hatta içten içe Annemler niye erken
geldiler diye kızıyordum. Eniştem annemlere benim sarhoş
olduğumu ve uyuduğumu söyledi. Reysa ben Eniştemle
yaşadıklarımızı düşünüyordum. Tabiatl o gün annemin
çenesinden ve dırdırından kurtulamadım.

Fasıladan birkaç gün geçmiş, halen o gün olanlar aklımdan çıkmıyordu, kendime engel
olamıyordum bir türlü. Eniştemle en kısa zamanda
başbaşa kalmalıydım, ama bir türlü cesaret edemiyordum
buna. Ben bu düşüncelerle boğuşurken telefonum çaldı,
arayan Eniştemdi. “Zeybekndim Enişte?” diye telefonu açtım.
Bana, “Seni özledim Aslı!” dedi sadece. “Ne diyorsun Enişte?” dedim.
“Sebep o günden beri gelmiyorsun bize?” diye sitem etti. “Hangi günden bahsediyorsun Enişte?”
dedim. “Seninle çılgınlık yaptığımız
günden!” dedi. Enişteme diyecek laf bulamadım ve telefonu
suratına kapattım. O da bir daha aramadı. Şimdi o gün olanların
üzerine birde Eniştemin telefonda söyledikleri eklenmişti. Beni
özledigini söylemişti. Aslında ben de nedensiz bir arzuyla onu
istiyordum. Belki de bu yüzden kapattım telefonu suratına, bilmiyorum.

O konuşmanın üzerinden 1 hafta geçmişti ve ben Eniştemle
karsılaşmadım, o da aramadı. Lakin içim içimi yiyordu. Bu
şekilde devam edemezdim ve tüm cesaretimle telefona sarıldım.
Çalar çalmaz Eniştem açtı ve “Alo!” dedi. “Enişte canım cok
sıkkın! Annem de evde yok, 2 bira alıp gelirmisin?” dedim.
Eniştem hiç düşünmeden tamam dedi. Onun da bunu beklediği
belliydi. Fasıladan yarım saat geçmeden kapı çaldı. Hemen koşup
açtım. Eniştemin yüzünde şaşkın bir gülümseme
vardı, belli ki benden böyle birşey beklemiyordu. Bense halen kendime
inanamıyordum. Salona geçtik Eniştem biraları poşetten
çıkarıp açtı, birini bana uzattı, diğerini de kendi
içmeye başladı. Uzun bir süre hiç konuşmadık. Üzerimde
kısa bir şort ve askılı badi vardı. Eniştemin
gözleri bacaklarımdaydı. Ayrımındaydım, o da benim gibi
yanıyordu, ama ikimiz de konuyu açamıyorduk.

Bu arada biralarımız da bitmişti. En sonunda Eniştem, “Eee biralar bitti, halen
anlatmadın. Söyle bakalım canın neden sıkkın?” diye
sordu. İçimden (Canım sıkkın değil Enişte, o bir
bahaneydi, canım sikişmek istiyor!) diye geçirdim, ama bu
şekilde söylemek yerine, “Hiiççç… öylesine!” dedim geçiştirdim. Eniştem
anlamıştı sanki, “Yoksa sen de beni mi özledin?” dedi. “Olamaz
mı?” dedim. “Olur!” dedi ve ayağa kalktı, yanıma geldi,
ellerimden tutup beni de kaldırdı ve “Seni istiyorum Aslı!”
deyip dudaklarıma yapıştı. Ben de karşılık
veriyor, deliler gibi öpüşüyorduk. İçimden kendime
kızıyordum, ama çokta zevk alıyordum. Öpüşerek odama kadar geçtik.

Eniştem bir çırpıda badimi, sutyenimi çıkardı ve
göğüslerime yumuldu. Deli gibi yalıyor, emiyordu göğüslerimi.
Ben de kısık kısık inliyordum. Ani yatağa
yatırdı beni ve “Kaldığım yerden devam etmek
istiyorum!” deyip bir çırpıda şortumu ve külotumu çekerek
çıkardı. Amım su gibi olmuştu. Önce amımı elledi,
“Ohhhh yavrum benim, harikasın! Harika amcığın var!” dedi,
amımı parmaklayıp kokladı. Ben dayanamıyordum,
sabırsızlıkla, “Hadi yala, bitir beni Enişte! Hep seni
düşünüyorum!” dedim. Eniştem birden amıma yumuldu.
Amımı yalıyor, am dudaklarımı ısırıyor,
klitorisimi emiyor, dilini amımın içine sokup sokup
çıkarıyordu. En az yarım saat yaladı. Kaç kere
boşaldım hatırlamıyorum. Yalınce, “Ohhhh, sik beni
enişte, hadiiii sok artık sikini, yeter!” diye inliyordum…

Eniştem de daha fazla dayanamadı,
“Tamam yavrum sikecem, azgın orospum benim!” diyerek soyundu. Yarağı
kazık gibi duruyordu. Bacaklarımı ayırıp arasına
yanaştı, yarağını eliyle tutup amımın
dudakları arasına yukarı aşağı sürtmeye
başladı. Amım zaten ıslaktı, şimdi
vıcık vıcık olmuştu ve biran önce sokması için
çıldırıyordum. “Hazırmısın yavrum?” diye sordu,
“Konutet, hemde çoktan, hadi sokkk!” dedim. Eniştem yarağını yavaş yavaş amıma sokarken öyle bir, “Ohhhh!” çekti ki, anlatamam. Ben zaten zevkten bayılmak
üzereydim, sürekli inliyordum ve “Hadi hepsini sok, sik beni Enişte!”
diyordum. Ben öyle deyince eniştem hepsini birden kökledi ve
hızlı hızlı gidip gelmeye başladı. O şekilde
Enitemle 15-20 dakika falan sikiştik ve ben orgazmlarımın sayısını unuttum…

Eniştem birden üzerimden kalktı ve “Domal!” dedi. Ben de hemen domaldım. Gerima geçti ve bir
çırpıda amıma geçirdi o kocaman sikini. “Ohhhhhh!” diyebildim sadece. Eniştem belimden sımsıkı tutmuş, kendine doğru hızla çekiyor, bir yandanda yarağını amıma köküne kadar bastırıyordu. Kendimden geçmiş bir şekilde inlerken, Eniştemin çıkardığı hırlama seslerinden onun da boşalacağını anladım, “Sakın içime boşalma Enişte, korunmuyorum!” dedim. Eniştem yarağını amımdan çıkarıp, “Dön ozaman!” dedi. Hemen ona dogru döndüm ve beni bulutlara çıkaran o yarağı ağzıma alıp yalamaya başladım. Fazla geçmeden Eniştem de böğürerek ağzıma boşaldı. Bütün döllerini yuttum ve biraz daha yaladım. Eniştem saçlarımı okşuyor, “Küçük orospum benim, süperdin!” diyordu. “Sen de harikaydın Enişte!” dedim. Yatakta birbirimize sarılıp biraz uzandıktan sonra, Eniştem kalktı, giyinip, dudaklarımı öperek gitti. Ben de banyoya girdim.

O günden sonra artık Eniştemle arada bir buluşup sikişiyorum. Fazla ayıp biliyorum, ama o zevkten de vazgeçemiyorum. Şunu da belirtmeden edemiyeceğim, 50 küsür yaşında olmasına rağmen Eniştem beni Ex Kocamın eskiden siktiğinden çok çok daha iyi sikiyor. İşte böyle sex severler. Sizin yazdıklarınız olmasaydı, ben de bu hikayeyi burda anlatmaya cesaret edemezdim, hepinize çok teşekkürler!

845 total views, 3 today

Güzel Kadınların Adresi

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort, Ağrı Merkez Escort, Azgın Escort, zenci escort 11 Haziran 2020

Kafaımdan geçen olay, bundan
12 sene önce gerçekleşti. Ozamanlar bu oybirliğiyle hakkında hiçbir
şeye aklım ermiyordu tabii. Önce annemi anlatayım size: Annem 1.70 boyunda, 52 kiloda,
ince belli, küçük göğüslü, uzun bacaklı, harika güzel yüzü olan bir kadındır.
Bu olay olduğunda annem 31 yaşındaydı.

O gün annemle
alışverişe çıkmıştık. Bana bir şeyler
aldıktan sonra, annem de kendine üst baş alacaktı. Birkaç yer
dolaştıktan sonra küçük bir mağazaya girdik. İçerde esmer
uzun boylu yakışıklı bir adam vardı. Adam annemi
tanıyormuş, anneme ismiyle hitap edip karşıladı. Konuşurlarken
anladım ki, adam annemin liseden eski çıktığı imiş.
Oturup biraz muhabbet ettiler. Ben de can sıkıntısından
uslu uslu oturuyordum. Çaylarını içtikten sonra annem kendine
birşeyler bakmaya başladı. Gömlekler, tişörtler bakıyordu
ve deneme kabininde soyunup giyiniyordu. Olup altyapı ve entegrasyonlarını tamamladım perdeliydi. Perdenin az bir
kısmı açık kalıyordu hep ve Kadir abi (Dükkanın autore
o adam) hiç kaçırmadan ordan annemi seyrediyordu. Ben de çok küçük
olduğum için bir şey diyemiyordum, hatta ne olup bittiğini
safra anlamış değildim.

En oğlum annem üstüne bir
tişört beğendi ve altına etek bakacaktı. Kadir abi sürekli
etek çıkarıyordu ve denemesi için anneme veriyordu. Nihayetra da perdenin
o az açıklığından annemi seyrediyordu. Annem en sonunda bir
etek beğendi. Etek dizlerinin üzerinde ve dardı, yandan da derin bir
yırtmacı vardı. Annem, “Kocam böyle derin yırtmaca müsaade yüzey
vermez!” deyip, yırtmacı biraz kısaltmasını istedi. Kadir
abi annemin önünde eğilip yırtmacın olduğu bacağı
biraz öne çıkarmasını istedi. Annemin uzun ve ince
bacağı komple Kadir abinin önündeydi. Kadir abi varlıklar boyut alma bahanesiyle
annemin bacağını tutuyor, eteği ileri geriye çekiyordu. TR
sonunda yırtmacın kısaltılamıyacağını
söyledi. Annem eteği beğenmişti ve çok üzüldü, çünkü Deviran öyle giyinmesine müsaade yüzey vermeyecekti.

Kadir abi anneme aşağıda
depoda daha çeşitlerin olduğunu söyledi ve “Hip bakalım
istersen?” dedi. Annem de o yırtmaçlı eteği çıkarmadan ve
tişörtle aşağıya inmeye başladı. Kadir abi yanıma gelip, “Küçüklık
bizi burada bekle, dükkana göz kulak ol, biz 5 dakikaya mal geleceğiz, müşteri
gelirse dükkanın kapalı olduğunu söyle, tamam mı?” dedi. Ben
de baş sallayıp, “Tamam!” dedim. Bir daha tembih etti, “Burada bekle,
tamam mı?” diye. Yine tamam dedim ve o da aşağıya indi. Ben
şüphelendim tabi ve merdivenlerden aşağı inmeye
başladım. Tam merdivenlerden inmediğimden, hafif kafamı
uzattım. Annemle Kadir abi aşağıda eteklere
bakıyorlardı. Daha doğrusu annem bakıyordu, Kadir abi de, o
dar etekle poposu belli olan annemin arkasından poposunu izliyor ve pantolonunun üzerinden sikiyle oynuyordu…

Kadir abi anneme usulca sokuldu ve arkasından annemi kavradı. Annem hemen, “Kadir napıyorsun, dur!” dedi. Kadir abi de, “Seni çok özlemişim!” dedi. Annem, “O günler lisedeydi, gençlik hevesiydi!” falan dedi. Kadir abi ise, “Fazla özlemişim! Tadına bakmak istiyorum” diyerek, annemin boynunu, kulağını
ve yanağını öpüyordu. Annemi o kadar sıkı
kavramıştı ki, annem çırpınıyordu, ama Kadir abi
güçlüydü, annemi salmıyordu. Annem, “İkimiz de evliyiz, yapma, olmaz!”
diyordu. Kadir abi dinlemiyor, annemin boynunu ve ensesini öpmeye devam ediyordu. Şimdi de bir
eliyle annemin küçük göğüslerini tişörtün üzerinden sıkıyordu. Annem, “Yapma, çocuk var, gelir görür!” diyordu. Fakat Kadir abi, “Gelmez gelmez, tembih ettim!” diyor, ellemeye devam ediyordu.

Kadir abi bir eliyle şimdi annemin
eteğini yukarı sıyırmış, bacaklarını
okşuyordu. Annem de yavaş yavaş zevke geliyordu var galiba. Kadir
abi annemin başından bastırıp duvara doğru itti, annem
de elini duvara koyunca, Kadir abinin önünde domalmış oldu. Kadir abi
bir eliyle annemin kafasından bastırıyordu kalkmasın diye,
bir eliyle de annemin küldonu indirmeye şartlarında çalışıyordu. Annem
kurtulmak istiyordu, ama Kadir abi annemin kafasından öyle
bastırıyodu ki, annem safra kafasını kaldıramıyordu.
Nihayetunda annemin külodounu dizlerine kadar sıyırdı ve kendi pantolonunu
çözdü, dizlerine kadar indirdi, koca sikini külodundan çıkardı.

İlk defa yetişkin
yarağı görüyordum ve gözlerime inanamamıştım. İridı.
Kadir abi koca sikini başını tükürükleyip annemin amına az
sürttükten sonra yavaşca annemin amına soktu ve birden yüklendi. Herhalde
köküne kadar girmiş olmalıydı ki, annem birden irkildi. Kadir abi
annemin amında bir iki git jel yaptı ve elini annemin kafasından
çekti, iki eliyle belinden kavradı ve seri bir şekilde annemin
amına pompalamaya başladı. Annem gözlerini kapatmış,
hafif hafif inliyor ve dudaklarını ısıryordu. Kadir abi dar
eteği iyice annemin beline kadar sıyırdı. Annemin süt beyaz
teni vardı, gerçekten çok güzeldi. Yarrağının
başına kadar annemin amından çekip, annemin poposuna bir şaplak
vurdu ve poposunu iki eliyle biraz yoğurdu. Nihayetra tekrar annemin belinden
tutup yarağını kökledi ve hızlı hızlı
sikmeye başladı. Annem inliyordu. Kadir abi tam
boşalacağı zaman sikini annemin amından çıkardı
ve duvara doğru dölünü boşalttı…

Ben birkez daha şoktaydım, çünkü ozamana kadar döl nedir bilmiyordum ve o fışkıran sıvıyı ilk kez görüyordum. Annem aceleyle külodunu yukarı çekip, üstünü başını
düzeltirken, ben hemen yukarı kaçtım. Bir iki dakika sonra annem yukarı geldi ve acele soyunma kabininden kendi elbiselerini giydi ve dükandan çıktık. Annemin yüzü kıpkırmızıydı ve hiç konuşmuyordu. Benim ıse aklım halen o fışkıran dölde kalmıştı. Havva
varınca annem hemen duşa girdi.

Annemin bu oğul sikişmesi değildi, bunun gibi birkaç olayına daha şahit oldum. Var galiba
annemin güzelliği başına bela!

884 total views, 3 today

Aşk Dolu Seksler

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort 10 Haziran 2020

Slm ismim Seray. 25 yaşına bir kızım (ama Bakire değilim, bekaretimi İstanbul’da üniversitede okurken kaybettim). Bitirdiğim bölüm Otelcilik ve Turizm olduğundan ve amcamın Alanya’da bir oteli olduğundan, bir sezondur Alanya’da yaşıyorum ve amcamın otelinde çalışıyorum. Yengemin adı Demet, yani amcamın karısının. Ergenliğe adım attığım yaşlardan beri yengem nedense bana çok çekici gelmiştir. Aslında içimde lezbiyenlik adına hiçbir duygu yok ve yengemden başka hiçbir kadını da arzulamadım. Normal bir şekilde erkeklerden hoşlanıyorum.

Ovan sonlarına doğru, sezonun yoğun dönemleri geçmiş, işler azda olsa hafiflemişti. Yengemin otelde aktif olarak bir görevi yoktu, ama ben sıkı bir şekilde çalışıyordum. Resepsiyondan tutun da, kayıt, muhasebe ve katçı kadınların takibine kadar her işi yapıyor, haftada 7 gün otelin herşeyiyle ilgileniyordum. Yani yazın nimetlerinden faydalanamıyordum. Bir pazar günü amcam bana, “Bugün izinlisin, hadi yengenle beraber sahile gidin.” dedi. Ben, yok falan dedimse de, yengem de, “Hadi gidelim!” diye ısrar etti. Yengemle aramız çok sıkı fıkı değildir aslında, ama dediğim gibi ondan hoşlanıyordum. “Tamam yenge, gidelim.” dedim ve odama çıktım hazırlanmak için…

Atletik bir vücudum vardır. Boyum 1.70 ve 59 kilodayım. Vücudumu beğenirim, sadece göğüslerimin daha büyük olmasını isterdim. Göğüslerim portakal büyüklüğündeler, ama dimdikler. Hemen bikinimi giydim. Pembe çiçek desenli, altları yandan bağlamalı, normal bir bikini idi. Birkaç tane çok açık olan bikinim vardı, ama onları dışarıda giyecek kadar cesur değildim açıkçası. Fakat yine de çantama bir tanesini atmıştım. Teşhiri severim. Webcamda falan takılırım bazen, o zaman giyiyorum ancak. Bikinimin üstünde beyaz pileli bir etek ve kolsuz kısa bir tişört giymiştim. Otelin lobisinde yengemle buluştuk. Alanya merkezinde bir plaja gidecektik, otelin plajını kullanmak istemedik, farklı bir yer istemiştik.

Yengemin arabasına binip Kleopatra plajına vardık. İki şezlong kiraladık, adam gelip şemsiyelerimizi dikti. Yengem de şort ve tişörtünü çıkartıp sırtüstü uzanıp güneşlenmeye başladı. Yengemi neden arzuladığımı anlayamıyordum. Yengem 40’lı yaşların ortasında, hafif kilolu, 1.60 boylarında bir kadındı. Saçları hep permalıydı, rengini değiştiriyordu hep. Teni güneşten esmerleşmişti artık. Bikinisi gayet normal bir bikini idi. Ben de eteğim ve tişörtümü çıkarıp bir sigara yaktım ve şezlonga uzandım. Yengemle havadan sudan muhabbet ediyorduk. Yalı kalabalıktı. Sigaramı bitirdikten sonra yengemden güneş yağını istedim. Bana uzattı. Vücudumun ön tarafına sürdüm ve “Sen de istermisin yenge?” dedim. Yengem de, “Sen sür!” dedi. Sırt üstü yatıyordu. Göbeğinin üstüne döktüm yağı. Karnına, omuzlarına, göğsüne sürdüm (memelerine de dokunmak isterdim, ama cesaret edemedim tabi ki. Yengemin memeleri gerçekten iriydi, benimkilerin olmasını istediğim gibi). Oradan aşağılara, baldırlarına ve bacaklarına sürdüm. Ellerim kasıklarına yaklaştığında öyle heyecanlanıyordum ki! Yengem ise hiç birşey o yokmuş gibi yatıyordu…

Yengem sonra yüzüstü döndü. Gerisına sürerken ellerimi birazda olsa bikinisinin alt kısmından içeri doğru sokarak kalçalarına dokunmuştum. Yengemi yağlamam bitince, yengem, “Gel, ben de senin sırtına süreyim!” dedi. “Tamam!” deyip yüzüstü uzandım. Sırtımdan başladı yağı sürmeye. “Kız sen neyle temizliyorsun tüyleri?” dedi, ama ben cevap vermedim. Üniversiteye giderken lazerle temizletmiştim, sadece amımın üstündekiler duruyordu. Yengem sırtıma sürerken bikinimin ipini çözmüştü. Sırtımdan bacaklarıma geçerken de, bikinim altını yanlardan ortaya çekip kalçalarımın arasına soktu. Ben napıyorsun gibisinden hareket edince, “Dur kız! Senin gibi vücudum olsa altıma ufacık bir tanga giyerdim. Bırakta popon güneş görsün biraz!” dedi. Yengem kalçalarıma dokunurken içim gidiyordu. Nihayetra kasıklarımı ve bacaklarımı da yağladı ve “Tamamdır!” deyip kendi şezlonguna geçti. Ben de bikinim üstü çözülü, altıda kalçalarımın arasında, yüzüstü yatarak güneşlendim…

15 dakika sonra yengem, “Hadi önünü dön de yağ süreyim!” dedi. “Tamam!” deyip, bikinimin üstünün ipleri bağlamaya çalışırken, “Kız bırak şunu, rahat ol biraz, taş gibi göğüslerin var!” deyip, bikinimin üstünü almaya çalıştı, ama ben tutarak, “Utanırım ama!” dedim. Yengem, “O zaman beraber çıkartalım!” deyip bikinisinin üstünü fora edip, bembeyaz memelerini özgürlüğe kavuşturdu. Muhteşem görünüyorlardı, meme uçları kocamandı. Ben de bikinimi göğüslerime tutarak doğruldum. Yengem bikinimin üstünü çekerek aldı elimden ve “Yat bakalım!” dedi. Ben biraz çekingen davranıyordum. Onca insanın içinde üstsüz kalmaktan utanmıştım. Yengem kollarımı geriye doğru ittirdi, memelerim tamamen ortaya çıkmıştı. Yağı karnıma döktü, karnıma, göğüslerime omuzlarıma bacaklarıma sürdü. Fakat ben yengemin ellerinin altında eriyordum. Bana tekrar, “Nasıl temizliyorsun tüylerini?” diye sordu. Lazer yaptırdığımı söyledim. Bu arada bikinimin altını birden havaya kaldırıp, amımın üstüne baktı. Yukarıya doğru bir çizgi olarak bırakmıştım amımın üstündeki tüyleri. “Bunları elletmemişsin?” dedi. Ben de, “Utanıp açamamıştım!” dedim. Yengemin bu hareketleri şaşırtmıştı beni. Aslında yengem biraz hoppa bir kadındı, ama abartmadan.

Bütün vucudum yağ içindeydi. Yengem sürme işlemini bitirince yerine geçip ellerini arkaya attı, memeleri ortada güneşlenmeye başladı. Ben de aynı şekildeydim. Yalıde birçok erkeğin gözü üstümüzdeydi. Özellikle Maganda tipli erkekler hiç çekinmeden bizi süzüyorlardı. Nasıl süzmesinlerdi ki, ikimizin vücudu da güneşin altında yağ içinde parlıyordu. Eminim çok sexy görünüyorduk. Biraz daha güneşlendikten sonra yengem, “Hadi denize girelim!” deyip ayağa kalktı. Memeleri açıktaydı ve bikinisinin altı da koca kalçalarının arasında girmişti ve hiç düzeltme gereği duymamştı. Ben, “Tamam!” deyip bikinimin üstüne doğru hareketlenmişken, elimden tutup, “Bırak şunu artık!” deyip, çekerek kaldırdı beni…

Denize uzaklığımız 20 metre falan vardı. Ben de yengem gibi üstsüzdüm ve bikinimin altı aynen kalçalarımın arasındaydı. Biraz utanıyordum açıkçası. İki üstsüz kadın, el ele, denize doğru yürüyorduk. Dışarıdan ne kadar azdırıcı göründüğümüzü hayal edersiniz herhalde. Denize girdik. Su ateş içindeki vücudumu serinletmişti. Biraz yüzdükten sonra kıyıya doğru geldik. Ayaklarımız yere bastığında dalgalarla oynamaya başlamıştık. Dalgalar üstümüze geldiğinde hopluyorduk. Memelerimiz de bizimle birlikte tabi. Dalgalar büyük geldikçe yengem bana sarılıyordu. Yengemin çıplak vücudu benimkine değdikçe mahvoluyordum. Fakat benim de utangaçlığım geçmişti, fırsatı buldukça ben de sarılıyordum yengeme, kalçalarını avuçlarımın arasına alıyordum. Göğüslerimiz birbirine değiyordu arada. Soğuk sudan sertleşmişti uçları. Göğsümün üstünde hissediyordum yengemin meme uçlarının o sertliğini…

Yengem, “Hadi çıkalım.” dedi ve önden çıktı. Bikinisinin altı kalçalarının arasında kaybolmuştu artık, hiç düzeltmeden şezlonga doğru yürüyordu önümden. Ben de aynı şekilde yarı çıplak arkasındaydım. Hiç kurulanmadan bir sigara yaktım. Zaten kalçalarımın arasına girmiş bikinim iyice yerleşmişti araya, birde hiç düzeltmeden oturunca sıyrılıp çatalımı da ortaya çıkarmıştı. Yengem de bir sigara istedi. Normalde içmezdi. Sohbetimiz biraz daha samimi olmaya başlamıştı. Bana halen kız olup olmadığımı sordu, kızlığımı nasıl kaybettiğimi falan anlattırdı. Çevreımızda bize bakanlardan bahsediyorduk. Yengem hoşuna giden birisi geçerken, “Şu çocuk ta süpermiş!” falan diyordu. Bu arada birkaç şezlong ilerimizde oturan iki kişi vardı. İkisi de şort giymişti. Biri 30, diğeri de 45 yaşlarında görünüyordu. Islaklı olanın üstünde atleti vardı. Tam Magandaydı ikisi de. Biz denizdeyken gelmişler sanırım, denizden çıktığımızdan beridir de aleni olarak bizi izliyorlardı…

Genç olan kalkıp yanımıza doğru yürümeye başladı. Yengemin arkası dönüktü o tarafa. Adam yanımıza gelince gülümseyerek, “Hello!” dedi. Yengem kıkırdamıştı hemen. Ben de, “Hello!” dedim. Adam kötü bir İngilizceyle, çok güzel olduğumu söylemeye çalıştı. Ben de, “Kendini yorma, Türkçe biliyoruz!” dedim. Özür diledi, arkadaşıyla birlikte bizi yazlık evlerine davet etmek istediğini söyledi, “Birlikte yemek yeriz, özel havuzumuz var, daha rahat oluruz!” falan dedi. Ben tam, (Teşekkür ederiz, ama hayır!) diyecektim ki, yengem benden önce cevap verdi ve “Konutiniz nerede?” diye sordu. Ben yengemin bu hareketine şok olmuştum. Adamın ne kadar Maganda olduğu kaba konuşmasından belliydi. Konutin yerini tarif etti. Yengem, “Tamam, gidelim! Fakat saat 6 gibi bizi tekrar buraya bırakırsınız!” dedi. Adam sırıtarak, “Tabi ki hanımefendi! Ben arkadaşıma haber vereyim!” deyip gitti…

Ben hemen, “Napıyorsun yenge? Bilmediğimiz adamların evine mi gideceğiz?” dedim. Yengem, “Fakatn kız, birşey olcağından değil ya, eğleniriz gariplerle biraz!” dedi. Kafaka adam da atletini giymiş, yanımıza gelmişlerdi. Kafakai, “Adım Sinan!” diyerek kendini tanıştırdı. “Merhaba!” dedik. Genç olanın adı da Kenan’mış. Yengem kalktı, bikinisinin üstünü çantaya atıp, üstüne tişörtünü ve şortunu giydi. Ben de yengem gibi bikinimin üstünü giymeden tişörtümü ve eteğimi giydim. Yengeme kızmıştım biraz, ona inat, “Bir dakika bekleyin, bikinimin altı ıslak!” dedim ve eteğimin altından bikinimi çıkartıp çantama attım. Bu sefer yengem şaşırmıştı. Eteğim zaten kısacık birşeydi, hem de beyazdı ve güneş vurduğunda içi belli oluyordu…

Fasılabalarına doğru yürümeye başladık. Oldukça lüks bir arabaları vardı. Islaklı olan ön kapıyı açarak yengemi davet etti. Biz de Kenanla arkaya oturmuştuk. Ben artık daha rahat hareket ediyordum. Eteğim zaten minicikti, oturunca iyice sıyrılmıştı. Karşıdan bakıldığında amım görülebilirdi. Fasılaba hareket etmişti. Öndeki adam yengeme ismini sormuştu. Yengem de, “Buket!” diye cevaplandırdı. Ben hemen anlamıştım ismini vermek istemediğini. Sinan sonra bana dönerek, (ki o anda bakışları bacak arama takılmıştı, ben de gayri ihtiyari bacaklarımı kapattım) adımı sordu. Ben de, “Ece!” dedim. Adam birkaç iltifattan sonra konuşmadı. Konutleri bir yamacın kenarında, sitenin içindeydi. İki katlı villalar vardı. En üstteki villaların birinin bahçesine girdik. Sinan, “Buyurun!” diyerek arabadan indi ve koşarak yengemin kapısını açtı. Kenan da benim kapıya koştu. Eminim bu acelesinin sebebi, ben arabadan inerken görebileceği birşeyler olmasıydı. Eşler paylaşılmıştı anlaşılan. Kenanın bugün zorla da olsa amımı göreceğine emindim, ama daha erkendi, elimle önümü kapatarak arabadan indim.

Saat daha yeni 14.00 olmuştu. 18.00’de döneceğimiz için, daha bu evde 4 saatimiz vardı. Karnımızın aç olup olamadığını sordular. Hayır dedik. Kenan, “O zaman siz havuz başına geçin, ben meyve getireyim!” dedi. Yengem de, “Önce bir duş alabilirmiyiz, şu kumlarımızdan kurtulalım!” dedi. Sinan, “Tabi, buyrun, üst kattaki banyoyu kullanabilirsiniz!” dedi. Ben en önde, arkamda yengem, peşinde de Sinan merdivenlerden çıktık. Bize banyoyu gösterdi ve “Ben aşağıya iniyorum, işiniz bitince siz gelirsiniz.” dedi ve gitti. Banyoda yengem, “Kız merdivenleri çıkarken heryerin görünüyordu, bu kadar azdırma adamları!” dedi. Ben de, “Altımda birşey olmadığını unutmuşum…” dedim ve önce ben girdim duşa. Çabucak temizlendikten sonra çıktım, yengem girdi duşa. Ben kurulanıp bikinimi giyecektim ki, aklıma çantamdaki diğer bikinim geldi. Plajda giydiğim bikinimi kenara bıraktım ve açık olan bikinimi giydim. Üstümde varlığıyla yokluğu belli olmuyordu. Üstelik rengi de beyazdı. Üstü sadece meme uçlarımı kapatıyordu, altı ise G-String’ti. Gerisı incecik bir ip, önü de ufacık bir üçgendi. O kadar küçüktü ki, hareket ettiğimde önündeki üçgenden, amımdan yukarı doğru ince çizgi halinde uzanan tüylerim bile görünüyordu. Havluma sarınıp, “Ben iniyorum!” dedim. Yengem peşimden seslenip, “Kız bikinin burada, birşey giymeden mi çıktın sen?” dedi. “Kafaka bikini vardı yanımda!” dedim ve havuz başına indim.

Sinan ve Kenan birkaç meyve getirmişler ve bira içiyorlardı. Ben yanlarına yaklaşınca Kenan ayağa kalkıp, bana şezlongda yer verdi ve “Bira istermisin Ece’ciğim?” diye sordu. Fakatçt cesurlardı. “Konutet!” dedim. Bir bira açarak verdi. Büyük bir yudum aldım ve bir sigara yakacaktım, Kenan hemen kendi sigarasından uzatarak, benimkini de yaktı. Az sonra yengem de kapıda göründü. Deli kadın, benim o pembe çiçekl bikinimi giymişti. Yengemin boyu benden kısaydı, ama göğüsleri de, kalçaları da benimkilerden iriydi. Kıvırtarak yanımıza geldi. Sinan hemen kalkarak yanında yer açtı. Bikinin altı yengemin iri kalçalarının arasında adeta kaybolmuştu. Memeleri de bikininin üstünden ve altından taşıyordu. Sinan iltifatlara başlamıştı hemen. Ben halen havluma sarılı oturuyordum. Az önce heryerimi görmüşlerdi, ama şimdi nedense utanmıştım. Bikinim gerçekten çok ufaktı çünkü…

Yengem bira içmek istemedi. Sohbete başladık adamlarla. Yengem beni üniversite öğrencisi, kendini de genç yaşta dul kalmış ev sahibem olarak tanıttı. Arkaık yengem ‘Buket!’, ben de ‘Ece!’ olmuştum. Yengem gayet rahat ve doğal davranıyordu. Bense biraz cesaretlenmek için biramı hızlıca içiyordum. Sinanla Kenan da İstanbul’da ticaretle uğraşan iki esnaf komşuymuş. Karılarını İstanbul’da bırakıp, bir haftalığına kaçamak yapmaya gelmişler. Muhabbet sürüyordu. Sinan yengeme, “Buket hanım, güzel cildiniz zarar görmesin, güneş yağı süreyim mi?” diye sordu. Yengem, “Tabi!” dedi, şezlongda oturuyordu, arkasını Sinana döndü. Sinan eline yağı döküp, yengemin omuzlarını ve sırtını adeta okşamaya başladı. Yengem de arada başını geriye atarak hoşuna gittiğini belli ediyordu. Sinan ellerini yengemin önüne dolayarak, karnını yağlıyor, bu arada bikiniden taşan memeleri eline değiyordu. Gördüğüm kadarıyla Sinan çadırı kurmuştu. Kenan da bana teklif etti yağ sürmeyi, ama ben, “Daha sonra… Şimdi biraz havuza girmek istiyorum!” dedim. Kenan da, “Tamam, havuza girelim!” dedi.

Kenan’ın vücudu fena değildi, iriyarı bir tipti, ben yanında ufak tefek kalıyordum. İkisi de oldukça kıllıydı. Ayağa kalktım, arkam onlara dönükken havlumu yere bıraktım. Arka döndüğümde üçünün de gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Yengemle göz göze gelmemeye çalıştım. Sinan dayanamayıp, “Bikinin harikaymış Ece!” dedi. “Teşekkür ederim!” deyip havuza atladım. Hareket ettikçe bikinimin altı da, üstü de kapattığı yerleri kapatamaz oluyordu. Zaten astarsızdı ve ıslakken ne var ne yok ortadaydı. Kenan da benim peşimden havuza daldı ve benimle oynamaya başladı, beni kucaklayıp havaya atıp duruyordu. Her atmasında memelerim bikiniden kurtuluyordu. Ben de şaşırmış gibi yapıp tekrar kapatıyordum. Az sonra yengem de geldi yanımıza ve Sinanı da davet etti. Sinan yok falan dedi. Yengem bikinisinin üstünü çıkarıp Sinana fırlattı. Havuzda hopladıkça yengemin memeleri, şap şap suya vuruyordu. Sinan dayanamadı tabi o muhteşem memelere, o da daldı havuza. Yengem, “Tut beni!” deyip Sinana sarılıyor, o da yengemin memelerini eziyordu kıllı göğsüyle. Yengemle Sinan alenen dokunuyorlardı birbirlerine…

Biraz havuzda eğlendikten sonra hepsi çıkıp oturdular, en son ben çıktım. Bikinim ıslanınca tamamen şeffaf olmuştu, tekrar bana bakakaldılar. Yengem üstsüzdü, ama ben tamamen çıplak gibiydim. Amımın üstündeki tüyler bile belli oluyordu bikinimin altından. Hiç oralı olmadan havlumu alıp kurulandım ve Kenana, “Şimdi yağlarmısın beni?” dedim. Önünde ayakta duruyordum. Kenan eline yağ dökerek bacaklarımdan başladı yağı sürmeye. İri elleri vücudumda okşar gibi dolaşıyordu. Kalçalarıma geldiğinde daha hoyrat davranıyordu. Yağlama işi bitince arkam Kenana dönükken dizlerimi hiç kırmadan popomu dışarı çıkartarak öne doğru eğildim ve ayak parmağımdaki yüzük çıkmış gibi tekrar yerine yerleştirmek için oyalandım eğilmiş vaziyette. Kalçam dışa doğru çıkmıştı, bikinimin kalçalarımın arasına giren ipi o kadar inceydi ki, o anda Kenanın benim arka deliğimi o incecik ipin altından gördüğüne emindim. Bu tahminim doğruymuş ki, döndüğümde Kenanda eliyle kurduğu çadırı kapatmaya çalışıyordu. Fakat çadırın direği sağlama benziyordu :))

Sinan yengemin, Kenan da benim yanımda şezlonglara oturmuştuk. ortamızda bir plastik sehpa vardı. Kenan bana bir bira daha açıp sehpaya koymuştu. Kenanla Sinanın üstünde şortları, benim üstümde halen ıslak ve şeffaf olan bikinim, yengemde ise sadece bikinisinin alt kısmı vardı. Muhteşem göğüsleri ortadaydı ve halen çok rahat görünüyordu yengem. Sinan, “Bir oyun oynayalım mı?” dedi. Yengem, “Konutet!” diye atladı hemen. Sinan eve girip elinde iskambil kağıtlarıyla geri döndü, “Papaz Kaçtı’yı herkes biliyordur herhalde?” dedi. “Konutet!” dedik. Kenan, “Peki neyine oynayacağız Sinan abi?” dedi. Sinan, “Kaybeden bir parça giysisini çıkartsın!” dedi. Yengem kahkahayı bastı. Kenan da, “Zaten birer parça var üstümüzde!” dedi. “En şanslımız Ece o zaman…” diye cevap verdi Sinan ve ekledi, “Onda 2 parça var!” dedi. Yengem, “Olsun, hadi başlayalım!” deyince ben yine şaşırmıştım. Yengem, “Reyundan ilk çıkan, papaz elinde kalanın üstündekini çıkartsın!” diye kural bile koymuştu. Sinan kağıtları karıştırmaya başlamıştı hemen. Ben nedense çok çekiniyordum, duygularım an be an değişiyordu, bazen çok rahat ve sexy hissediyordum kendimi, bazen de utanıyordum. İçlerinde en çıplak olan bendim zaten. Bikinim hem ufacık, hem de şeffaf haldeydi halen ve vücudumun bütün ayrıntıları ortadaydı.

Kağıtlar dağılmaya başlamıştı. Reyunu bilenler anlar, ilk başta elindeki çiftleri ayırıyosun ya, bende sadece 2 tane çift vardı. Ben yengemden, Kenan benden, Sinan Kenandan, yengem de Sinandan çekiyordu. En hızlı giden Sinandı. En sona tabii ki yengemle ben kalmıştım. Bikinimin üstünün halen üstümde olmasına sevinmiştim. Cesaret toplamak için biramdan hızla içiyordum. Sıra bendeydi. Papaz yengemdeydi ve ben çekiyordum. Yengem de çok heyecanlıydı. Papaz onda kalırsa bikinisinin altını çıkartmak zorunda kalacaktı. Heyecandan kıpır kıpırdı. Tabiatl ki göğüsleri de kıpır kıpırdı ve benim aklımı alıyordu. En sonunda çektim bir kartı, ama papazdı bana gelen. Ve yengemin geri çektiği papaz değildi. Papaz bende kalmıştı. İlk kurban ben olmuştum. Reyundan ilk çıkan Sinan olduğundan, o çıkartacaktı üstümden 1 parça…

Ayağa kalktım, Sinanın önüne gelip arkamı döndüm. Sinan ellerini birbirine vurarak, “Kafalıyorum!” dedi ve bikinimin alt tarafından tuttu. Ben hemen, “Dur, napıyorsun? Üstümü çıkarsana!” dedim. “İstediğimi çıkartma hakkım var kurallara göre, ama seni kırmayayım Ece’ciğim!” dedi, ayağa kalktı ve bikinimin ipini arkadan çözmeye başladı. Bense 40 yaşlarında Maganda bir adamın bikinimin ipini çözmesini bekliyordum. Sebepse bu iki adamın yanında gayet uysaldım. Kırk yıl uğraşsalar, birlikte olamayacakları bir kızdım, ama şimdi kendim teslim oluyordum. Hem de yengemin sayesinde. Sinan bikinimin iplerini birbirinden ayırınca zaten göğüslerime sıkıca oturan bikinim, memelerimden yukarı doğru lastik gibi fırladı. Yengem beni alkışlayarak gülüyordu. Sinan bikinim üstünü eline alarak göğüslerimi tamamen ortada bıraktı. Ben tintin yerime dönüp, Kenanın yanına oturdum. Sinan elinde kalan bikinimin parçasını yanına koydu. Arkaık hepimiz tek parça kalmıştık. Reyun tekrar dönmeye başlamıştı…

Nihayeta Kenanla ben kalmıştık. Ben şansıma küfrediyordum. Bu sefer ilk çıkan yengem olmuştu. Yani sona kalanın üstündekini yengem çıkartacaktı. Papaz benim elimdeydi ve Kenan çekecekti. Hiç kağıtlara bakmıyordu, gözleri gözlerimdeydi, sırıtarak bana bakıyordu. Bense adeta korkuyla titriyordum. Yengem, “Hadi acele edin ama, sabırsızlanıyorum!” dedi. Yengemin bu hareketleri beni şaşırtıyordu, neredeyse beni Kenanın yada Sinanın kucağına elleriyle oturtacaktı. Kenan hızla elimdeki kağıtlardan bir tanesini çekti ve kahkaha atmaya başladı. Papaz yine elimde kalmıştı. Yengem, “Gel kız buraya!” dedi. Zaten hemen karşımdaydı. Ben, “Yapmasak olmaz mı?” falan dedimse de, dinlemediler tabii ki. Fazla utanıyordum. Bikinim her nekadar bir yerimi kapatmasa da, tenimde o kumaşı hissetmek bambaşkaymış. Şimdi hiç tanımadığım iki adamın yazlığının bahçesinde ve de yengemin önünde çırılçıplak kalacaktım…

Ayağa kalkıp yengeme doğru adım attım. Önüm yengeme dönüktü. Yengem bikinim kenarlarından tuttu, ben de elimle amımı kapatmaya çalışıyordum. Sinan, “Fakat yapma Ece’ciğim, çek ellerini!” dedi. Yengem de, “Konutet Ece, mızıkçılık yapma!” diyerek destekledi. Yapacak birşey yoktu, ellerimi çekip belime koydum. Yengem bikinimi çok yavaş bir şekilde aşağıya doğru kaydırıyordu. Yengemin yanında Sinan bana doğru eğilmiş, gözleri aşağı kayan bikinimin üstündeydi. Bikinim aşağı doğru inerken ilk önce amımın üstünden yukarı çizgi halinde uzanan tüylerim ortaya çıkmaya başladı, sonra kalçalarımın arasına sıkışan bikinim birden kurtuluverdi ve amımın dudakları Sinan gözlerinin önüne serildi. Kenan ise şimdilik arkamda kaldığı için göremiyordu. Yengem bikinimin altını dizlerimin altına çekerek, bacaklarımdan kurtarıp arkasına attı. Sinanın ağzından, “Fazla güzelll!” sözcükleri döküldü. Yerime geçmek için dönünce Kenan da her şeyi gördü ve “Gerçekten mükemmelsin Ece!” dedi. Yerime oturdum. Ben oyundan çıkmıştım artık, diğerleri devam ediyordu…

Elime biraz güneş yağı alıp, göğüslerime sürmeye başladım. Yengem, “Bana da sürer misin canım? Az önce Sinan göğüslerime sürmemişti…” dedi ve omuzlarını geriye atarak göğüslerini ileri çıkarttı. Karşıdan eğilip, ellerimle memelerinin ikisini altından başlayarak okşamaya başlamıştım. Fazla güzellerdi. Böyle bir yumuşaklığı hissetmek beni azdırıyordu. Kendi göğüslerimi de beğenirim, portakal büyüklüğünde ve diktirler ve 1 cm sarkma yok. Fakat yengemin memelerinin yumuşaklığı bambaşkaydı. Kendimi kaptırmışım ki, yengem, “Sağol güzelim, bu kadar yeterli.” dedi. Ben de artık işi kötü kızlığa vurup (çünkü yengemin memelerine dokununca azmıştım, hatta amımın dudaklarının kendini bıraktığı alenen belli oluyordu), “Benim için bir zevkti Buket abla!” dedim, bacaklarımı iki yana açıp, elimde kalan yağı da baldırlarıma, bacak arama ve amıma sürdüm. Nihayetra da ellerimi geriye atıp, bacaklarım iki yanda oturmaya başladım. Amım yengemin tam karşısındaydı şimdi…

Reynadıkları oyundan bu sefer de yengem ilk olarak çıkmış ve papaz Sinanın elinde kalmıştı. Sinan hiç laf etmeden kalktı ve yengeme doğru döndü. Şortu tam yengemin başı hizasındaydı. Ben de yandan görebiliyordum. Yengem, “Kafalıyorum!” dedi. Sinan çok rahat görünüyordu. Yengem şortunun kenarlarından tutup aşağıya sıyırmaya başladı. Sinanın göğsündeki kıllar, göbeğinden şortunun içine doğru iniyordu. Yengem şortu sıyırmaya devam ettikçe kılların devam ettiğini görüyorduk. Nihayetunda aletinin dibi görünmüştü. Aleti şortunun içinde aşağı doğru eğilmişti. Yengem şortu aşağı çektikçe, şort Sinanın aletinin üstünden aşağı doğru kayıyordu. Gerçekten çok kalındı, benim avucuma ancak sığabilirdi. Yengem şortu Sinanın aletinin gövdesi boyunca indiriyordu, ancak bir türlü başına ulaşamıyordu. Yengemin de benim de gözlerimiz faltaşı gibi açılmıştı. Şortu neredeyse dizine gelecekti. Nihayetunda Sinanın aleti şortundan kurtuldu…

Sinan pis pis sırıtıyordu. Gerçekten gurur duyulacak bir aleti vardı. Aslında buna alet demek yanlış olur, gerçek bir yarraktı Sinanınki. Kılların arasından heykel gibi çıkıyor ve aşağı doğru sarkıyordu. Kalkmamış hali sanırım 20 cm’e yakındı ve de kalın. Bedensinin kalınlığı başından daha fazlaydı. Yaşamımda canlı olarak gördüğüm en büyük yaraktı bu. Yengem kim bilir nasıl seviniyordu böyle bir yarağı alacağı için. Neredeyse bacağına değecekti. Yengem, “Fazla büyükmüş gerçekten!” dedi. Sinan gülümseyerek yerine oturdu. Benim amımı sergilememe inat, o da bacaklarını açmıştı. Yarağı aşağı doğru sarkmış, şezlongun üzerindeydi…

Sıra son oyundaydı. Ya yengem, ya da Kenan soyunacaktı. Sinan, “Ece’ciğim gel istersen biz havuza girelim!” dedi. O kıllı ve göbekli adamla havuza girmek için can atıyordum, ama yine de, “Reyunu izleyelim, hep beraber gireriz!” dedim. Nihayet oyun hızlı başladı ve yengem yine kazandı. Şimdi sıra Kenanın şortundaydı. Bakalım benim şansıma ne çıkacaktı. Çünkü söylenmemiş olsa bile, eşler paylaşılmıştı ve yine söylenmemiş olsa bile, bu Magandaların bizi bugün burda çatır çatır sikecekleri ortadaydı. Ben hazır bir şekilde bekliyordum, zaten çırılçıplaktım. Kenan kalkıp yengemin önüne doğru geldi. Yengem, “Dön bakalım arkanı!” dedi. Manaıştım ki şortunu indirdiğinde Kenanın aleti bana doğru çıkacaktı. Yengem, “Ece’ciğim gel beraber çıkartalım, senin öcünü alalım!” dedi. Ben de, “Olur!” dedim, ben şortun önünden, yengem de arkasından tuttu. Kenanın vücudu fena değil demiştim, iri yarıydı. Yengem arkadan Kenanın kalçalarını okşayarak yavaşça indirmeye başladı, ama bunu aleni olarak yapmıyordu. Ben de şezlongta öne doğru eğilip şorta uzanmıştım, ben de aynı hızda sıyırıyordum…

Eğildiğim için Kenana çok yaklaşmıştım. Onun aleti de şortun içinde aşağı doğru uzuyordu, ama biraz sertleşmişti. Şort gövdesi boyunca sıyrıldı, ama kafasına takıldı. Kenanın aleti de gayet kalın ve uzundu, ama Sinanınki kadar muhteşem değildi. Sinanınki kusursuzdu. Fakat Kenan aletini kıllardan arındırmıştı. Şortu kendime doğru çekince Kenanın aletinin kafası da şorttan kurtulup dışarı attı kendini. Biraz sertleşmişti, dışarı fırlayınca az daha yüzüme çarpacaktı. Kenanın gözlerine bakarak gülümsedim. Yengem Kenanın kalçasına bir şaplak patladıp, “Dön bir bakalım!” dedi. Kenanın yarı kalkmış aletini görünce, “Ne oldu buna böyle?” dedi. Kenan da, “Sizin gibi güzel bayanları görünce dayanamadı!” diye cevap verdi. Yengem, “Hadi havuza!” deyince, hepimiz çırılçıplak havuza daldık. Bir tek yengemin bikinisinin altı duruyordu…

Havuzda yengemle Sinan sarmaş dolaş şakalaşıyorlardı, yengem hiç ayrılmıyordu Sinanın yanından. Sinan da boş durmuyor, yengeme değdiriyordu sürekli. Eminim o muhteşem yarrağı teninde hissetmek yengemin hoşuna gidiyordu. Ben de onları izliyordum, havuzun kenarına gelmiştim. Kenan da yanıma geldi, arkamdan yaklaştı. Siki halen sertti, kalçalarımın üstünde hissediyordum. “Ece, güzelliğin aklımı başımdan aldı, senden çok hoşlandım!” deyip, boynuma bir öpücük kondurdu. Bu arada Sinan da yengemi havuzun köşesine getirmiş ve dudaklarını somurmaya başlamıştı. Yengemin bir eli suyun içinde hareket ediyor, Sinanın yarrağını sıvazlıyordu. Sinan da yengemin dudaklarını ve boynunu öpüyor, memelerini okşuyordu. Yengemin gözleri kapanmıştı. Onlar kopmuştu artık…

Biz Kenanla havuzdan çıktık. Kenanın siki direk gibi olmuştu, kafası şişmiş ve acaip bir şekilde büyümüştü, adeta mantar gibi. Aslında her ikisinin de yarakları birbirinden güzeldi. Kenanla şezlonga yan yana oturduk. Fakat daha yakındık, temas vardı aramızda. Kenan bir bira açıp yudumladı. Ben şişeyi elinden alıp büyük bir yudum aldım. Ben içerken, Kenan, “Ben artık dayanamıyorum!” dedi, şişeyi ağzımdan çeker çekmez dudaklarıma yapıştı. İri elleri kalçalarımda, amımda ve göğüslerimde dolanıyordu ve beni kıvrandırıyordu. Ben de Kenanın kıllı göğsünü, koca kafalı sikini okşuyordum. Kenanın taşakları da çok büyüktü, avucuma ancak sığıyordu…

Sinan da yengemi havuzun kenarına oturtmuş ve bikinisinin altını da çıkartmıştı. Sinan havuzun içindeydi. Yengem bacaklarını iki yana açtı. Sinan bacaklarından tutup kendine doğru çekti ve yengemin amına yapıştırdı dudaklarını. Yengem başını geriye doğru atmış inliyordu. Ben de kopmuştum iyice, Kenanı şezlonga yatırdım ve ağzına oturdum. 69 olmuştuk. Benim yüzüm havuza doğru dönüktü. Ağzımda kafası zorla ağzıma sığan Kenanın siki varken, bir yandan da yengemleri izliyordum. Kenanın da dudakları ve dili arkamda iyi çalışıyordu. Daha önce hiç anal yapmamıştım, ama Kenanın arka deliğimin üstünde dolaşan parmağı hoşuma gitmişti. Götümün deliği sanki kaşınıyordu ve Kanan da kaşıyordu…

Az sonnra Sinan havuzdan çıkıyordu. O neydi öyle, yarrağı öylesine büyümüş ve kemik gibi sertleşmişti ki, havuzdan çıkıp yerde oturan yengemin ağzına verdi. Fakat yengem zorlanıyordu tabi ağzına almakta, sadece başı giriyor, yengem ağzından çıkarıp diliyle boylu boyunca yalıyordu yarrağı. Ben de iyice dolmuştum artık, Kenan diliyle mahvediyordu beni. Onun da ağzımdaki sikinin damarları atmaya başlamıştı, hissediyordum. Sinan yengemi kaldırıp hemen yanımızdaki şezlonga yatırdı. Onlarla aramızda yarım metre yoktu. Yengemin bacaklarını omzuna aldı, koca yarrağını dibinden tutup, şap şap vurdu yengemin amının üstüne. Yengem birazdan o muhteşem yarrağı yiyeceği için kasılıp duruyordu. Ben ağzımda Kenanın siki, onları izliyordum. Yengemin amı sırılsıklamdı, am dudakları şişmiş, kendini bırakmıştı. Amından süzülen zevk suları kalçalarına doğru akıyordu. Yengemle yan yana iki şezlongda, biran önce sikilmek için yanıyorduk şimdi…

Yengem kollarının üstünde kalkarak Sinanı kendine doğru çekti ve “Sik artık beni!” dedi. Yengem sanki yanında ben yokmuşum gibi rahattı. Hadi Kenandan çekinmiyordu, ama beni de yok sayıyordu. Sinan da yengeme, “Şimdi sikecem seni karıcığım!” deyince, yengem tekrar uzandı arkasına. Sinan kalkmış sikini tutup yengemin amına nişanladı, yavaşça ittirmeye başladı. O koca yarak yengemin amının dudaklarını arasından süzülerek içeri kayıyordu. Yarak içine kaydıkça yengemin nefesi kesiliyordu. Bir seferde gittiği yere kadar soktu yengemin amına. Sanırım rahmine dayanmıştı ki, daha ilerlemedi ve yarağın 3-4 cm’i dışarıda kalmıştı. Sinan yavaş yavaş gidip gelmeye başlamıştı yengemin amında…

Ben de Kenanın üstünde ters dönüp, koca kafalı sikini tuttum ve amımın deliğine yerleştirip üstüne oturdum. Kfası gerçekten o kadar büyüktü ki, canımı yakmıştı girerken. Fakat dibine kadar almıştım. Kenan belimden tutuyordu ve birden hızlanmıştı içimde, makine gibi seri olarak çalışıyordu. Hoplatıyordu beni kucağında, resmen çatır çatır sikiyordu. Ve çok iyiydi bu konuda. Benim de nefesim kesilmişti, ağzımı açıyordum, ama bağıramıyordum sanki. Kenan sikinin koca kafası içimi dövüyordu adeta. Bana kezza yengem hiç durmadan inliyordu. İkimiz de gayet güzel sikiliyorduk. Biz kaşınmıştık, onlar da kaşıyordu…

Kenan beni kucağından kaldırarak şezlonga yüzüstü yatırdı. Kalın kollarıyla ve iri elleriyle bana şekil veriyordu. Belimden tutup kaldırdı ve domalttı beni önünde. Sikini kalçalarımın arasına sürtüyordu. Ben arka deliğime girmek isteyeceğinden korkuyordum, çünkü kafasını alırken canımın yanacağına emindim. Fakat sürtmesi de hoşuma gidiyordu. Nihayetra birden amıma flop diye geçirdi sikini. Gözlerim açılmıştı. İki eliyle kalçalarımı iki yana ayırmıştı ve hızlı bir şekilde pompalıyordu amıma. Fazla kötü olmuştum, dayanamadım ve hırlayarak boşalmaya başladım, bacaklarım titriyordu. Kenan halen amıma gidip geliyordu. Amımın suları sezlonga damlamaya başlayınca Kenan üstümde eğilip boynumu öptü ve “Hoşuna gitti mi?” diye sordu. Ben sadece gülümseyebildim…

Bu arada Sinan şezlonga yattı ve yengemi kucağına oturtup alttan amına pompalamaya başladı. Yengemin memelerini de yüzüne bastırmış, adeta ısırıyordu. Amına yarak girip çıkarken yengemin kalçaları okadar davetkar duruyordu ki, dayanamadım ve Kenanın önünden çekilip kalktım, Kenanı tutup Sinanların olduğu şezlonga götürdüm. Onlar sikişmeye devam ederken, şezlongun yanına oturdum ve yengemin kalçalarını okşamaya başladım. Yengem hoplamaya devam ediyordu. Yengemin koca kalçalarını iki yana ayırdığımda, göt deliği pempe bir güle benziyordu ve çok sıkıydı, daha önce hiç anal seks yapmamıştı sanırım. Tam göt deliğinin üstüne tükürdüm, sağ elimin işaret parmağıyla tükürüğü yaydım deliğinin üstüne, sonra parmağımı yavaşça kaydırdım deliğinin içine. Yalınca girmişti, ama yengem birden sıktı kendini, parmağım içeride kilitlenmişti. Nihayetra gevşetti ve ben parmağımı sokup çıkartmaya başladım. Ben yengemin götünü parmaklarken, yengem de zevk aldığını belirtmek istercesine inliyordu. Deliği parmağıma alışmıştı ki, orta parmağımı da soktum götüne. Arkaık iki parmağımla sikiyordum yengemin götünü…

Kenan da bu manzara karşısında iyice azmıştı ve yarağını okşayarak yengemin arkasına yanaştı. Belli ki yengemin götüne sokmak için sabırsızlanıyordu. Parmaklarımı çektiğimde açılmış delik yavaşça kapandı tekrar. Yengemin kalçalarını yanlara doğru gererek, deliğinin tam üstüne bir daha tükürdüm. Nihayetra Kenanın sikine de tükürerek ıslattım ve Kenana, “Hadi!” dedim. O sırada Sinan yengemin amını öyle güzel sikiyordu ki, yengemin hiçbir şeye itiraz edecek ya da konuşacak durumu yoktu, kendinden geçmişti adeta. Kenanın sikini tutarak yengemin göt deliğine dayadım, Kenan da iki eliyle yengemin belinden tutarak bastırdı. Sinan da hareketlerini durdurmuştu. Kenanın koca yarrağının kafası zorda olsa girivermişti yengemin götünden içeri. Zaten gerisi de çabucak kayıverdi içine. Fakat yengem de çığlığı başmıştı o anda. Kafalarda biraz böğürsede, hemen alıştı götündeki yarağa da. Şimdi resmen tost olmuştu yengem. Öyle bir ritm tutturdular ki, yengem oturunca Sinanın muhteşem yarağı amına, kalkınca da Kenanın koca kafalı siki götüne giriyordu. İkisi senkronize bir şekilde sikiyorlardı yengemi…

Yengem kopmuştu artık, zevkten gözleri kaymış, ağzını bile kapalı tutamıyordu. Ben de Kenana arkadan sarılmış, iri tşaklarını okşuyordum. Daha 5 dakika olmadan Kenan kasılmaya başlamıştı, “Geliyorum!” dedi ve taşakları elimde, yengemin götünün içine boşalmaya başladı. Titriyordu. Sikinin üstündeki damarları görebiliyordum. Öyle dolu dolu boşalamıştı ki, siki halen yengemin götünün içindeydi, ama dölleri delikten dışarı taşıyordu. Sikini yengemin götünden çıkartınca bir avuç döl fışkırdı dışarıya. Kenan boşalmış ve işi bitmişti, ama ben azmıştım tekrar, amım vıcık vıcıktı. Yengem de götünün içinde hissettiği döllerin sıcaklıkğından olsa gerek anormal sesler çıkartmaya başladı. Sinan amına pompalamaya devam ederken yengem de titreyerek kasılmalarla boşalmaya başladı ve yığılıp kaldı Sinanın üstüne…

Yengem Sinanın üstünden kalkmayı başardığında, amından çıkan yarrak halen direk gibiydi. Sinan da ayağa kalktı ve bana, “Ece’ciğim beraber devam edelim mi?” diyerek elini uzattı. Ben de uslu bir kız gibi elinden tuttum. Beni şezlonga sırtüstü uzatarak bacaklarımı iki yana ayırdı ve koca yarağıyla amımı fırçalamaya başladı. Amımın dudakları bırakmıştı kendini. Yarağını aşağıya doğru kaydırarak kabak gibi açılmış olan göt deliğime dayadı ve “Tecrübek istermisin birtanem?” dedi. Ben de, “Fazla isterim, ama alamam canım! Amımı sik!” deyiverdim terbiyesiz bir şekilde. 45 yaşındaki kuduruk adam 25’lik taş gibi kızın bu lafını duyunca durur mu, pat diye geçiriverdi yarrağını tazecik amcığıma. Fakat ben yengem kadar bile alamamıştım, üstelik canım da yanmıştı. Sokabildiği kadarını amıma sokup, içimde bekledi gözlerim küçülene kadar. Nihayetra yavaşça geri çekip, nazikçe sikmeye başladı beni. İri yarağı girip çıkarken amımın içinde her yere dokunuyor ve beni boşalmaya doğru götürüyordu. Yengem de yanımda diz çökmüş, saçlarımı okşuyor, arada göğüslerimle oynuyordu…

Sinan birkaç kez pompaladıktan sonra, “Amın daracık aşkım, mahvettin beni, gelmek üzereyim!” dedi. Sinanın bu lafını duyunca anladım ki maceranın sonuna yaklaşıyorduk. Fırsat bu fırsat diye düşünerek, herzaman yapmak istediğim şeyi yapmaya karar verdim ve yengemi saçlarından tuttum ve dudaklarından öpmeye başladım. Yengem ters bir tepki verir diye de içimde bir korku vardı, ama öyle olmadı. Yengem de karşılık verince dillerimiz birbirine dolandı. Ben de gelmek üzereydim ve Sinan son defa içime öyle bir ittirdi ki yarrağını, girerken de çıkarken de yarağını boylu boyunca klitorisime sürttü ve ben boşalmaya başladım. Sinan hırıldamaya başlayınca, yengem, “Kızın içine boşalma!” dedi ve yanımdan elini uzatarak Sinanın yarrağını amımdan çıkardı, avuçlayarak sıvazlamaya başladı. Sinan bacaklarımın arasında başını geriye doğru attı ve yengemin elindeki yarağından döller fışkırmaya başladı. Yengem halen sıvazlıyordu yarağı. Sinanın yarağıyla gözgözeydik adeta. Öyle bir fışkırdı ki, ilk çıkan döller yüzüme gelmişti. İkinci parti gelenler de boynuma. Yengem elindeki yarağı sanki sağıyordu ve Sinanın dölleri de ardı arkası kesilmeden gelmeye devam ediyordu. Memelerim ve karnım Sinanın dölleriyle kaplandı…

Yengem Sinanı öperek, “Hadi canım, bizi bırakın artık plaja!” dedi. Sinan da, “Olur aşkım!” diyerek kalktı. Havuza atlayıp temizlendik. Yengemin çıkarttığı bikinileri giydim ve yukarıya çıkıp diğer elbiselerimi de alıp geldim. Yengem de hazırlanmıştı. Sinan gelmedi bizimle, Kenan bizi aldıkları plaja kadar bıraktı. Fakat arabada hiç kimse ağzını açmamıştı. Biz yengemle işten gelmiş iki orospu gibi arabadan indik ve kendi arabamıza binip otelemize doğru yola çıktık. Yengem bana sadece, “Bütün bunlardan amcanın haberi olmayacak, tamam mı?” dedi. Ben de başımı salladım ve onayladım. Bacaklarım halen titriyordu…

Garibime giden şey, ayrılırken ne onlar bizden, ne de biz onlardan telefon numarası falan almadık. Sanırım hepimizin çekindiği birşeyler vardı. Fakat hayatımın en güzel seksini yaşamıştım, hemde hayalim olan kadınla birlikte. Sanırım yengem için de en iyisi bugün yaşadıklarıydı. Hiç tanımadığımız ve bizim gibisini parayla bile bulamayacak iki Magandaya kendi ayaklarımızla gidip siktirmiştik kendimizi. Ve onlar da gayet güzel becermişti bu işi :))

[Seray]

708 total views, 3 today

Her Türlü Fanteziyi Tat

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort 9 Haziran 2020

Merhaba 31’ci dostlar. Herşey arkadaşımın karısı Mine’nin bana acayip acayip bakmasıyla ve bana yakın davranmasıyla başladı. Mine, kumral, 1.60 boylarında, tahmini olarak 65 kilo civarında, saf, çok güzel olmayan, ama iri göğüslü, dolgun kalçalı, taş gibi bir hatundur. Kocası ise tam bir piç. Karılarımız Konyada bir firmada beraber çalışıyolardı. Zaten Mine’yle ilk tanışmamız da karımın sayesinde gercekleşti. Mine ve kocası Mersin’liler. Memleketlerinde birbirlerini sevmişler ve evlenmişler. İkisinin de ailesi evlenmelerine rıza göstermediği için, Mersin’den ayrılıp, çalışmak için Konyaya taşınmışlar. Konya’da kimseleri yok. Karım, “İşyerinde Mine diye yeni evli bir arkadaşım var. Mersin’liler ama burda hiç kimseleri yok, bir akşam bize oturmaya gelecekler, olur mu?” dedi. Ben de, “Tabiki karıcığım, buyursunlar gelsinler!” dedim. Tabi ozamanlar aklımda en ufak bir kötülük yok. Biz de yeni evlenmiştik, 2 ay falan olmuştu. Ve çok güzel bir seks hayatımız vardı, hemen hemen her gece sabahlara kadar sikişirdik…

Neyse, birkaç gün sonra bize oturmaya geldiler. O gün hoş beş sohbetten sonra kafalarımız sardığı için, sık sık görüşmeye başladık. Bunlarla samimi olmuştuk, sürekli beraber geziyor, beraber oturup kalkıyoruz. 1 yıl falan bu böyle devam etti. Bu arada Mine 28 yaşında, türbanlı, balık etli bir kadın. İlk başlarda Mine’nin hiçbir şeyi dikkatimi çekmiyordu, karımı seviyorum, seks hayatımız da iyi olduğu için Mine’yle çokta fazla ilgilenmiyordum. Fakat zaman geçtikçe bu böyle kalmadı tabi, Mine’nin davranışları, konuşması ve giyinişi çok hoşuma gitmeye başladı. Mine türbanlı olduğu için genelde etek ve badi giyerdi, ama çok tutucu değillerdi, kocası da kıskanmıyordu zaten. Mine’nin kalçaları iri olduğu için etekten net belli olurdu. Memeler de dik ve yuvarlaktı, badiden füze gibi fırlayacak gibi duruyordu. Zaman geçtikçe sanki tutulmuştum Mine’ye. Ailecek görüştüğümüzde, biz kocasıyla otururken, Mine girip çıktıkça, o taş gibi kalçalarına bakmadan edemiyordum. Yürürken kıvırta kıvırta yürüyordu orospu. Göğüsleri de adım attıkça titriyordu. Bunu izledikce yarrağım kazık gibi oluyordu, hemen oracıkta bunu bağırta bağırta sikmek istiyordum. Fakat çaresiz banyoya gidip 31 çekiyordum sadece.

Haziran ayında bir gün, Mine’nin kocasıyla çarşıda karşılaştım, oturduk bir çaybahçesine birşeyler içiyoruz, sohbet ediyoruz. Konu konuyu açtı ve bana bir itirafta bulundu, karısını Ebru isimli bir orospuyla aldatıyormuş. Bunu duyunca şok oldum tabii. Pezevenk herif bir de marifetmiş gibi, “Ebru çok azgın abi ya, her hergün sikişmek istiyor… Ben de Ebru’yu doyurmaktan Mine’ye gücüm kalmıyor ve benim yarrak kalkmıyor tabii!” diye bunları bana anlatmıştı. İnanamıyordum, içimden, (Bir insan yatak odasını dışarı sızdırır mı yaa?) diye çok kızmıştım. Fakat onun anlatmasına gerek yoktu, zaten Mine’nin de yarrağa hasret olduğu her halinden belli oluyordu. Mine ateş gibi yanıyordu sanki, ailecek otururken bir anda göz göze geliyorduk, bakışlarıyla, (Yarrağa doyur beni!) der gibi yalvarıyordu sanki. Bu benim kafama takılmaya başlamıştı iyice, geceleri Mine’nin o dolgun kalçalarını hayal edip karımı deli gibi sikiyordum. Karımın göğüslerini yalarken, Mine’nin o iri göğüslerini yalar gibi yalıyordum. Karımı arkasından sikerken de, Mine’nin o dolgun yuvarlak götünü siktiğimi düşünerek, karımı perişan ediyordum.

Yine bir gün bunlar biz geldiler. Mine, heryerini belli eden daracık diz altı bir etek giymiş, üstünde de beyaz bir badi vardı. Siyah sütyenin askıları ve çizgileri resmen badinin içinden belli oluyordu. Topuklu kırmızı ayakkbılarla bir afet olmuştu. Azmıştım resmen. Mine’yi o topuklu ayakkabılarla yürürken izlemek istiyordum, “Hadi kalkın, alışveriş merkezine gidelim!” dedim. Kabul ettiler ve evden çıktık, bindik benim arabaya. Ben aynadan sürekli Mine’yi izliyordum. AVM’ye geldik. Fasılabadan inerken Mine’nin eteği sıyrıldı ve sütun gibi bacakları diz üstüne kadar açıldı. Kocasının umrunda bile değildi. İçimden, (Nasıl olurda böyle bir kadını sikmiyordu salak?) diyordum. Benim yarrak yine kalkmıştı, “Siz gidin, biz arabayı daha iyi bir yere park edip geliyoruz.” dedim. Maksadım Mine’yle kocasını önden göndermek, arkadan karımla yürüyüp, Mine’nin o kocaman iri dolgun kalçaları izlemekti. Ve öyle de oldu, amına koduğumun orospusu benim arkasında olduğumu biliyor, taş gibi götünü sallaya sallaya gidiyordu. Fasılada sırada arkaya dönüp, karıma birşeyler söyleyip, sonra da manalı manalı gözlerime ve kalkmış yarrağıma bakıyor, (Kalçalarım hoşuna gitti mi?) dercesine gülümsüyordu. O da niyeti bozmuştu sonunda.

AVM’de bir süre dolaşıp bize gittik tekrar. Kocası salonda TV’nin karşısına geçti hemen, Maçı izlemek istiyordu. Karılarımız da yemek hazırlamak için mutfağa geçtiler. Tabi ben AVM’de acaip azdım, kuduruyorum resmen, yarrağım da patlamak üzere. Mutfağa gidip karıma, “2 dakika yatak odasına gelsene!” dedim. Karım niyetimi anlamadı ve “Ne vardı?” dedi. “Önemli birşey yok, sen gel bir!” dedim. Karım, “Elimi kurulayıp geliyorum!” dedi. Mine karımı sikeceğimi anlamıştı, önüme, kalkmış yarağıma bakıyordu. Karım elini kuruladıktan sonra birlikte yatak odasına geçtik. Karımın daha ne oluyor demesine fırsat vermeden, karımın elleri yatağın kenarlarına gelecek şekilde domaltıp, külodunu dizlerine indirdiğimde sonunda niyetimi anlamıştı ve “Herif saçmalama, içeride misafirler var…” dedi. Fakat ben çoktan yarağımı çıkarıp, arkadan karımın amına köklemiştim bile. Karımın, “Kapı açık…” demesine aldırış etmeden, deli gibi pompalıyordum. Fakatcım biran önce boşalmaktı, onun için hızlı hızlı sikiyordum karımı. Fakat makyaj masasının aynasından baktığımda, Mine’nin koridordan bizi izlediğini görünce, hemen boşalmamak için yavaşladım…

Mine’nin tam görmesi için, yarrağımı karımın amından tamamen çıkarıyor, karımın amını yalayıp, yeniden yavaşça köklüyordum. Karım amının yalanmasına dayanamaz, inlemeye başlamıştı bile. Birkaç köklememden sonra karım boşalmış, “Ben bittim, hadi çabuk, sen de boşal!” demeye başlamıştı. Herzaman yaptığım gibi, yarağımı karımın amından çıkarıp, götüne soktum ve birkaç hızlı pompalamayla götüne boşaldım. Kağıt havluyla karımın götündeki dölleri ve yarağımı temizlerken, Mine de sessizce mutfağa sıvıştı. Karım külodunu çekip, üstünü başını toparladıktan sonra mutfağa, yemek hazırlamaya Mine’nin yanına gitti, ben de fermuarımı çekip, salona Mine’nin kocasının yanına geçtim. O akşam yemek boyunca Mine’nin gözler benim üzerimdeydi, manalı manalı bakıyordu hep…

Fasıladan 2 gün geçti ve işteyken telefonum çaldı, bilmediğim bir numara arıyordu. Açtım, “Alo, buyrun?” dedim. Karşımdaki, “Selam Sinan, Mine ben…” deyince kalbim durdu sandım. Nasılsın, ne var ne yok muhabbetinden sonra, “Konutdeyim, müsaitsen bir 10 dakika uğrayabilir misin? Seninle konuşmak istediğim bir konu var. Fakat aramızda kalması gerekiyor!” dedi. “Tabi!” dedim ve hemen işyerinden izin alıp, uçarcasına Mine’nin evine gittim. Kapıyı çaldım, Mine kapıyı açtı. Offf, o neydi öyle! Mine diz üstü bir gecelik giymişti. Siyah geceliğin içinde sütyen yoktu ve meme uçları boncuk gibi belli oluyordu. Belli ki bacaklarına da yeni ağda yapmıştı, bacakları kaymak gibi görünüyordu. O manzara karşısında bayılacaktım nerdeyse, dilim tutulmuştu. Mine’nin gülerek, “İçeri girmeyecek misin?” lafıyla kendime geldim ve ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim, oturdum. Mine de geldi yanıma oturdu. Heyecanla, “Konutet dinliyorum, konu nedir?” dedim. “Bak Sinan, lafı döndürüp dolandırmayacağım! Kocam olacak pezevenk beni orospunun biriyle aldatıyor, ben de onu aldatacağım! Ogün AVM’de kalçalarıma nasıl baktığını gördüm, akşam da karını sikerken benim izlediğimi gördün! Beni sikmek istediğini biliyorum ve bunu ben de istiyorum!” dedi ve dudaklarıma yapıştı…

Şok olmuştum, ama tabii ki karşılık verdim ve öpüşmeye başladık. Mine dudaklarımı deli gibi emiyor, bir yandan da, “Göğüslerimi okşa!” diyordu. Fakatn Tanrım, o taş gibi kalçaları ve dolgun göğüsleri avuçlarmdaydı. Tanea eziyordum memelerini. Eğildim göğüslerine, somurmaya başladım, tamamını ağzıma almaya çalıştım, ama nafile sığmıyordu…

Salonda biraz yiyiştikten sonra bunu kucaklayıp yatak odasına götürdüm. Geceliğini çıkarıp, sadece tangasıyla yatağa sırtüstü yatırdım ve bir çırpıda kendim de soyunup, dudaklarından başladım öpmeye, amına doğru yalayarak indim. Tangasını sıyırdığımda aklım duracaktı, o nasıl bir amdı öyle! Yeni traş etmiş, amı parlıyordu resmen, aynı zamanda da ateş gib yanıyordu. Amının dudaklarına dilimle fırça çekmeye başladım. Karı kafamı amına bastırıp, “Daha hızlı yala!” diye inliyordu. Amcığı zaten sırılsıklam ve yapış yapıştı. Bunu yalayarak bir kere orgazm ettikten sonra, amından kasıklarına, bacaklarına doğru indim ve baldırlarını yalamaya devam ettim. Konutet, o taş gibi kadın altmda zevkten ölecekti. Bu da beni dahada azdırıyordu…

Mine’yi ters çevirip, dolgun kalçalarına yumuldum, götünün yanaklarını iki yana ayırdım ve göt deliğini dilleyip, somurmaya başladım. Mine inleyerek, “69 olalım aşkım, ben de senin o damarlı koca yarağını emmek istiyorum!” dedi. Hemen sırtüstü yatıp, “Hadi gel ozaman!” dedim. Mine kafası yarrağıma, amı da ağzıma gelecek şekilde üzerime uzandı ve yarrağımı ağzına aldı. Fakatn Tanrım, o ne biçim yarak yalama öyle, emmiyor sanki vakumluyordu. Bir yandan da amını ağzıma bastırıp, inliyor, kıvranıyordu. Yarrağıma dişlerini geçiriyor, dibine kadar ağzına alıyor, yarrağımın başını resmen gırtlağında hissediyordum. Bu nasıl bir azgınlıktı böyle, kadın iliklerimi emiyordu resmen. Kendi karım hiç bu kadar iştahlı yarrağımı yalamamıştı. Mine’deki aylardır sikilmemenin azgınlığı ortaya çıkmıştı. Yarrağımı yalamayı bıraktı ve, “Hadi aşkım, nolur yeter artık, o koca yarrağını yanan amcığıma yerleştir, dayanamıyorum!” dedi…

Mineyi domaltıp köpek pozisyonuna getirdim ve yarrağımı arkadan amına bir anda geçirdim. Şloop diye çıkan bir sesten sonra, amına deli gibi gidip gelmeye başladım. Mine kafasını yastığa gömdü, götünü iyice yükseltti, götünün yanaklarını elleriyle yanlara ayırıyor, daha derinlere köklememi istiyordu. Götünün kapkara deliği de hedef tahtasının göbeği gibi meydana çıkmıştı. Ben amını siktikçe, Mine inliyor, kalçalarını bana doğru bastırıyor, “Erkeğim ne kadar büyük ve semsert bir yarrağın var, hadi hepsini sok aşkım, doyur beni, kocamın sikemediği amımı götümü sik, parçala beni!” diye yalvarıyordu. 15-20 dakika amına pompaladıktan ve Mine’yi bir kez daha orgazm ettikten sonra, “Biraz da götten sik, hadi sok o yarrağını götüme, AVM’de kalçalarıma nasılda iştahla bakıyordun, o anda canım senin yarrağının götüme girmesini çok istedi, hadi lütfen sik götümü!” diye yalvarıyordu. “Acır ama!” dedim. “Acırsa acısın, hadi sok, istiyorum, karın alır da ben alamazmıyım!” dedi. “Pekala!” deyip, yarrağımı amından çıkarıp götüne dayadım ve yüklendim. Yarrağımın başı götüne girdi, ama göt deliği çok dardı, gerisi çok zor giriyordu. “Alacam hepsini, hadi sok!” diyor, götünü bana doğru itiyordu. Nihayetunda ıhılaya ıhılaya yarrağımın tamamını götüne aldı. Offf, Tanrım, o nasıl bir kutuydu öyle! Daracık ve taş gibiydi. Bunun AVM’de nasıl kıvırttığını düşünerek yavaş yavaş pompalıyordum götüne…

Hızlanmaya başladığımda Mine, “Fazla acıyor aşkım, yavaş yap!” diye yalvarıyordu. Fakat nafile, dinlemiyordum bile, gözüm dönmüştü birkere. İki ayağımın üstüne kalktım ve kasıklarından kendime çekerek hızlı hızlı pompalamaya başladım. Bir süre sonra o da alıştı, “Yemekkım, erkeğim benim, ne güzel yarıyorsun götümü!” diye inliyor, hem de (acıdan mı, mutluluktan mı anlamadım) ağlıyordu. Ben bu arada elimin birini de amına attım, amını okşuyordum. Mine sürekli orgazm olup boşalıyor, amından çeşme gibi sular akıyordu. “Boşalacacağın zaman amıma boşal lütfen!” dedi. “Tamam aşkım!” deyip, bir süre daha götünden siktim. Arkaık ben de iyice dolmuştum, patlamak üzereydim. Götünden çıkarıp amına yerleştirdim yarrağımı, 1-2 dakika da amından sikip, daracık amına oluk oluk boşalttım döllerimi…

Yorulmuştum, sırtüstü biraz uzanıp dinlenmek istiyordum, ama Mine halen kuduruyordu, halen azgındı. Yarrağımı ağzına alıp, deli gibi somurmaya başladı. Yarrağımı tekrar kaldırdıktan sonra göğüslerimin arasına alıp, göğüsleriyle yarrağıma 31 çekmeye başladı. Fasılada ağzına alıp emiyordu. Karı iyice çığırından çıkmıştı, tekrar 69 olduk, 20 dakika birbirimizi yaladıktan sonra, bir kez daha amından siktim ve tekrar amına boşaldım. İkimiz de tükenmiştik artık, birlikte duş aldık ve ben giyinip işe gittim.

O günden sonra artık 2 güne bir gidip Mine’yi yarrağa doyurup geliyordum. Bu durumdan ben de çok memnundum, taş gibi, çok arzulu, iştahlı ve doymak bilmeyen bir sevgilim olmuştu. Bazen ben işyerindeyken, o izinli olup, o siyah geceliğini giyip, Webcamda şow yapıyor, amına götüne salatalık sokup, “Canım yarak istiyor, hadi gel, sik beni!” diyerek kudurtuyor beni…

Tanrı herkese böyle azgın ve arzulu bir kaçak ilişki versin diyorum.

İyi günler ve iyi sikişler!

670 total views, 3 today

Harika Zevk Deneyimleri

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort 8 Haziran 2020

İyi günler 31’ci arkadaşlar, ben Tan, 20 yaşındayım, İstanbul’da oturuyorum. Okuduğumdan dolayı Annemlerin yanında kalıyorum. Üniversitemi yaşadığım yerde tercih yapmıştım. Amcam 3 sene önce kalp krizinden dolayı vefat ettiği için, yengem ve kızı Burcu bizim karşımızdaki dairede yaşamaya başladılar. Yengem 40 yaşında, yaşını hiç göstermeyen sarı saçlı ve beyaz tenli bir kadın. Vücudu da gayet iyidir, kilolu değildir. Ondan çok hoşlanıyordum, ama yengem olduğu için hiç açılamamıştım ona, sadece hayallerimdeydi. Aynı apartman ve aynı kattaki dairelerde olduğumuz için sık sık görüşürüz. Amcamın işleri iyi iken çok paraları vardı, ama öldükten sonra bütün varlıkları borçlara, ödemelere gittiği için, ancak bizim karşımızdaki daireyi alabilmişlerdi. Yine de durumları kötü sayılmayacak derecedeydi ve İzmir’de de bir yazlıkları vardı.

Onlar bize geldiklerinde görüşmemize rağmen, ben onlara pek gitmezdim, ayda yılda bir yani. Annem de her seferinde Burcunun beni sorduğunu ve sıkıldığını söylerdi. Yengemin kızı Burcu daha 16 yaşında, ama tam bir afet, görmelisiniz! Aslında sırf Burcu yüzünden gitmiyordum, çünkü ne zaman gitsem, Burcu yemekten sonra odasına alıyor beni ve hep erkek arkadaşlarından bahsediyor bana ve benim kız arkadaşlarımla ilgili sorular soruyor. Aslında benim kendisiyle başka türlü ilgilenmemi bekliyor, hadi desem altıma yatacak hemen. Fakat bunun yanlış olacağını düşündüğümden kıza birşey yapamıyorum. Fasılamızda seks olmadan da, kim olursa olsun, bir kızla geyik muhabbetinden sıkıldığımdan pek gitmek istemiyorum.

Birgün yengemle Burcu bize oturmaya geldiler. Yengem Haziranın 17’sinde yazlığa gidip, 2 ay kalacaklarını, ailecek bizim de oraya gelmemizi teklif etti. Annem ve babam çalıştıklarından ve kısıtlı izin günlerini memleketimiz Kayseriye sakladıklarından, gelemeyeceklerine söyledi. Yengem de kendinden emin bir şekilde direkt, “O zaman Tan gelsin bizle! Kafaımızda bir erkek olması çok iyi olur orada!” dedi. Bütün gözler bana çevrildi…

Reysa benim başka planlarım vardı, Haziranın 20’sinde (aralarında hoşlandığım kızın da olduğu) bir grup arkadaşla, bir haftalığına Abant’a gidecektik. Biraz kem küm ettikten sonra, “Yok yenge, ben gelmeyeyim!” dedim. Yengem de, “Peki, karar senin, ama gelirsen çok iyi olur!” dedi. Burcu hemen koluma yağıştı ve, “Gel!” dedi. Babam da ısrar ederek, “Oğlum git yengenlerle, gerçi orası dağbaşı değil, adam kesmezler, ama akşamları yengenler korkabilir!” dedi. Annem de gitmem yönünde baskı yapınca, mecburen geleceğimi söyledim. Gitmemize 2-3 gün falan vardı ve ben bu sürede arkadaşlarıma durumu anlattım ve gönüllerini aldım…

17 haziran gününün sabahı erkenden kalktım. Herşeyim hazırdı, bir traş oldum, banyo yaptım ve Annemin babamın elini öperek (Sanki askere gidiyormuş gibi!), yengemin evine geçtim. Ve orada bir kahvaltı yaptıktan sonra aşağıya indik. Amcamdan kalan bir Jeep vardı, uzun şasili olandardan. Onun arkasına bavulları attıktan sonra, yengemle aynı anda Jeep’in şöför kapısına sarılmıştık. Ben Jeep’i benim kullanacağımı sanıyordum, ama yengem, “Sen geç bakiyim arkaya! Burada ben varken sana araba kullanmak düşmez!” diye şakacı bir tavırla arkaya geçirdi beni. Kendimi bildim bileli yengemi tanırım, ama böyle marifetlerinin olduğunu bilmiyordum doğrusu. Biz yazlığa giden o yolu arkada Burcuyla şakalaşarak geçirdik. Bu arada burcu esmer bir hatundur, o yüzden de benim esmerleri sevme nedenim olmuştur. En sonunda İzmire, yazlığa vardık. Yengemin İzmirde yaşadıkları dönem tanıştığı bir temizlikçi kadını aramış, kadına çok güvendiği için anahtarını bile yaptırmış ve kadına söyleyip, biz gelmeden 2 gün önce falan yazlığı temizletmiş. Biz gittiğimizde tertemiz bir yazlık bizi bekliyordu.

Amcamın zamanında durumu iyi olduğu için, yazlık büyüktü ve gerçekten çok iyi döşenmişti. Bol bol oda olduğundan, yengem bana Burcunun odasının tam arkasındaki odayı verdi. Odamda PC ve Televizyon bile vardı ve açıkcası benim İstanbuldaki odamın 2 katı falandı. Fazla rahat edecektim 2 ay boyunca. İlk gün odama kapanıp çıkmamıştım akşam yemeğine kadar. Ben daha önce yengem ve Burcuyla hiç tatil yapmamıştım ve onları hiç bikinili, veya kısa etekli olarak görmedim. O hayallerle ve yol yorgunu olmamdan dolayı, uzandığım yatakta uykuya dalmışım. Burcu’nun üstüme atlayıp, “Uyansana uykucu! Yemek vakti!” diye gıdıklamasıyla uyandım. Burcu üstümde, yengem de kapıda, bana bakıp gülüyorlardı. Burcu yengeme, “Anne bu uykucunun bize bir faydası olmaz, bu böyle uyursa, hırsızlar bizi içerde kesseler haberi olmaz!” dedi. Ben birden ayaklanarak Burcu’yu kucakladım ve “Sizi kesecek hırsız önce beni geçmeli!” diyerek yere indirdim. Elimi yüzümü yıkayıp yemeğe indim. Fakat ilk defa böyle görüyordum yengemi ve Burcuyu. Yengemin üstünde askılı body vardı. Burcu da aynı şekilde kolsuz bir tişört giymişti ve ikisinde de kısa şortlar vardı.

Ertesi gün denize gittiğimizde, giydikleri dar bikinilerden dolayı yine şok geçirmiştim. Tatilin ilk günleri böyle geçerken, bir akşam Burcu arkadaşlarıyla buluşacağını söyledi ve beni de davet etti. Fakat ben evde dinlenmek istediğimi söyledim. Burcu gidince, yengem de bir süre yanımda oturduktan sonra esneyerek, “Ben yatmaya gidiyorum!” dedi. “İyi uykular yenge!” dedim, ama daha saat 8 bile değildi. Yengem yukarıya çıktıktan 1-2 dakika sonra bana seslendi, “Tan bir gelsene, şu dolabın kapısını kaldırmama yardım et!” dedi. Hemen gittim yanına. Büyük dolabın sürgülü kapısı rayından çıkmış, yengem de uğraşmış fakat ağır olduğundan kaldırıp takamamış geri yerine. Ben, kapıyı kaldırıp yerine taktıktan sonra, yengem yanaklarımdan öpüp teşekkür etti ve “İşte görüyorsun erkeksizlik ne kadar zor! Her nekadar o koca Jeep’i kullansam da, bazı şeylere erkek eli değmeden olmuyor!” dedi. Yengemin söylediği laf ta laftı yani, lafı nereye çekersen oraya gidiyordu. Bu arada yengem dolaptan geceliğini aldı ve yatakodasının içinden açılan banyoya, üstünü değiştirmeye gitti. “Ben iniyorum aşağıya yenge!” dedim. Banyodan seslendi, “Dur canım gitme, iki dakika oturur konuşuruz…” dedi. “Yenge sen uyuyacaktın?” dedim. “Yok canım ya, uykum kaçtı!” dedi…

Ben odanın içinde ne yapacağımı bilmeden dikiliyordum ki, yengem gecelikle banyodan çıktı ve “Dikilme öyle, geç otur!” diyerek kolumdan tutup beni yatağa oturtturdu. Aynada saçlarını toplarken, gözümü yengemden alamıyordum, geceliğin nerdeyse her yeri açıktı. Herhalde aynadan kendisine baktığımı gördü ki, döndü ve “Sen yabancı değilsin diye yanında böyle giyiniyorum, kusura bakma!” dedi. Saçlarını topladıktan sonra, “Sen otur, ben geliyorum hemen!” dedi ve odadan çıktı. Az sonra elinde bir şişe şarap ve iki kadehle geldi ve “Kuru kuru sohbet olmaz!” diyerek, şarabı kadehlere koyduktan sonra içmeye başladık. Dolabın kapısını taktığım için bana yeniden teşekkür etti. “Yenge yaptığım şeyin lafı bile olmaz, yerimde hangi erkek olsa yapardı!” dedim. “Konutet, erkek olsaydı yapardı, ama biliyorsun ki yok… Erkeksizlik çok zor be Tan!” dedi. “Kuvvetdur tabi yenge, özellikle senin için.” dedim, ama aklımda en ufacık bir fesatlık yoktu…

Yengem de, “Doğru diyorsun, bak buraya bile rahat gelemedik, etrafta hep tanıdıklar var ama kadın başımıza koca yazlıkta rahat edemiyoruz. Akşamları Burcuyla beraber yatıyorduk, o zaman bile korkuyorduk burada! Üstelik erkeksizlik her türlü zor…” dedi, derin bir “Offf!” çekti ve, “Hadi Burcu arkadaşlarıyla takılıyor sürekli, ya ben ne yapayım? Amcan öldükten sonra elime erkek eli değmedi, yoldan çıkacağım diye korkuyorum. Burcu evlenmeme izin vermiyor, ikinci baba istemiyormuş. Ben de güvenilir birini bulsam onunla yapacağım o işi, ama burada kimse yok, İstanbulda ise nerede buluşacağız da nerede yapacağız o işi!” dedi. Ben duyduklarımdan sonra dondum kaldım resmen. Yengem kadehindeki şarabını bitirdi ve üstüme gelerek, “Bak senin hayatını bilmiyorum, ama benim gibi seks konusunda tecrübeli biriyle yatmak hem senin için güzel olur, hem de yengen yabancıya gitmemiş olur, öyle değil mi?” dedi ve birden beni yatağa yatırdı, “Yine de kabul edip etmemek sana kalmış, ne diyorsun bu teklifime?” dedi. “Tamam!” diyebildim sadece…

Yengem birden dudaklarıma yapıştı ve delice öpmeye başladı. Fakat ben kilitlenmiştim sanki, sadece yatakta yatıyordum yengem yapıyordu işini. Yıllardır hayal ettiğim kadın artık benim olmak üzereydi. Ben de şoku atlatınca yengeme karşılık vermeye başladım. Yengemle deli gibi öpüşüyorduk. Yengem bir süre sonra öpüşmeyi kesti ve bana bakıp güldükten sonra biraz daha öptü ve beni tutup yatağa iyice yatırdı, şortum ile boxerımı çıkartıp, kazık gibi olmuş yarrağımı bir seferde ağzına aldı. Geçekten profesyonelce emiyordu. Ben ise o anki zevk ile yatağa iyice gömülmüş, tavanı seyrediyordum. Yengem yarağımı ağzına arada bir köküne kadar alıyor, sonra ağzından çıkarıyor yalıyor, bu arada taşaklarımla oynuyordu. Yine ağzına köküne kadar aldığında boşalmak üzereydim, yengemin başından tuttum ve yarrağıma bastırıp boşalmaya başladım. Yengemin nefesi kesilip öksürene kadar da bırakmadım. Döllerimin çoğu direkt midesine gitmişti, ağzında kalanları da nefes aldıktan sonra kendisi yuttu ve tekrar yarrağıma yumuldu, yalayıp temizledi…

Ben yengem bu hareketime kızmıştır diye tahmin ediyordum, ama hiç te öyle değildi, yüzündeki gülümsemeden hoşuna gittiği belli oluyordu. Ben artık tüm çekingenliğimi atıp, yengemi yatağa yatırdım ve üstündeki geceliği çıkardım. Yengemin altında sadece tangası vardı, hemen çıplak göğüslerine yumuldum. Göğüslerinin birini bir elimle evirip çeviriyor sıkıyordum, diğerini ise yalıyordum. Ben de aslında uzun süredir ilişkiye girmediğim için en az yengem kadar azgındım ve hemen ilişkiye girmek istiyordum. Yengemin göğüslerini yalarken arada dil darbesi atıyordum ve oradan öpücük kondura kondura kasıklarına indim. Nazikçe tangasını çıkarıp amını yalamaya başladım. Yeni traşlanmış amı vardı ve sulanmıştı. Yengemin amını sertçe yalıyor, arada klitorisine dil darbeleri atıyordum. Yengem ise gözlerini kapamış, deli gibi inliyordu. Yengemi yalayarak bir defa orgazm ettikten sonra, sonunda benim de dayanacak halim kalmadı ve yengemin bacaklarını iyice açarak, arasına yanaştım, yarrağımı amına bir hamlede yerleştirdim ve git gele başladım. Yengemin amı yanıyordu resmen, fazla dar olmadığı için ve yeni orgazm olduğu için de rahatça girip çıkıyordum. Yengem inleyerek, “Sik Tan sik yengenin amını! Bu am kaç senedir yarrak görmedi!” diyordu. Ben o laflarla daha da hızlanıyor, yengemi daha sert sikiyordum…

Yengemi 10 dakika kadar öyle siktikten ve bir kez daha orgazm ettikten sonra yataktan kaldırdım ve domaltıp arkadan amına geçirdim ve öyle sikmeye devam ettim. Bu arada yengemi domaltınca o zayıf vücudundan götü harika gözüküyordu ve ben de kalçalarına tokatlar atıyordum. Yengemi birazda öyle siktikten sonra geleceğimi anladım ve amından çıkıp, götünün üstüne ve beline doğru boşaldım. Fakat zevk ve heyecandan halen dizlerin titiriyordu. Yengem de nefes nefese kalmıştı. Biraz soluklanıp birer sigara yaktık ve uzanıp dinlenmeye başladık. Yengem arada sigarasından bir fırt çekiyor, üflüyor, sonra da yarrağımı biraz yalıyor, tekrar sigarasına devam ediyordu. Ben de boştaki elimle yengemin kalçalarını okşuyordum. Fakat yengem daha sanki daha doymamış gibiydi…

Sigaralarımız bitince yengem yarrağımı yalayarak yeniden kaldırdı ve sırtı bana dönük olarak yarrağımın üstüne diklemesine oturdu. Yarrağımı köküne kadar amına alıyor ve her köküne kadar alışında çılgınca bağırıyordu. Her hoplamasında ise kalçaları dalga dalga oluyordu. Ben ise arada doğrulup yengemin sırtını öpüyordum, ama ozamanlar rahat hoplayamıyordu. Üçüncü postam olacağı için, busefer uzun süreceğini biliyordum. Yengem bir süre üstümde hopladıktan sonra, yengemi üzerimden indirdim ve yatağa yüzüstü yatırdım ve üstüne uzanıp amını sikmeye devam ettim. Amına sertçe her bastırışımda yengem Ahh’lıyor, yatak inip kalkıyordu. Geleceğim zaman yine çıkarıp, altımda duran kalçalarına bir posta daha boşaldım…

İkimiz de terden ve döllerden yapış yapış olmuştuk, birlikte duş yapıp yatağa attık kendimizi tekrar. Ben herhalde bugünlük bukadardı diye düşünürken, yengem rahat durmadı tabii, 69 olmuştuk busefer. Yengem azgınlıktan delice yalıyordu yarrağımı, ben de bu arada amıyla oynayarak ve yalayarak zevke getiriyordum yengemi. Amı yine sırılsıklam olmuştu ve benim de yarrağım zorlada olsa kalkmıştı. Yengemin altından sıyrılıp çıktım ve yengemi domaltıp arkasına geçtim. Bu sefer götüne girecektim. Eğilip göt deliğini yalamaya başladım. Fasılada amından sıvılarını alıp göt deliğine parmaklayarak sürüyordum. Yarrağım zaten yengemin ağzına girmekten sırılsıklamdı ve hemen göt deliğine dayadım. Kafaını, gıkını çıkarmadan rahatça aldı götüne, ama birden sonuna kadar kökleyince, feci bir şekilde bağırdı, ardından hemen sustu. Ben git gel yapmaya başladım götüne. Git gel yaparken sert sert çarparak, kalçasının dalgalanmasını izliyordum. Yengemin götünü 30 dakika kadar o pozisyonda siktim ve geleceğim zaman çıkarıp, yengemi sırtüstü yatırdım ve göğüslerine boşaldım…

Yeniden duş alacak halimiz bile kalmamıştı, sadece birer sigara yaktık. Bu arada yengeme sorum, “Sence bu yaptığımız doğrumuydu?” diye. Yengem de, “Fakatçt doğruydu!” dedi. “Peki, biraz da olsa doydun mu?” dedim. Yengem, “Amcan sadece 1 posta sikebiliyordu beni!” dedi ve dudağıma bir öpücük kondurdu. Yengemin söyledikleri rahatlatmıştı beni. Zaman epeyce geç olmuştu, aklıma Burcu geldi ve “Yenge bu Burcu nerede kalmıştır?” dedim. Yengem de, “Birazdan gelir, kim bilir kimin altındadır orospu!” deyince, ben yine donup kaldım. Kekeleyerek, “Yenge ne dedin sen? Burcu birileriyle ilişkiye mi giriyor?” dedim. “Ohooo, okuldan sikişmediği oğlan kalmadı orospunun!” dedi. Daha da şaşırmıştım, “Sen nerden biliyorsun yenge?” dedim. “Ders çalışacağız diye her seferinde başka bir oğlanı eve getiriyor, sonra da odasına kapanıp sikişiyorlar! Kaç kez anahtar deliğinden izledim sikişirlerken!” dedi. “Eee, madem biliyorsun da neden müdahale etmiyorsun yenge?” dedim. “Birşey desem, benle kavga edip evden kaçacağından ve başımıza daha kötü şeyler getireceğinden korkuyorum, bu şekilde en azından kiminle ne bok yediğini biliyorum orospunun!” dedi.

Ben de tabii fırsatı iyi değerlendirmek istiyordum, “Yenge, kızmazsan birşey sormak istiyorum…” dedim. “Niye kızayım, sor!” dedi. “Peki, Burcuyla ben yatsaydım, bana kızarmıydın?” diyerek yengemin ağzını aradım. Yengem gülerek, “Tabiatl ki kızmazdım! Emin ol, Burcu senin sikmeni çok severdi! Kaç kez izledim sikiştiği arkadaşlarını, hiçbiri de Burcuya önem vermiyor, sadece kendi zevklerine bakıyorlar, bir posta boşalan giyinip gidiyor hemen!” dedi. Öğreneceğimi öğrenmiştim, “Yenge, Burcu gelir birazdan, bizi bu halde görmesin, ben gideyim artık!” dedim. Yengem gülerek, “Git, ama bu halde göndermem!” dedi ve yarağıma sarıldı. Yengemle Burcu hakkında konuşurken yarrağım kalkmış ve kazık gibi olmuştu. Yengem son bir kez yarrağımı ağzına aldı ve yalaya yalaya ağzına boşalttıktan sonra, ben odama gittim.

Odamda hem bugün yengemle sikişmekten aldığım zevki, hem de Burcuyu düşünerek uyuya kalmışım 🙂

635 total views, 3 today

Sonuna Kadar Zevk

Ağrı balık etli escort, Ağrı bayan escort, Ağrı Escort, Ağrı genç escort 7 Haziran 2020

Merhaba adım Aylin (ama Türdy Crawford’a benzediğim için herkes bana Türdy der). 22 yaşındayım. Rehberlik okuyordum, ama bıraktım ve özel bir şirkette çalışıyorum, bir yandan da hayatımı yaşıyorum. Dedem çok zengindir, beni de çok sever. Kendisinin 25 yaşında sevgilileri bile oluyor, rahat bir insan. Beni de o büyüttüğü için, ben de onun gibi maymun iştahlı ve plansız yaşayan bir insanım. Liseyi bitirdiğimden beri canımın istediği erkeklerle sikişirim.

Geridaşlarımdan biri birgün, “Gel seni çalıştığım film setine götüreyim, ünlü arkadaşlarımla tanıştırayım, belki sana da bir rol verirler, bir bakmışsın ünlü oluvermişsin!” dedi alaycı bir tonla. Ben de, “Sağol canım, ben yeterince ünlüyüm!” dedim, ama içimi de garip bir duygu kapladı, “İyi, tamam!” dedim, gittik. Sette bir koşuşturma, bir karmaşa, sonra tam bir sessizlik. Ben birden boş bulundum, “Noluyor ya? Herkes niye sustu?” deyince, uzaktan biri, “Kes!” diye bağırdı. Yönetmen sinirli bir şekilde etrafa bağırıyordu. Biri geldi beni dışarı çıkardı. Sinirlerim bozuldu, kimse bana çekim sırasında ne yapmam gerektiğini söylememişti. Gözlerim doldu, üzüldüm, tam ağlamaklı oldum. O anda biri kolumdan tuttu, bir döndüm ki, kmi göreyim? En sevdiğim aktör! İsmini yazamayacağım, sonuçta ünlü biri ve onun için iyi olmayabilir…

Neyse, “Üzülmeyin lütfen, burda her zaman böyle gerginlikler olur, ben de zor alışmıştım ilk zamanlarda. Lütfen gelin kulise geçelim, ordan sesimiz gitmez.” dedi. Öyle güzel bir sesi var ki, zaten adama hayranım. Bir anda dudaklarına yapıştım, boynuna sarıldım. Adamın sikini bile yokladım. Resmen ayaküstü seviştim adamla. Dudağı ve boynu ruj içinde kalmıştı. Kolumdan tuttuğu gibi özel karavanına götürdü (yönetmenin karavanıymış aynı zamanda). Orda öpüşmeye devam ettik. Beni aşağı bastırınca, sikini yalatmak istediğini anladım. Işıkmuarını açtığımda küçük aktör çoktan dimdik olmuştu, hemen ağzıma alıp sömürmeye başladım ve öyle bir bakış attım ki adama, titreye titreye ağzıma boşaldı. Ben döllerini yuttum ve sikini yalayarak temizledim. Tam sikini yerine koydu, fermuarını çekerken, o sırada birden kapı açıldı. Yönetmenle yardımcısı bayan (İstek) içeri girdi…

Yönetmen, “Abi nerdesin? Bütün ekip seni arıyor! Ne ara hatun buldun siktin rahatladın amına koyum, daha 10 dakika önce içerde değilmiydin yahu?” dedi. O da, “Benim sahne saat 4’te değilmiydi?” dedi. Yönetmen de, “Ya acenteden yolladıkları karı sahneyi bildiğin sikti attı, gönderdik onu, o yüzden senin sahneyi alacağız birazdan. Alacağız da, sen oynayabilecek misin? İstiyorsan bir 15-20 dakika falan dinlen!” dedi. O da, “Tamam, 30 dakika diyelim şuna!” dedi. Yönetmen de, “Yalnız bayanı gönder, sana güven olmaz!” dedi. O da, “Bayan misafirimiz, Escort değil abi!” dedi. Yönetmen de bana, “Fazla pardon! İsminiz?” diye sordu. “Aylin.” dedim. “Aylin hanım, buyrun beraber sete geçelim, aktörümüz de biraz dinlensin, olur mu?” dedi. “Tabiatl ki!” dedim, yönetmen ve İstek hanımla birlikte sete geçtik.

Sette yönetmen çok sinirli bir şekilde senaryo istiyor, gelmeyince de iyice deliriyordu. “Yahu nerde kaldı bu siktiğimin senaryosu, yıl oldu amına koyum!” dedi. İstek, “Buyrun efendim!” diye senaryoyu uzattı. “İstek kızım, bu değil, bundan burda da var, bana öbür set detayını getir!” dedi. Tam o sırada bana dönüp, “Aylin hanım kusura bakmayın, burası tımarhane gibi, sizinle de pek ilgilenemiyoruz, kusura bakmayın, ama akşam setten sonra bizimle beraber yemeğe geliyorsunuz, itiraz istemem!” dedi. “Tabiatl ki, çok isterim!” dedim. “İstek!!! Hadi kızım, getir artık, millet yaşlandı yahu!” diye seslendi. Az sonra İstek, “Buyrun efendim, bu değil mi istediğiniz?” dedi. “Konutet! Tamam hadi millet, herkes yerlerine, gereksiz adam kalmasın oyunda!” dedi ve çekimler başladı. Ben bu sefer yönetmenin yanında, sessiz bir şekilde çekimleri izledim. Tabiatl bizim aktör boşalmanın etkisini üzerinden atmış olsa da, ben anlayabiliyordum.

İki saat sonra paydos ettiler. Birazdan aktör bey geldi yanımıza ve yönetmene, “Benim acil bir işim var, yemeğe geç katılırım abi, sorun yok değil mi?” dedi. Yönetmen de, “Yok ya, biz de önce otele gideceğiz zaten, ordan yemeğe geçeriz!” dedi. Aktör de, “Tamamdır, mekana varınca ararsınız, ben kaçtım!” dedi ve gitti. Yönetmen, İstek, ben ve iki ünlü genç oyuncu, bir de mankenlikten oyunculuğa geçen bir kız, hep beraber VIP minibüse bindik, otele doğru yola çıktık. Yönetmen beni ablukaya almıştı, “Reyunculuk yaptınız mı hiç Aylin hanım? Sanki sizi gördüm, ufak bir roldü, hizmetçi fettan bir kız rolüydü, yanlışmıyım?” diye sordu. “Hayır, hiç oyunculuk yapmadım, ama isterdim!” dedim. Yönetmen de, “Bu filmden sonra Yeminep’te bir dizi çekeceğim kısmetse, ister misiniz bir rol?” diye sordu. “Aaaa! Sebep olmasın parada anlaşırsak!” dedim ve gülüşmeye başladık. Bir yandan da adam beni inceden yokluyordu, eli bir dizimde, bir baldırımdaydı. “Otelde çok işiniz var mı? Ben nerde bekleyeceğim sizi?” diye sordum. “Aa lütfen, siz misafirsiniz, ben nereye siz oraya, lütfen duymamış olayım!” dedi. Anladım ki adam alenen beni odaya atmaya çalışıyordu. Yönetmen karizmatik bir adamdı, ama umarım bu sefer daha uzun bir sevişme olur diyordum içimden. Aktör beyin sikinin tadına varamamıştım bile doğru dürüst.

Otele vardık. İstek, “Hocam, ben biraz uzanacağım, uyuyakalırsam beni beklemeyin!” dedi gitti. Manken kız da, “Hocam ben odamdayım, çıkıyoruz deyin hemen çıkarım!” dedi gitti. İki ünlü genç oyuncu sürekli beni kesiyorlardı, kendi aralarında birşeyler konuşuyorlar, gülüşüyorlardı. Yönetmen onlara, “Siz geleceksiniz değil mi? Bir saate çıkarız, tamam mıdır?” dedi. Onlar da, “Tamamdır hocam!” dediler gittiler. Nihayetra yönetmen bana döndü ve “Buyrun Aylin hanım, biz de çıkalım yukarı!” dedi kolunu uzattı, ben de koluna girdim, yukarı çıktık…

Odaya girdiğimizde bana, “Ben bir duş alayım, 2 dakika sürmez!” dedi. Ben de o duştayken lavaboda üstümü başımı düzeltiyordum. Duştan çıplak çıktı, bir yandan kurulanıyor, bir yandan da benimle konuşuyordu. “Aylin hanım sizde acayip bir ışık var, kadınsı ve naturel, sizden çok iyi aktrist olur, benim kanaatim bu!” dedi, yanıma geldi ve bana sarıldı, öpüşmeye başladık. Sikini tutup, sıkmaya, oynamaya başladım. Hemen dirildi, sertleşti. Onu çok etkilediğim belliydi. Giysimi çıkardım ve içeri yatağa geçtik. Yatağa uzanıp bacaklarımı açtım, “Yala beni yönetmenim!” dedim. Heyecanla geldi amımı yalamaya, derin derin emmeye başladı. 15 dakika kadar yaladı. Uçtum resmen, ünlü bir yönetmen amımı emiyordu…

Fazla dayanamadım, “Sik beni yönetmenim!” dedim ve üstüme çektim. “Ben sadece göt severim!” dediği gibi, beni ayaklarımdan tutup ters çevirdi, götümü kaldırıp, sikini dayadı göt deliğime. Daha önce götten de çok verdiğim için, “Sok yönetmenim, sok yarağını götüme, dağıt götümü!” diye gaza getirdim onu. Kökledi birden. “Ohhh! Özlemişim!” dedim. Beni götümden sikmeye devam ederken kapı çaldı, “Hocam Ali geldi, gelince haber verin bana demiştiniz!” dedi, o gençlerden biri. Yönetmen sikini götümden çıkardı, kalktı kapıyı araladı, “Devirır gelsin, telefon et!” dedi. Bu arada ben domalmış bekliyorum ve kapının aralığından görünüyorum, “Hocam ben giyineyim mi?” dediğimde, çocuk kafayı uzattı, bana gülümseyerek selam verdi. Yönetmen de, “Aylin hanım sizi biraz yalnız bırakacağım, kusura bakmayın!” dedi ve giyinmeye başladı. “Önemli değil hocam, ben beklerim böyle!” dedim…

Yönetmen giyindi çıktı, oyuncu genç içerdeymiş, kapıyı kapattı ve bana, “Merhaba, tanışmadık, ben …” dedi. “Biliyorum, severek izliyorum, dizide de çok iyi bir performans sergilediniz gerçekten!” dedim. Bu arada ben bilerek domalmış bir şekilde duruyordum. Çocuk, “İsterseniz hoca gelene kadar ben devam edebilirim!” dedi. “Buyrun, çok hoşuma gider! Önce yalamamı ister misin?” dedim. “Gerek yok, muhteşem görünüyorunuz, sizin götünüzü gördüğümden beri sikim zaten kaya gibi!” diyerek arkama geçti, sikini götüme sokup, sikmeye başladı. Ben inleye inleye, “Geridaşın (öbür oyuncu genç) nerde, onu da çağırsana!” dedim. Bir yandan götümü sikerken, telefonda, “Abi hocanın odaya gel, acil!” dedi, telefonu kapadı…

Az sonra kapı çaldı ve açıldı. Bizi o halde görünce, “Vay bee!” deyip girdi içeri ve kapıyı kapattı. “Abi hoca görürse bizi sikertir!” dedi, ama bir yandan da kendi de soyunmaya başladı. Nihayetra sikini ağzıma verdi, “İsminiz Aylin’di, değil mi?” dedi. Ben de bir yandan sikini emip, bir yandan laf yetiştiriyordum, “Konutet Aylin. Sizi çok beğeniyorum, çok iyi oyuncusunuz, sikiniz de çok tatlıymış!” dedim. “Teşekkür ederim Aylin hanım!” dedi. Sizli bizli konuşup üçlü sikiş yapmak oldukça neşeliydi, absürtlüğün farkındaydık, ama devam ettiriyorduk. “Affedersiniz, aynı anda sikseniz olur mu?” dedim. “Tabiatl ki Aylin hanım, hemen!” dedi sonradan gelen, sırtüstü yattı. Ben de üstüne yerleştim, amım da nihayet yarak yemiş oldu bugun ilk defa. Yaragını tamamen alınca, memelerimi ona yapıştırdım ve üstüne yattım, öpüşmeye başladık. Bu arada ilki arkadan yine götüme soktu. Bir anda girdi, ama götüm artık iyice alıştığından acımadı bile…

İkisi beraber çok güzel bir şekilde beni sandviç yapıyorlardı, zevkten sayısız boşalmıştım. Kapı açıldı birden, yönetmen ve Ali bey (hangi Ali olduğunu söylemeyeceğim) içeri girdiler. Gençler birden, “Hocam!!!” deyip fırladılar. Yönetmen ise, “Çocuklar napıyorsunuz, öyle yarıda bırakılır mı? Aylin hanıma ayıp ediyorsunuz, devam edin!” dedi. Çocuklar yer değiştirip yine sandviç yapıp, beni inletmeye başladılar. Bu sefer Ali’ye nispet yapıyordum. Zaten yönetmenle konuşurken gözü bize kayıyordu sürekli. “Hocam kusura bakmayın, dikkatim başka yerlerde!” dedi Ali bey. Hoca da, “İstersen biz de katılalım? Aylin hanım da isterse tabii!” dedi. “Hayhay, buyrun!” dedim, ama içimi heyecan kapladı, bu adama bitiyordum yıllardır ve şu an onun çıplak görecektim ve beni sikecekti…

Beni tost yapan gençler sırayla ağzıma boşaldılar. Amım ve götüm daha sikileceği için belli ki içime boşalmak istemediler. Ali bey sikini çıkarıp eliyle sıvazlamaya başladı. Uzandım sikini tuttum ve “Aize hayranım ben, şimdi sikinize dokunmak çok heyecan verici Ali bey!” dedim. Yönetmen de soyundu. Bu sefer Ali beyle yönetmen arasında sandviç oldum. Yönetmen kalın sikiyle götümü iyice bollaştırıyordu. Birazdan böğüre böğüre boşaldı götüme. Dölleri götümün kenarlarından aktı bacaklarıma. Yönetmen götümden çıkınca, ben Ali beyin üstünde zıplamaya başladım. Ne kadar zevk aldığımı anlatamam. Ali bey beni 20 dakika kadar siktikten sonra, “Aylin hanım boşalmak üzereyim!” dedi. Ben de, “İçime patlayabilirsiniz Ali bey!” dedim. Boşalırken beni sımsıkı sardı. O an ben de deli gibi boşalmaya başladım.

Nihayetra toparlanıp kalktık, duş alıp yemeğe gittik. O gece çok samimiydik, hepsi beni ortalarına aldı, her lafın içine çektiler beni. Fazla eğlendik. Yemekten sonra tekrar otele döndüğümüzde, yönetmen, gençler, Ali bey ve gündüz ağzıma patlayan yakışıklı aktör ve İstek ile birlikte sabaha kadar grup halinde sikiştik.

Ünlü yarağı yemenin ayrı bir tadı var :))

820 total views, 2 today

Page 4 of 5 1 2 3 4 5
  • Sevişmekten Hoşlanan Ağrı Escort

    by on 11 Eylül 2021 - 0 Comments

    Ağrı Escort kadınlar gerçekte sizlerin tamamiyle bu dolandırıcılığın yükseliş yaptığı piyasa da doyum olmanız ve ön ödeme yapmadan başka bir deyişle fotoğraftaki eş adaylarınızı can olarak karşınızda görmeden elinizi cebinize atmayasınız diye daima kullandığımız rutin uygulamalardandır. Bilindiği üzere Düzmece profiller ile sizleri ağına düşürmek isteyen oldukça Çok Küme vardır. Bu gruplara yem olmamak için sitemizde itimat […]

  • İşini Güzel Yapan Ağrı Escort

    by on 28 Eylül 2020 - 0 Comments

    Saniyesi dahi kusursuz tatları getiren birliktelikleri adına getiren Afyon escort çıtkırıldım yapıdan uzakta kalmaktadır. abuk sabuk olan hareketlerden Derhal kendisi uzaklaşacak şekilde pozisyon alır. Pratik açıdan oldukça Çok şekilde erkeğini hoşnut etmektedir. Güzelliğini herkes ortaya mükemmelce sergileyecektir. yürek kırıcı bir hareketi kendisi katiyen yapmayacaktır. Cinsel açısından da yaşanacak konular üzerinde duracaktır. Bol tercih içersinde bulunan fanteziler […]

  • Stresini Unutmanı Sağlar Ağrı Escort Devirla

    by on 1 Mayıs 2020 - 0 Comments

    Yaşamın getirmiş olduğu stres faktörünü biliyoruz. En çok da beyler bu duruma mani kalabiliyorlar. Onların maskülen olma durumları da genel olarak bu gibi olaylara karşı savaş vermeye programlıdır. enfes escort Lakin yine de erkekler de insan. Onların da kırılgan yönleri var. lolita escort Onlar da bir yerden sonra gerçekten de yorulmaya başlayacaklardı. Stres faktörünü göz […]

  • ağrı escort

    Seninle Sevişen Ağrı Escortlar

    by on 26 Eylül 2021 - 0 Comments

    Bir bayan yerine Şahsen kalçalar harbiden de çok Ehemmiyet arz edecektir. Tabii ki erkeklere soracak olursak eminim ki özdeş şeyleri beyefendiler de söylemekten hiçbir şekilde Arka durmazlar. yalnızca kalçaların güzelliği değildir belki bir kadına yakışan şey. ama Gene de yolda yürürken dahi beyleri orgazm duygularla kafa başa bırakacak henüz hoş ayrıntılardan bir tanesi o Çapkın, […]

  • Ağrı Seksi Escort Bayanlar

    by on 25 Eylül 2021 - 0 Comments

    Derhal hemen her erkeğin hayalini süsleyen bir düşlem ile beraberiz. Küme Cinsel fantezileri. Mutlaka cinsellik hakkında konuşurken arkadaşlarınızla bir kez da olsa bu sohbeti etmişsinizdir. Hiç Küme Cinsel yaptın mı? Küme denedin mi diye. gerçekte sakin fantezilere sahip ve Aleni bir çok Ağrı seksi escort kadınlar ilk sırada olmak üzere bu cinsel temasa karşı pek çok […]